BIST 9.916
DOLAR 35,12
EURO 36,61
ALTIN 2.962,69
HABER /  DÜNYA

Almanya'da Türkler ne istiyor?

Son kamuoyu yoklamaları, iktidardaki Hrıstiyan Birlik Partileri-Liberaller koalisyonunun çoğunluğu elde edemeyeceğini gösteriyor.

Abone ol

Almanya’da seçmenler pazar günü genel seçimler için sandık başına gidiyor.

Forsa araştırma kuruluşunun yaptığı ankete göre Hrıstiyan Birlik Partilerinin oy oranı yüzde 39. Mevcut koalisyonun işe devam etmesinin önündeki en büyük engel ise küçük ortak liberallerin durumu. Başbakan Merkel’in gönlünde yatan koalisyon ortağı bir nevi siyasî ölüm-kalım savaşı veriyor. Son dönemde yoğun kan kaybı yaşayan Hür Demokrat Parti’nin yüzde 5 barajını aşıp Federal Meclis’e girebileceği şüpheli. 10-16 Eylül tarihleri arasında temsilî 2 bin 502 kişiyle yapılan anketlere dayanan araştırmaya göre ana muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti’nin oy oranı ise yüzde 25. Sosyal Demokratların geleneksel koalisyon ortağı Yeşiller yüzde 9, Sol Parti ise yüzde 10’luk oy oranına sahip.Anket sonuçlarının sandığa yansıması durumunda Hrıstiyan Birlik partileri ve liberallerden oluşan koalisyon hükümeti çoğunluğa ulaşamayacak. Ancak ana muhalefetteki Sosyal Demokratlar da hem Yeşiller hem de Sol Parti’yi yanına alsa bile koalisyon için çoğunluğu elde edemeyecek.

800 BİN TÜRK SEÇMEN BULUNUYOR

Almanya’da genel seçimler için geri sayım başladı. 22 Eylül pazar günü yapılacak seçimlerde 61 milyon 800 dolayında seçmen oy kullanacak. Almanya’da oy verecek Türk kökenli seçmenlerin sayısı ise 700 bin ila 800 bin arasında.

Berlin’de psikoloji bölümünde üniversite eğitimi alan Rabia Keskin (23) de Türk kökenli Alman vatandaşlarından biri. Oy kullanma hakkı olan Keskin, "Almanya genelinde büyük bir sayıda olduğumuz için seçimlere katılmanın çok önemli bir husus olduğunu düşünüyorum. Özellikle genç nesil olarak burada yaşayan biri olarak, kesinlikle kendi yaşıtlarımın da yarınki seçimlere katılmalarını şiddetle tavsiye ediyorum" dedi. İlk nesil buraya işçi olarak geldiğini belirten Keskin, "Artık bir şeylerin değişmesi zamanı geldi. Bu değişim de öncelikle kendi vatandaşlık görevimizi yaparak yerine getirebiliriz. Bu da seçimlerle başlıyor" şeklinde konuştu.

Seçimlerden beklentisine ilişkin de açıklamalarda bulunan Keskin, oyunu SPD’ye vereceğini belirterek, "Biz azınlık, Türklerin, özellikle de Müslümanların haklarına sadece yazılı olarak değil, fiili olarak da önemsenmesi, haklarımızın tanınması ve göz ardı edilmememiz önemli" ifadelerini kullandı.

TÜRKLERİN EN BÜYÜK TALEBİ ÇİFTE VATANDAŞLIK

1988’den beri Almanya’da yaşayan Günay isimli Türk vatandaşı, "Burada yaşanılıyor ve çocuklarımız burada okula gidiyor, Almanlarla kardeş gibi yaşıyorsak, bence Türk vatandaşı olanlar da seçime gidebilmeli. Eğer Türk vatandaşı olanlar da seçime katılabilseydi, ben de giderdim, gitme hakkım olmadığı için açıkçası politikalarını da takip etmiyorum, etme gereği de duymuyorum. Madem seçme şansım yok, o zaman onları dinlemeye mecbur değilim onları dinlemeye. Yeni seçimlerde kim başa gelirse gelsin ben hiçbir şeyin düzeleceğine inanmıyorum. Açıkçası insanlar sadece seçilmek için kendilerini iyi gösteriyorlar ama hiçbir sorunu halledemiyorlar, çünkü Almanya’yı batıran da bu politika. Kiraya çözüm bulamıyorlar, insanların iş hakları yok, hala Almanya’da yabancı, Türk ayrımı var" şeklinde konuştu.

