Altaylı ağzını fena bozdu: G.tümle gülüyorum!

Fatih Altaylı'dan kendisine "paraleleci" diyenlere zehir zemberek yazı.

Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı açtı ağzını yumdu gözünü. Kendisine paralelci yaftasını yapıştıranlara "Hani g.tümle gülüyorum denir ya, onunla bile gülünmüyor artık rezilliğin, arsızlığın bu kadarına." diye sert çıktı.

"Bize paralelci diyenlerin dününe bakmak lazım" diyen Altaylı, bu kişilerin telefon kayıtları ortaya çıksa kiminle görüştükleri de açığa çıkacak dedi. Bu kişilerin daha önce paralelden kimbilir kaç kez kendisinin de dahil olduğu bazı gazetecilerin tutuklanmasını istediğini belirten Altaylı ağzını fena bozdu.

"Şimdi anti paralelci olmaya çalışan bu yavşakların kaçı, kaç kere Pennsylvania'ya gidip "etek öptü'' bir söyleseler de herkes bilse, herkes duysa." diyen Altaylı şimdi antiparalelcilerin ortaya attığı iddiayı daha öce Emin Çölaşan ve Yılmaz Özdil'in attığını söyledi.

İşte Altaylı'nın çok ses getirecek o yazısı...


G.TÜMLE GÜLÜYORUM DENİR YA...

VAH vah vah...
Herkes paralelci oldu...
Hani g.tümle gülüyorum denir ya, onunla bile gülünmüyor artık rezilliğin, arsızlığın bu kadarına.
Düne kadar paralelin ortasında yatanlar, şimdi kendileri dışındaki herkesi paralelci yaptılar.
O kadar hayâsızlaştılar ki, geçenlerde biri köşe yazısında bana bile paralelci demiş.
Bana sövme ortamı Twitter'da bile isyan etmiş bazıları, "Adama her şeyi dediniz ama bu kadarı da fazla'' diyerek.

BİZE PARALELCİ DİYENLERİN DÜNÜNE BAKMAK LAZIM

Aslında boş lafa gerek yok.
Bugün bize paralelci diyenlerin dününe bakmak lazım.
Mesela telefon kayıtlarına...
Dinlemeden falan söz etmiyorum, arama kayıtlarına.
Mesela bugün bana bile paralelci diyenler, paralelci dedikleri polis müdürlerine sövenler, ne bileyim mesela Ali Fuat Yılmazer'le kaç kere telefonlaşmışlar.
Kaç kere buluşmuşlar, kaç kere beraber yemek yemişler, kaç kere Yılmazer'e, "Şunu da içeri atın'' türünden telkinlerde bulunmuşlar.

ZEKERİYA ÖZ'LE KAÇ KERE BULUŞMUŞLAR

Ya da bugün paralelci dedikleri savcılarla, ne bileyim mesela Zekeriya Öz'le kaç kere konuşmuşlar, kaç kere buluşmuşlar, kaç kere beraber yemek yemişler, Zekeriya Öz'e kaç kere "Şu Fatih Altaylı ve şu Ertuğrul Özkök'ü de içeri alsanıza'' diye tavsiyede bulunmuşlar.
Sonra da kaç kere ekranlara çıkıp "Çok sağlam duyum aldım. Altaylı ve Özkök'ü de içeri alacaklar'' demişler.
Cemaat'e defalardır söylüyorum bu köşeden, ah bir açıklasalar.

ANTİ PARALELCİ OLMAYA ÇALIŞAN YAVŞAKLAR

Şimdi anti paralelci olmaya çalışan bu yavşakların kaçı, kaç kere Pennsylvania'ya gidip "etek öptü'' bir söyleseler de herkes bilse, herkes duysa.
Bir de "Ne olur beni de götürün, şu hocamızın nur yüzünü biz de görelim'' diyenleri açıklasa şu Cemaat.
Anlatsa da, şimdinin "anti paralelci'' kesilenlerinin dün nereleri yaladığını bir öğrensek, bir bilsek.
O zaman biz bu köşede Cemaat'in yanlışlarını yazarken, "Eğitim işi iyi de, yurtdışında Türkçe öğretmek, Türk okulu açmak iyi de, yargıda, poliste, milli eğitimde örgütlenmek ne iş'' diyorduk.
Biz bunları yazınca da bu yavşaklar gazeteyi ellerine alıp "Bakın size ne yazmış. Hadi attırın şunu içeri'' diye koşuyorlardı "abilerine''.

ŞİMDİ BİZ PARALELCİ OLDUK ONLAR ADAM

Şimdi biz paralelci olduk, onlar adam.
Hadi gidin işinize arsız utanmazlar.
Patronunuz "Ne istediniz de vermedik'' diyordu paralel olmadan önce...
Siz de verilenler arasındaydınız besbelli.
Şimdi "Orduyu da ele geçirdi Cemaat" demiş bir gazete.
İktidara yakın değil, iktidarın içinden, balkonundan bir gazete.
Çok güldüm.
Çünkü yakın zamana kadar aynı iddiayı Emin Çölaşan, Yılmaz Özdil gibi yazarlar dile getirirdi Genelkurmay için.
Siz de söverdiniz.
Çölaşan ile Özdil yerli yerinde duruyor.
Siz onların yanına gittiniz...