Almanya'da 16 kişinin ölümüyle sonuçlanan kanlı okul baskınından sonra gözler atıcılık derneklerine ve silah ruhsat kanunlarına çevrildi.
Abone olAlmanya'da 16 kişinin ölümüyle sonuçlanan kanlı okul baskınından sonra gözler atıcılık derneklerine ve silah ruhsat kanunlarına çevrildi. Ülkede 1,5 milyon civarında profesyonel silah kullanan atıcı olduğu belirtiliyor. Bu da Alman ordusuna mensup 250 bin askerin 6 katına tekabül ediyor.
Almanya'nın Winnenden kasabasında cinnet geçirerek 15 kişinin ölümüne yol açan Tim K.'nin ve babasının bir atıcı kulübüne (Schützenverein) üye olması dikkatleri bu kulüplere çevirdi. 2008 sonu itibarıyla Almanya'daki atıcı kulüplerinin üye sayısı 1 milyon 452 bin 471 olarak veriliyor. Almanya'da orduda 250 bin aktif askerin bulunduğu dikkate alındığında ise ordudaki asker sayısının neredeyse altı katı kişinin atıcılık kulüplerinde silah eğitimi aldığı ortaya çıkıyor.
Almanya'da neredeyse her ilçe ve şehirde bulunan atıcı kulüplerinin eyaletler ve Almanya çapında merkezi örgütleri bulunuyor. Eyaletler bazında en büyük üyeye sahip atıcılık kulüpleri örgütü Bavyera eyaletinde bulunuyor. Bu eyaletteki atıcı kulüplerinin 479 bin üyesi bulunuyor. Ülkede 10 milyon ruhsatlı silah bulunuyor. 300 bin kadar da avcılık kulübü üyesi var. Federal Mecliste ise 20 "avcı milletvekili" görev yapıyor.
Bild gazetesine göre, illegal silahların sayısı ise 20 ila 30 milyon arasında değişiyor. Bir araştırmaya göre Alman halkının yüzde 78'i evde silah bulundurmaya karşı.
İstatistikler, atıcılık ve avcılığın Almanya'da oldukça popüler bir hobi olduğunu ortaya koyuyor. Darmstadt şehrinde bir atıcılık derneğinde görevli ve kendisi de profesyonel bir atıcı olan Trabzonlu Hüseyin Hakkı Uzun da konuyla ilgili Zaman'ın sorularını cevaplandırdı. Trabzon-Sürmene doğumlu Uzun, 34 yıldır Almanya'da yaşıyor. 14 yıldır profesyonel olarak Darmstdt'Taki bir atıcılık derneğine üye. Aynı zamanda dernekte atıcıları kontrol etmekle görevli.
'Her kasabada en az bir atıcılık derneği var'
Üyesi olduğu atıcılık derneğinin kuruluşunun 1538'e kadar uzandığını belirten Uzun, "Almanya sosyal faaliyetlerin çok olduğu bir ülke, her kasabada en az bir, her şehirde de şehrin büyüklüğüne göre birkaç tane atıcılık derneği bulunabiliyor. Her derneğin ortalama 200-300 arasında üyesi var. Bizim dernek üyemiz 500 civarında. Üyelerin 400'ü silahla atıcılık yapıyor."diyor.
Derneğe üye olma ve silah bulundurma yaşının 18'den başladığını kaydeden Uzun, "Ancak bu yaşanan elim hadiselerden sonra geçen yıllarda 21'e çıkarıldı" diye konuştu. Ancak derneğin internet sitesinde 12 yaşından itibaren gençlerin de derneğe gelebilecekleri bilgisi yer alıyor. Ancak bunlara uzman kontrolünde ya da ebeveynleriyle birlikte atış yapmalarına izin veriliyor.
'Winnenden olayında, silah sahibi sorumlu'
Uzun'a göre Winnenden olayından Tim K.'nın babasının büyük sorumluluğu var. Almanya'da atıcıların silahlarının güvenliğini kesinlikle sağlamakla yükümlü olduklarına dikkat çeken Uzun, ayrıca silahları evde sakladıkları çelik kasanın anahtarının da ruhsat sahibinde bulunması gerektiğini ifade ediyor. Cinnet olayında baba hakkında "silah kanununa muhalefetten" soruşturma açılmıştı. Uzun'un tahminlerine göre, babayı 5 yıl hapis ve 2 milyon Euro'ya kadar ceza bekliyor. Uzun'a göre, ruhsat sahiplerine denetim daha da sıkılaştırılmalı. Uzman atıcı, emniyet görevlilerinin ruhsat sahiplerinin evlerine rasTgele gelip denetim yapması gerektiğine de parmak bastı.
