BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  POLİTİKA  /  HDP

Altan Tan: Hükümet posta koyacağına...

HDP ile hükümet arasında iki gün önce başlayan polemiğe Altan Tan da yorum yaptı.

Abone ol

NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA

Meclis gündeminde bulunan güvenlik reformunu eleştiren Demirtaş’ın “Güvenlik paketini sokakta engelleriz” şeklindeki sözlerine sert tepki gösteren Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Bundan sonra şehirleri kan gölüne çevireceklerini söylüyorlarsa, sokaklara çağrıda bulunuyorsa, dökülecek her kandan Demirtaş sorumludur” dedi.

Çözüm sürecinde nihai aşamaya geçileceğinin söylendiği günlerde yeniden başlayan bu polemik süreci nereye götürecek? HDP Diyarbakır milletvekili Altan Tan, internethaber'e konuştu:

Siz 6-8 ekim olayları öncesindeki çağrı için partinizi eleştirmiştiniz, şimdi yine benzer bir çağrı yapıldı, hükümet buna yanıt verdi ve polemik başladı. Hem çağrıyı nasıl buldunuz, hem de bu polemikler çözüm sürecini nereye götürür? 

HÜKÜMET ANKARACA KONUŞUYOR


Bu polemikler çözüm sürecini iyi bir yere götürmez. Sayın Demirtaş; Ak Parti'nin Meclis'teki çoğunluğuna güvenerek muhalefeti hiç dinlemeden, hukuk kurallarına, demokratik standartlara aykırı kanunları Meclis'ten geçirmeye devam ederse muhalefet olarak biz sokakta demokratik tepkimizi, eylemlerimizi ortaya koyarız. dedi.

Bu cümleyi buradan alıp başka yerlere götürmek, tam anlamıyla polemik. Eğer bir çözüm süreci olacaksa ve doğru düzgün devam edecekse bunun müzakerelere evrilmesi, atılacak, kısa, orta, uzun vadeli adımların atılması, kamuoyunun üçüncü göz diye nitelendirdiği, kanaat önderlerinin, sivil toplum kuruluşlarının devreye girmesi sürecin olmazsa olmazıdır. Polemik, "Ben iş yapmak istemiyorum" demenin Ankaracasıdır." "Ben iş yapmak demek istemiyorum, seçimlerden sonrasına kadar yatıp uyumak istiyorum" demenin Ankaracasıdır. Ankaralılaşmak bugüne kadar hiçbir iktidara yaramadı, bir dönüp tarihe baksınlar, kimseye yaramadığı gibi AKP'ye de yaramaz.

POSTA KOYACAKLARINA İŞ YAPSINLAR 

Başbakan ve Cumhurbaşkanı bu kadar fazla konuşup gürleyeceklerine biraz yağsınlar. Kürtler de bir atasözü vardır: "Dugırı na barı" derler, yani "gürlüyor ama yağmıyor..." Tehdit edeceklerine, posta koyacaklarına iş yapsınlar, demokratikleşmeyle ilgili adımlar atsınlar, çok büyük adımlar atamıyorlarsa da bari küçük adımlar atsınlar, onları da atamıyorlarsa bari emeklesinler. Ben bu aşamada polemik yapmak istemiyorum, polemiğin de bu aşamada siyasetin de demokratikleşmenin de önünü kapatır. Hükümet gürleyeceğine yağsın, iş yapsın.

-Sırrı Süreyya Önder yaptığı açıklamada heyetin Yalçın Akdoğan'la yaptığı görüşmede genel af ve Öcalan'ın taslağının konuşulduğunu söyledi. Akdoğan bugün bunu yalanladı, kim doğru söylüyor?

ŞEFFAFLIK, ŞEFFAFLIK, ŞEFFAFLIK

Bir vatandaş, bir milletvekili olarak, ben ve benim gibi milyonlar, neler konuşulduğunu ve nelerin konuşulmadığını bilmiyor. Başından beri feryat ediyorum; süreç şeffaf olmalı, şeffaf olmalı, şeffaf olmalı. Kamuoyu bilgi sahibi olmazsa biz kimin doğru söylediğini nasıl anlayacağız. Bu görüşmeler, konuşulanlar ve konuşulmayanlar, yol haritası, çözüm sürecinin parametreleri kamuoyu ile paylaşılmazsa biz nasıl bilgi sahibi olacağız ve ne söyleyeceğiz. Sorun tam da burada. Onun için her yazısında hükümeti cansiparane savunan iktidarın kalemşör ve silahşörleri bile artık "bu süreç şeffaf olmalı ve hükümet adım atmalı" diyorlar.

KURT DUMANLI HAVAYI SEVER AMA...

Bütün bu polemik ve tartışmaların, bu tıkanıklığın, bu sis dumanının bir tek çaresi ve şeffaflık. Bu sis dumanı dağılacak, toplum bilgilendirilecek ve hükümet atması gereken adımları seçimleri beklemeden atacak. Ama kurt dumanlı havayı sever, ortalığı bu kadar karışmazsa bu işler nasıl savsaklanır diye soracak olursanız, valla bu dumanlı havanın hükümete de faydası olmaz. Kısa vadede belki günü kurtardığını zannedebilir ama çok kısa bir müddet sonra hadise bütün çıplaklığıyla ortaya çıkar ve gizlenemez. Şeffaflık, şeffaflık, şeffaflık... Samimiyet, samimiyet, samimiyet, adım atma, adım atma, adım atma...

-Siz "ortada bir çözüm süreci yok" diyordunuz, hala aynı fikirde misiniz?

Ben bu kadar bu işlerle ilgili ve "yetkili" biri olmama rağmen bir şey bilmiyorum. Ortada bir çözüm süreci var mı yok mu ben de bilmiyorum.