Almanya'da gurbetçilere iyi haber

Sünneti yasaklayan mahkeme kararından sonra harekete geçen hüktümet, müslüman ve yahudileri sevindiren bir adım attı.

Almanya'da Köln Eyalet Mahkemesi'nin çocukların sünnet edilmesini 'Yaralama suçu kapsamına' alması üzerine ortaya çıkan tepkilerin ardından Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan Medeni Kanun'a eklenecek maddelerle ilgili tasarısı hükümet tarafından kabul edildi. Böylece aylar sonra sünnet yasağı kalkmış oldu.

Köln Eyalet Mahkemesi geçen Mayıs ayında sünneti yaralama suçu olarak kabul eden karar alırken Yahudi ve Müslüman toplumu dini özgürlüklerinin ihlal edildiğini dile getirdi. Aylar süren tartışma ve tepkilerin ardından Başbakan Angela Merkel'in isteği üzerine Almanya Adalet Bakanlığı'nın yasa tasarısı hazırladı. 

SÜNNET YASAL HALE GETİRİLİYOR

Yasada tıbbi bir nedeni olmasa da sünnetin yasal sayılmasını öngörülürken, sünnet sırasında tıbbî koşulların sağlanması ve anne babaların cerrahi müdahalenin riskleri ile ilgili kapsamlı olarak bilgilendirilmesi koşulları getirildi. Federal  Adalet Bakanı Sabine Leutheusser-Schnarrenberger, yasa tasarısının en kısa sürede Federal Parlamento'ya sunulacağını, Müslüman ve Yahudilerin inanışlarına uygun olarak erkek çocuklarını sünnet ettirebileceklerini söyledi.

Yasa tasarısında doktor olmadığı halde sünnet konusunda ihtisas sahibi  sertifikalı sünnetçilerin de bu müdahaleyi yapması öngörülüyor. 6 aydan daha büyük bebek ve çocukların fenni sünnetçiler tarafından sünnet edilemeyeceği öngörüldü.

Deutsche Welle, gerekli niteliklere sahip din adamlarının çocukları doğumdan sonraki ilk 6  ay içerisinde sünnet etmelerine de izin verildiğini hatırlatırken, bu kuralın Yahudi geleneğine yönelik bir taviz olduğu belirtildi. Yahudi geleneklerine göre, erkek çocukların doğumdan sekiz gün sonra sünnet edilmesi gerektiği hatırlatıldı. Alman Çocuk Cerrahisi Derneği bu özel düzenlemeye karşı ve yasada dile getirilen ağrısız müdahaleyi sadece doktorların yerine getirebileceğini, tıbbi bir gereksinim olmaksızın sünnet yapmanın yaralama anlamına geldiğini savundu. Birliğin yönetim kurulu üyelerinden Christian Zainhofer, '4 bin yıldır yürütülen bir gelenek ve sünnete izin veren ailelerin, bu kararın sorumluluğunu taşıyacaklarına inanıyoruz' dedi.