BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

Altan: Gazete olmazsa ne olurdu?

Usta yazar, Çetin Altan, Balçiçek Pamir'e konuk oldu. Altan, son günlerde Akşam'a verdiği demeçle gündemden düşmüyordu. İşte Altan'dan ufuk açan sözler...

Abone ol

Hiç gazete çıkmasa ne olur?

Ben sormuyorum, usta gazeteci Çetin Altan soruyor. Cevabını da kendisi veriyor. "Yazar yaşarken yazar sayılmaz" diye devam ediyor "Beni kimin okuduğuna bakmam, bakarsam politikacı olurum, yazı yazamam"

Bitmedi tabii. Konuk Çetin Altan olunca insan kıyamıyor yazıyı kesip biçmeye. İki gün yayınladım yine bitmedi konuştuklarımız. Bugün röportajın geri kalanı köşeyi kaplayıverdi, kusuruma bakmayın. Öylesine güzel sözleri, öylesine hoş cevapları var ki keyifle okuyacaksınız, inanın.

* Tartışma programlarını eleştiriyorsunuz, "Ekonomi konuşulmuyor, merak edilmesi gerekenler merak edilmiyor" diyorsunuz. Peki siz niye televizyona çıkmıyorsunuz? Hayatım gerek yok ki. İnsanların tabuların arkasına sığınıp konuştuğu bir ülkedeyiz. Bir şey söylüyorsun, "Ona buna dil uzattın" oluyor. Zamanında Sokrates bu yüzden idam edilmedi mi? Bugün Mustafa Kemal hakkında söz söyleyecek adam var mı? Yok, değil mi efendim?

* O kadar kötü değil durum. Bence değişiyor, gelişiyoruz. Eskisi gibi değil. Hayır değişmiyoruz. Değişme yaratanlar yeni çağlarıyla gelecekteki çağ arasında bir sentez oluştururlar. Daha burada 3 yıl sonra ne olacak diye bile konuşulmuyor.

* İşte ben de o yüzden sordum niye televizyona çıkmıyor ve anlatmıyorsunuz diye. En son atv'deki Siyaset Meydanı'na çıkmıştınız iki oğlunuzla beraber. Öyle reyting aldı ki kitabı bile yapıldı söyleşinin. En çok da gençler okuyor sizi. Yeryüzünde hiç insan olmazsa yazı yazılmaz mı hayatım?

* Yazılır. Yazılır değil mi? Biraz sonra rüzgarın bütün yazdıklarını sileceğini bilse bile mısralarını kumsala yazar şair.

* Sanat için sanat yani. Halkın yararına bir şey yapmak istiyorsan kişi başına yaşam kalitesini artırmakla başlayacaksın işe. Türkiye'de yöneticiler kendi gerçeklerini açıklamaya korkuyorlar. İnsanın temel güdüleri vardır. Uyku güdüsü, karın doyurma güdüsü. Adam kalkmış su kuyruğuna girmiş, arkadaki önüne geçmeye çalışıyor bu da kavga çıkarıyor. Peki ben o sırada kalkıp da Emile Zola anlatmaya kalksam adam dinler mi? Merak eder mi yani?

* Önceliği o değildir de ondan. Peki onu diyorum işte. Kaç kelimeyle konuşuyor bugün Türk insanı düşünsene. Gazeteler bile hep aynı kelimelerle başlık atıyorlar. Eğer bugün gazetelerin tirajı 30 milyon olsaydı bugün seninle bunları konuşmuyor olurduk.

* Ne konuşurduk? Gündemde uzaya gitme meselesi olurdu. Zaten çoktan AB üyesi olmuştuk. Heykelleri konuşurduk. İlk karikatürü kim yapmış onu sorardın bana.

* Sizce sizi en çok kimler okuyor? Kadınlar, erkekler, gençler? Düşünmem beni kim okuyor, okumuyor diye. Düşündüğün zaman yazı yazamazsın. Bir gazeteci beni kim okuyor diye düşünürse gazeteci olmaz politikacı olur. Politikayla yazı ters şeydir. Ayrıca bence yazar sağken yazar sayılmaz. O zaman Moliere'e haksızlık yapmış olursun.

* Yazar sayılabilmek için ille de ölmek mi gerekir yani? Hayır. Ölünce de sayılmaz aslında. Yazar diyebilmek için yüz sene sonra onun kitaplarının okunup okunmadığına bakmak gerekir.