18 senedir Berlin’de yaşayan Salim Sütçü ise, "Maalesef son hükümet geldiğinden beri yabancıların birçok hakları elinden alındı. Zaten seçme seçilme hakkını sadece Alman vatandaşlarına veriyorlar. Hükümet niye çifte vatandaşlık vermiyor. Niye böyle bir ayrımcılık var. Neden Türkiye’den evlenen insanlar buraya eşlerini getirirken Almanca sınavlarına tabi tutuluyor da, Avrupa Birliği’ne üye olan ülkeler tutulmuyor? Bu ayrımcılıklar başta gelenler. Benim çok arkadaşım var, Türkiye’den evlenip, hanımını getiremediği için boşanmak zorunda kaldılar. Ayrıca işsizlik de bir problem. Ayrıca Saat ücreti 3-4 eurodan kazanan ne yapabilir ki? Gerçekten buranın durumu pek iç açıcı değil" diye konuştu.

Berlin’de yaşayan 41 yaşındaki Mehmet Kaya da "Hangi parti yabancılara daha ılımlı ise, daha hoşgörülüyse onun gelmesini istiyorum. Daha çözüm olacak, üretecek daha çok yabancılar üzerinde pozitif çalışacak kişinin başa gelmesini istiyorum. Yabancılar için, Almanya için hayırlı olsun bu seçimler" dedi.

"İKTİDAR OLURSAK ÇİFTE VATANDAŞLIĞI GETİRECEĞİZ"

Yeşiller Partisi Berlin Eyalet Meclisi Milletvekili Turgut Altuğ da, "Şu anda seçim kampanyası yapıyoruz. Bu seçim için yoğun bir çalışma gösterdik. Berlin’de yaşayan 466 bin kişinin oy kullanma hakkı bulunmuyor. Bu hakkı almaları için uğraşıyoruz. Bunun yanı sıra opsiyon modelinin kaldırılmasından yanayız. Bunu da programımıza aldık. Opsiyon modeline göre, 1990’dan itibaren burada doğan gençlerin, 19-23 yaşları arasında Türk ya da Alman vatandaşlığına karar vermeleri gerekiyor. Bunun yanlış olduğunu söylüyoruz. İktidara gelirsek opsiyon modelini kaldıracağız ve çifte vatandaşlığı getireceğiz" dedi. Altuğ konuşmasına şöyle devam etti:

"Yarınki seçimlerde başa baş bir mücadele söz konusu. Amacımız Sosyal Demokratlar’la iktidara gelmek. Çünkü Almanya’da yapılması gereken birçok reformlar, birçok yenilikler söz konusu. Merkel hükümetinin son 8 yılda bu yenilikleri yapmadığını görüyoruz.

Önemli olan konulardan bir tanesi, enerjinin doğal kaynaklardan sağlanması. Şu anki hükümet bu konuda sınıfta kaldı. En önemli konulardan birisi enerji ağırlıklı sanayinin vergiden ve bir takım mükellefiyetlerden muaf tutulması. Bunun doğru olmadığın düşünüyoruz. Çünkü elektrik fiyatları artıyor ve bunun da ceremesini vatandaşlar çekiyor."

"ÇİFTE VATANDAŞLIK, ASGARİ ÜCRET VE KİRA FİYATLARI EN BÜYÜK PROBLEMLER"

Sosyal Demokrat Parti’nin Kreuzberg Bölge Başkanı olan Sevim Aydın, "Özellikle Kreuzberg bölgesinde, seçim kampanyasında özellikle Türkler için fark ettiğimiz önemli bir faktör var. Bu da çifte vatandaşlık. Biz SPD olarak bunu değiştirmek istiyoruz. Çünkü burada gerçekten çok büyük bir potansiyel var, ama ne yazık ki seçimlerde oy kullanma hakları bulunuyor" şeklinde konuştu. Aydın ayrıca, asgari ücretin artırılması ve ev kiralarının çok yüksek olması konusunda da belli bir sınırlamanın getirilmesi için çalıştıklarını söyledi.