'Ruhsat alma bir yıldan fazla sürüyor'
Almanya'da silah ruhsatı almak için mutlaka bir atıcılık derneğine üye olmak gerekiyor. Trabzonlu silah ustası Hüseyin Hakkı Uzun, sonraki süreci şöyle anlattı: "Üye olduktan sonra çalışmalar başlıyorsunuz. Bazen birebir bazen dernek görevlileri sizi haberiniz olmadan arka planda kontrol ediyorlar. Hedefi vurduğunuzda ya da vuramadığınızdaki davranışlarınıza bakıyorlar. Psikolojiniz ölçülüyor. Kontrollerin yanı sıra belirli dersler görüyorsunuz. Ruhsat almadan bu eğitimlerden geçiyorsunuz. Bu süreç en az bir yıl sürüyor. Diğer yandan dernek yönetimi sizin geçmişinizi araştırıyor. Bütün bir hayatınızı inceliyor. Herhangi bir sabıka yada en ufak bir ceza almışsanız bu ruhsatı vermiyorlar.
Ruhsat için alkolden uzak durulduğunun belgelenmesi gerektiğini de kaydeden Uzun, "Derneğe üye olup ruhsat alma en az bir yıl sürüyor, bazen iki yıl da olabilir. Bu süre bitiminde duruma göre size ruhsat vermeye debiliyorlar. Ama ruhsat alamasanız dahi derneğe devam edip orada yine atış yapabilirsiniz. Ancak bu yine derneğin görevlilerinin denetimi altında olur. Silahları alır kullanır yine dernekte bırakırsınız. Eve götüremezsiniz"
Uzun, ruhsat alan birinin silah alabilmesi için evinde çelik kasasının olması gerektiğini de ifade etti. Kasada iki kilitli bölme olması gerektiğini söyleyen Uzun, "Bir bölümde mermiler diğer yerde ise silahları konuluyor. İki bölmenin de kilidi ayrı olmalı. Burada prensip bir kişinin silaha istediği zaman anında ulaşmasını engellemek. Kilitlerin sorumluluğu ise ruhsatın sahibine aittir. Alman yasalarına göre bu çelik kasa belli standartlarda olmalı. Dernek bunu kontrolünü de yapıyor."
Silah uzmanı Hüseyin Hakkı Uzun, ruhsatın Almanya'da şahsa verildiğini dolayısıyla ruhsat sahibi olan birinin istediği kadar silah alabildiğini söyledi. Prensipte bir sınırlama olmadığını belirten Uzun, "Ama şu var: Atıcılıkta bir çok atış şekli var. Her atış dalına ait bir silah ve bir de yedek bulundurma hakkınız var. Örneğin bir yarışmada bir silah arıza verdiği zaman diğerini kullanmak durumundasınız" şeklinde konuşuyor.
Atıcı kulüpleri Ortaçağ'a uzanıyor
Almanya'daki atıcı kulüplerinin kökleri Ortaçağ'a kadar uzanıyor. Atıcı kulüplerinin ilk çekirdeklerinin Ortaçağ'da vatandaşların kendilerini savunmak amacıyla kurdukları birlikler ile atıldığı belirtiliyor. Bu birliklerin amacı vatandaşların aile, ev ve mal varlığını korumak amacı taşıyordu.
Bunların bir kısmı da kiliselerin dini etkinliklerini koruma görevine sahipti. 14. ile 16. yüzyıllar arasında savunma ve halka açık şenliklere katılma görevleri ön plana çıkarken paralı asker uygulamasının yaygınlaşması üzerine atıcı kulüpleri atış talimleri ve yarışlara katılmaları öncelikli görevleri haline geldi. Atış kulüplerinin bugünkü şekli ise 19. yüzyılda Napolyon Savaşları (1792-1815) sonrasında ortaya çıktı. 1815-1848 yılları arasında atıcı kulüpleri milli duyguların yuvalandığı bir oluşum oldu.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında atıcı kulüpleri işgal güçleri tarafından yasaklandı. Ancak 1950'li yıllarda tekrar açılmasına müsaade edildi. Eski Doğu Almanya topraklarında ise bu kulüpler yasak kaldı. Özellikle 68 Kuşağı devriminden sonra atıcı kulüplerindeki askeri gelenek arka plana itilirken atıcı kulüplerin spor yönü ise ön plana çıkmaya başladı. Günümüz itibariyle Federal Meclis'te atıcı kulüplerine üye 20 milletvekilinin bulunduğu ve bu kulüplerin güçlü bir lobiye sahip olduğu belirtiliyor.