* Ya siz? Hatırlanacak mısınız? Onu bilmem. Kimse bilemez ki hayatım. Karizman yetmese bile özenin yetebilmelidir yaptığın işe layık olmaya.

* Sık sık "Türkiye'nin en büyük sorunu mesleksizlik" diyorsunuz. Ya gazetecilik? Gazetecilik bir uğraş alanıdır meslek değildir. Tek başına yapamadığın bir şeyi meslek diye tarif edemezsin. Siyasetçilikle gazetecilik karıştırılıyor Türkiye'de. Çünkü aslında bizde gazetecilik sadece yurtdışında var diye başlayan bir durumdur. Sence bugün hiç gazete çıkmasa tepki olur mu?

* Olmaz mı? Ne bileyim, ölçmek lazım.

* Sizce? O tirajlardan belli zaten. 70 milyon nüfusa 5 milyon gazete.

* "Siyasetle gazetecilik yan yana olmaz" diyorsunuz. Peki siz niye siyasete girdiniz? Niye? Çünkü 60 tane davam vardı benim. Dokunulmazlık için girdim, rahat yazabileyim diye. Ben politikayla yan yana gitmem. Ama unutma ki o dokunulmazlık da yalnız benim için kalktı. Türkiye'de çok kavram birbirine karıştırılıyor. Örneğin ben 60 yıldır yazı yazıyorum ama kendi ülkemin mezar taşlarını okuyamıyorum çünkü anlamıyorum, düşünsene. Çocuklara bir sürü şiir ezberlettiriliyor. Türk'ün gücü anlatılıyor şiirlerde. Şimdi çocuk nasıl bir gelecek düşleyecek, nasıl geçim sağlayacak?

* Bütün bunları söylüyorsunuz ama sonunda mutlaka "Enseyi karartmayın" diye ekliyorsunuz. Enseyi karartmayın lafı anneannenizden değil mi? Evet. Rumeli deyimidir o devamı da var. "Enseyi karartma, sal suya" diye. Düşünüyorsan başın öne eğiktir ve ensene güneş girer. Enseyi karartmamak için 21. yüzyılda olmak gerekir.

* Ne demek 21. yy'da olmak? İnsanın devlet ve ulustan çok daha önemli olduğu bir dönemden söz ediyorum. İnsan mutluluğu o zaman çok daha fazla olacak. Politikacıların oksijeni bitecek. Senin torunların benim yaşıma geldiği zaman Amerika başkanını gazete ilanıyla arayacak.

* Neden? Çünkü getirisi bitecek. Başkan olmanın getirdiği kar bitecek. İsveç, Norveç'te başkan olmak nasıl karlı değilse, orada da öyle olmayacak. Kırmızı halılar, resmi törenler hepsinin sonu gelecek. Her şey iyi olacak ama arada iki nesil harcanacak. Bilim geliştikçe politikacının çıkarı azalacak. Çıkarı azalırsa kimse politikaya heves eder mi?

* Ya para işi? Orası doğru, herkes zengin olmak istiyor. Para donmuş enerji demektir. Bizde kazançtan para kazanmak yerine servetten para kazanmak yaygın. O da bir artı getirmiyor Türk ekonomisine. Bak insanlara, kendilerini öldürüyorlar Irak'ta. Ölen adamın vatan sevgisi sağ kalanın ağzında şiir olur yahu. Ama ölenin haberi yoktur bundan. Vatanın başındakiler 'Vatan için öldü' diyorlar ölen için. Ama kimsenin aklına gelmiyor Mehmet Akif'in nerede askerlik yaptığını sormak. Çocuklara onun şiirlerini ezberletiyorlar ama.

* Geçenlerde Turizm ve Kültür Bakanı 'az gelişmiş toplumlarda şiir gelişir' diye bir açıklama yaptı. O açıklama yeterince konuşulmadı. İslam'da zaten boya yok. İnsanlarda yaratıcılık var, neye kanalize edecek peki? Düz yazıyı basacak makine de yok. O zaman işte şiirde gelişme göze çarpar. Bakan bunu mu söylemeye çalıştı bilemem ama Arap edebiyatındaki şiirin daha çok yukarı çıkmasının sebebi başka alanlarda kendini gösterecek yaratıcılık olanağından yoksun olmalarıdır. Kolay mı ona poz verdirmek? Çok zor çok. İnanın bütün maharet fotoğrafçı Sinan Akyüz'de.

Röportaj : Balçiçek Pamir

Kaynak :