Bu sistemde elde edilen enerji, elektrik motoru ile kullanılması halinde verimlilik yüzde 80 seviyesine çıkarabilir.
Abone olYıldız Teknik Üniversitesi Kimya Metalürji Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nde yaklaşık 40 kişiden oluşan bir ekip, bor bileşiklerinden petrole alternatif bir yakıt geliştirmek için çalışıyor. Kimya Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sabriye Pişkin, kurumlarıncı yürütülen ve Devlet Planlama Teşkilatı tarafından desteklenen proje kapsamında, sodyum bor hidrürden hidrojen elde ederek, bunu yakıt hücreleriyle enerji üretiminde kullanmayı amaçladıklarını bildirdi. Hidrojen enerjisinin otomobillerde kullanılması konusunda başta Japonya ve ABD olmak üzere birçok ülkede çeşitli uygulamalar yapılıyor, ancak bu projelerin tümü son derece yüksek maliyetleri nedeniyle pratiğe dönüşemiyorlar. Prof. Dr. Pişkin, bu noktada “kurumlarının düşük maliyetli ve verimli bir teknoloji geliştirmek, bunu toplumun pratik olarak kullanabileceği verimliliğe getirmek” istediklerini belirtiyor. Prof. Dr. Pişkin, esasen bir enerji kaynağı olmasa da, sodyum bor hidrürden hidrojen sağlanabildiğini ifade etti. Hidrojenin patlayıcı özellik taşıdığını da anımsatan Prof. Dr. Pişkin, sodyum bor hidrürden elde edilen hidrojenin ise patlayıcı bir özelliğe sahip olmadığını söyledi. Prof. Dr. Pişkin otomobillerde bulunan sodyum bor hidrür konulan deponun musluğunun kapanmasıyla hidrojen akışının durdurulabileceğini ve bunun kullanım açısından sakınca yaratmadığını savundu. Proje, sodyum bor hidrür üretimi, bor hidrürden hidrojen üretimi ve hidrojenden enerji elde edilmesi olmak üzere 3 bölümden oluşuyor. OTOMOBİLLERDE HİDROJEN Prof. Dr. Pişkin, araçlar için tasarladıkları sistemde, yakıt deposuna konulacak yüzde 35’i sodyum bor hidrür, yüzde 60’ı su, yüzde 5’i de sodyum hidroksitten oluşan karışımın sağlayacağı hidrojenin, yakıt hücresinde elektrik enerjisine çevrileceğini kaydetti. İçten yanmalı motorlarda elde edilen enerjinin yaklaşık yüzde 35’inin işe dönüştürülebildiğini vurgulayan Prof. Dr. Pişkin, bu sistemde elde edilen enerjinin, elektrik motoru ile kullanılması halinde verimliliğinin yüzde 80 seviyesine çıkacağını söyledi. TÜRKİYE ‘DOĞAL OLARAK’ ŞANSLI Prof. Dr. Pişkin, dizel ve benzinli motorlarda küçük maliyetli bir modifikasyonla hidrojenin yakıt olarak kullanılmasının mümkün olacağını belirtti. İçten yanmalı motor yerine yakıt hücresiyle sessiz, çevre kirliliğine neden olmayan yakıt hücresi teknolojisine otomotiv sektörünün ve ordu kurumlarının ilgi gösterdiğini kaydetti. Prof. Dr. Sabriye Pişkin, fosil yakıt rezervlerinin belirli bir ömrü kaldığını ve petrol konusunda dışa bağımlı olan bir ülke için hidrojen enerjisinin ciddi bir alternatif teşkil ettiğinin altını çizerek, dünya bor rezervlerinin yaklaşık yüzde 63’üne sahip Türkiye’deki hidrojen içeren bor bileşiklerinin yakıt hücresi teknolojisinde kullanılması fikrinin geliştirilmesi gerektiğini savundu.