BIST 8.885
DOLAR 34,31
EURO 37,19
ALTIN 3.018,55
HABER /  DÜNYA

Almanya'da yeni bir ırkçı skandal! Türkçe konuşan öğrenciye ceza

ALMANYA'nın Heidelberg kenti yakınlarındaki küçük bir kasabada meydana gelen olay 8 Temmuz'da cereyan etti. Ailenin olaydan şikayetçi olduğu bildirildi.

Abone ol

Almanya'nın Heidelberg kenti yakınlarındaki küçük bir kasabada meydana gelen olay 8 Temmuz'da cereyan etti. Ailenin olaydan şikayetçi olduğu bildirildi.

Ailenin avukatı Yalçın Tekinoğlu, DW Türkçe'den Elmas Topcu’ya yaptığı açıklamada, üçüncü sınıf öğrencisi olan kız çocuğunun, teneffüste kendisi gibi Türk kökenli bir arkadaşı ile tırmanma duvarı önünde oynarken başka çocukların da yanlarına gittiğini, kız öğrencilerin onları aralarına almayı reddetmesi üzerine diğer çocukların öğretmene onları aralarında Türkçe konuştuklarını da belirtip şikayet ettiklerini aktardı. Öğretmenin bizzat tanıklık etmediği olay üzerine Türkçe konuşan öğrencilere ceza olarak, okulda neden Almanca konuşulması gerektiğini yazan bir ödev verdiğini belirtildi. Bunun üzerine de dokuz yaşındaki öğrencinin, "Çocuklar okulda Almanca konuşur. Almanya'da resmi dil Almancadır. Siz bizim Almanca konuşmamızı istiyorsunuz. Okullar Alman okulu. Türkçe konuştuğumuzda diğer öğrenciler bizi anlamıyor. Anadilimizi konuşmamalıyız. Çünkü Almancamızın daha iyi olması isteniyor" şeklinde yarım sayfalık bir yazı yazdığını aktardı.

Heidelbergli avukat Tekinoğlu, kız öğrencinin aldığı cezayı öğrenen annenin başta sorumlu öğretmen ile iletişime geçmeyi denediğini, ancak koronavirüs tedbirleri nedeniyle sadece telefonla görüşebildiğini belirtiyor ve bu görüşmede de öğretmenin, çocuğunun anadilinin Türkçe olduğunu vurgulayan anneye cezanın pedagojik açıdan gerekli olduğunu savunduğunu belirtti. Bu durum üzerine de ailenin avukat tuttuğu ve cezaya itirazda bulunduğunu bildirildi. Konu Okul Denetim Kurulu tarafından incelenecek.

Valilik olayı incelediklerini açıkladı

Okulun bulunduğu kentin valiliğinden yapılan açıklamada ise bireylere veya bir gruba yönelik ayrımcılık iddiaları içeren bu tür suçlamaların ciddiye alındığı ve incelendiği belirtildi. Söz konusu okulda 16 kültürden gelen öğrencilerin ders gördüğü, göçmen kökenli ailelerden gelen çocuk oranının da yüzde 43 olduğu açıklandı.

Freiburg Valiliği Sözcüsü Heike Spannagel, söz konusu olayın yaşandığı bölgenin bağlı bulunduğu eğitim ve öğretim dairesinden rapor talep edildiğini duyurdu. Rapor ellerine ulaşmadan okula veya suçlanan öğretmene dair değerlendirme yapamayacaklarını açıkladı.

Diğer yandan okulda derste veya teneffüste Almancadan başka bir dil konuşulmasını yasaklayan bir düzenleme olmadığına da dikkat çekildi. Sözcü Heike Spannagel, öte yandan öğrencilerin kavga veya tartışma gibi sorun yaşadıkları olaylarda aralarındaki gerilimin giderilmesi sürecinde bütün öğrencilerin aynı dilde konuşmasının iletişim açısından olumlu rol oynayabildiğini vurguladı.

Daha önce de gündeme geldi 

Almanya'da teneffüste Almanca dışında dil konuşulup konuşulmayacağı tartışması önceki yıllarda da yaşandı. Özellikle göçmen kökenli ailelerden gelen çocuk sayısının yüzde 80-90'lara vardığı belirtilen bazı okullarda okul yönetimlerinin Almanca konuşulması şartını getirmesi hem siyasette hem eğitimciler arasında hem de toplumda hararetli tartışmalara neden oluyor.

Berlin'de 2006 yılında öğrencilerinin yüzde 90'ı göçmen kökenli ailelerden gelen gençlerin yer aldığı bir okulda yönetim, aile ve öğrencilerle yaptığı bir toplantı sonrasında oy birliği ile Almancayı şart koşmuş, konu o zamanlar Türkçe bir medyada yer alan bir haber üzerine uygulama başlamasından bir yıl sonra yeniden gündeme gelmişti.

Türkiye kökenli göçmenlerin yoğun yaşadığı Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin şimdiki Başbakanı, konunun tartışıldığı 2006 yılında uyum bakanı olan Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) üyesi Armin Laschet de çocukların okulda sadece Almanca konuşmasını talep etmiş, pek çok öğretmenin de aralarında bulunduğu pedagog ve eğitmenler arasında bu itirazlara neden olmuştu. Almanya'da eğitim konusu eyalet yönetimlerinin sorumluluğunda. Bu nedenle bu konulardaki kararlar merkezi verilmiyor.