"Almanya'da MİT'in faaliyetleri" konusunda verilen soru önergesine Merkel hükümetinden yanıt geldi.
Abone ol"Almanya’da MİT’in faaliyetleri" konusunda, Alman Sol Parti Meclis Grubu adına Federal Milletvekili ve partinin İçişleri Politikası Sözcüsü Ulla Jelpke’nin verdiği soru önergesine Merkel hükümetinden yanıt geldi. Alman hükümetinin verdiği yanıtta Alman istihbarat birimlerinin MİT ile herhangi bir ilişki içerisinde olmadığı belirtildi.
Oda TV'den Süheyla Kaplan'ın haberine göre, soru önergesine yer alan bir çok soruya ise 'gizli' olarak nitelendirilerek ayrıntılı bilgi verilmedi.
İşte o önergenin içeriği:
1. Hangi anlaşma çerçevesinde Türk güvenlik birimleri Almanya sınırları içinde görev yapmaktadır?
Cevap: Almanya ile Türkiye arasında 19 Eylül 2004 yılında imzalanan "ikili ülke anlaşması" gereği özellikle terörle mücadele, suçluların yargılanması gibi hususlarda birlikte çalışma esas alınmıştır. Güvenlik birimleri ulusal güvenlik normları içerisinde faaliyetlerini yürütmektedir.
2. Geçtiğimiz yıl MİT için çalışan istihbarat birimleri gözaltına alındı hatta bir istihbarat görevlisi tutuklandı? Alman hükümeti bu davanın nasıl seyredeceği konusunda ne düşünüyor?
Cevap: 2010 yılından itibaren "Türk istihbaratının casusluk faaliyetleri" şüphesiyle yürütülen toplam dört dava vardır. Bunlardan üç dava ceza yasasının 170. maddesine göre kapatılmıştır. Diğer dava ile ilgili ise Koblenz Yüksek İdare Mahkemesi iddianameyi tamamlamak üzeredir.
3. Alman hükümeti MİT’in dışında başka Türk istihbarat birimleri hakkında ne biliyor? Bunların hangi görevleri var? Alman hükümetinin hangi bilgisi dahilinde MİT elemanları aktif çalışmaktadır?
Cevap: Alman hükümeti Türk Mili İstihbarat Başkanlığı dışında Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı (GİB) ve İstihbarat Daire Başkanlığı’nın (İDB) faaliyetlerinden haberdardır.
Ayrıca medyada yer aldığı itibariyle de Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele’nin faaliyetleri de bilinmektedir. Özellikle terörle mücadele, organize suçlar gibi alanlarda iki ülkenin güvenlik birimleri koordineli çalışmaktadır.
4. Hangi gerekçe ile 2014 yılında üç MİT istihbarat elemanı güvenlik birimlerince gözaltına alındı? İstihbarat elemanlarının gözaltına alınmasına Türkiye nasıl reaksiyon gösterdi?
Bu konuda hükümet temsilcileri arasında istihbarat elemanlarının gözaltına alınmasıyla ilgili herhangi bir görüş beyan edilmemiştir.
Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Der Spiegel dergisinde yer alan habere göre gözaltına alınan bu istihbarat elemanlarının MİT ile bağlantılı olmadığını beyan etmiştir. Bu soruya ilişkin detaylar da iki ülkenin istihbarat birimleri açısından "gizlilik esası" kapsamındadır.
5. Köln kentinde bulunan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Ehrenfeld Camisi’nin MİT tarafından istihbarat merkezi olarak kullanıldığından Alman hükümeti haberdar mıdır? Hangi DİTİB elemanı ya da MİT elemanı burada aktif çalışıyor? Diyanet ve MİT arasındaki olası bir bağlantı hakkında Alman hükümeti ne biliyor?
Cevap: Alman hükümetinin bu konuda elinde somut delilleri yoktur.
6. MİT ile Alman istihbarat ve güvenlik birimleri hangi yasal çerçevede birlikte çalışmaktadırlar?
Cevap: Alman İstihbarat Birimi (BND) ile Türk İstihbaratı (MİT) arasındaki işbirliği "federal anayasa koruma yasaları" çerçevesindedir. (BVerfSchG) Federal Kriminal Dairesi ( BKA) ve Askeri İstihbarat Servisi (MAD) ile MİT arasında herhangi bir istihbarat alışverişi söz konusu değildir. Diğer sorulara ilişkin cevap ise "gizlilik esası" kapsamındadır.
"TÜRK İSTİHBARAT BİRİMLERİ İLE İLİŞKİLERİNİZİ KESİN"
Sol Parti Federal Milletvekili Ulla Jelpke konu ile ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada Almanya'nın MİT ile ilişkilerinin bir an önce kesilmesi gerektiğini söyledi:
"MİT’in yurtdışındaki istihbarat faaliyetleri Almanya’da yaşayan sürgün muhalifler için tehlike teşkil etmektedir. 2013 yılında Paris cinayetinde üç Kürt siyasetçinin öldürülmesinde MİT’in parmağı olduğu iddialar arasında. Bir süre önce üç istihbarat elemanının Almanya’da gözaltına alınması ve yakında Koblenz’de başlayacak olan casusluk davası önemli bir adım. Alman güvenlik birimleri ile Türk istihbarat birimleri arasındaki ilişkiye bir an önce son verilmeli. Koblenz’de sözkonusu bu istihbaratçılara karşı başlaması beklenilen davanın Alman güvenlik birimlerinin çalışma biçiminin değiştiği konusunda aynı zamanda Erdoğan’a bir uyarı olacağını düşünüyorum."