BIST 9.636
DOLAR 34,64
EURO 36,40
ALTIN 2.933,01
HABER /  GÜNCEL

Almanya: Kadınlara cinsel taciz tartışması alevlendi

FDP'nin Başbakan adayı Rainer Brüderle’nin etrafındaki kadınlara yönelik taciz edici hareketleri, Almanya'da kadınlara yönelik sarkıntılığın ne kadar yaygın olduğuna ilişkin bir tartışmanın fitilini ateşledi. Gazeteci Ayça Tolun aktarıyor.

Abone ol

Almanya, erkeklerin kadınlara reva gördüğü muameleye dair tartışmalarla çalkalanıyor. Kadın-erkek eşitliğinin çoktandır sağlandığı görüntüsü veren Almanya'da, kadınların hayatın hemen her ortamında cinsel tacize maruz kaldıkları ortaya çıktı.

İstatistikler, Almanya'da kadınların hâlâ aynı işte çalışan erkeklere göre % 20 daha az ücret aldığını, üstelik böylesi şartlarda çalışan kadınların % 58,2'sinin, işyerinde cinsel tacize maruz kaldığını gösteriyor.

Son tartışmayı başlatan ise Hür Demokrat Parti'nin (FDP) Başbakan adayı Rainer Brüderle’ye dair bir röportaj yayımlayan ünlü Stern dergisi oldu.

Almanya'nın en sempatik politikacılarından

67 yaşındaki Rainer Brüderle, aslında Alman siyasetinin en renkli ve sempatik simalarından biri olarak tanınıyor.

Siyasi ortamlarda bile içmekten çekinmediği şarabın etkisinden midir, yoksa temsil ettiği seçim bölgesinin şivesinden midir bilinmez, kelimeleri ağzında geveleyerek konuşmasıyla tanınıyor.

Hatta bu yüzden kimi televizyon yayınlarında verdiği demeçlerin altyazıyla geçilmesini hoş bulacak ve kendisiyle dalga geçen komedi programlarına konuk olacak kadar kendisiyle barışık.

Zaten Brüderle‘yi şimdilerde zora sokan da bu 'halkçı' imajı oldu. Stern dergisinde yaralan röportajda, Brüderle'nin o herkesle haşır neşir, muahebbet adamı hallerinin, kadınlarla ilişkilerinde ciddi sorunlara yol açtığı ifade ediliyor.

Brüderle'yi bir yıl boyunca yakından izleyen ve yaptığı gezilere katılan Stern dergisinin genç kadın muhabiri Laura Himmelreich, kurt politikacının etrafındaki kadınlara yoruma açık, cinsel içerikli laflar etmeyi sevdiğini, olur olmaz bel altı fıkralar anlatıp, şakalar yaptığını yazıyor.

Himmelreich, Brüderle'nin bir gezide kendisine de, "Bu vücut hatlarıyla size Bavyera yöresel kıyafeti de ne güzel yakışır" dediğini anlatıyor.

Bu laf, ilgili röportajın yer aldığı Stern dergisinin son sayısının çıktığı geçen perşembe gününden beri, Almanya'yı birbirine katmış durumda.

Brüderle'nin sözünü ettiği Bayvera yöresel kıyafeti, özellikle göğüs dekoltesini öne çıkaran bir elbise. Bu kıyafetin modern çeşitlemelerini, her yıl Münih'de düzenlenen ve "Oktoberfest" adıyla bilinen bira festivalinde görmek mümkün.

Skandalın patladığı ilk günlerde, 'ünlü politikacı' statüsünü genç bir kadın gazeteciye iltifat kisvesi altında 'cinsel sarkıntılık yapmak amacıyla' kötüye kullanmakla suçlanan Rainer Brüderle, daha sonraki günlerde ise cinsel tacizi 'hoşluk' sayan "geçkin Alman erkeklerinin tipik örneği“ sıfatıyla eleştiri yağmuruna tutuldu.

Kadın gazeteciler ağzını açtı

Sözkonusu eleştirilerin televizyon haberlerine de girmeye başlamasıyla, bu defa da Alman sanal aleminde, özellikle de Twitter'da fırtına koptu.

Bu fırtınayla birlikte, Almanya'da kadınların hemen her ortamda erkeklerin cinsel tacizine maruz kaldıkları ortaya çıktı.

Alman kamuoyunun bu kadar sarsılmasının kuşkusuz en önemli nedeni, ülkenin şimdiye kadar hem içerde hem dışarda 'cinsel taciz' sorununu çoktan aşmış bir görüntü vermesiydi.

Oysa hem yazılı ve görsel medyada, hem de sosyal medyada yaşadıklarını anlatmaya başlayan her yaştan ve her kesimden kadınlar, durumun hiç de öyle olmadığını en keskin örnekleriyle aktarıyor.

Bunlar arasında, genç birer gazeteciyken çalışmalarını izledikleri politikacıların sözlü ve fiziksel sarkıntılığına maruz kalmış, ancak ciddiye alınmama korkusu yüzünden ağzını açamamış, şimdiyse ünlü olan çok sayıda kadın gazeteci var.

Sadece onlar mı? Perakende sektöründe çalışan kadınlar, hemşireler, banka memureleri ve özellikle hizmet sektörü çalışanları, sadece genelde erkek olan şeflerinin değil, birlikte çalıştıkları erkek iş arkadaşlarının da müstehcen muhabbetlerle kadınları utandırmak için nasıl çaba sarfettiklerini, iltifat etme bahanesiyle nasıl sözlü sarkıntılıkta bulunduklarını, karşılık alamadıkları takdirde kadınlara nasıl aba altından sopa gösterildiğini sansürsüz anlatıyorlar.

'Maço' Alman erkeklerinin işi zor

Söz konusu tartışmanın, böylesi tacizlere karşı durmak açısından bundan sonrası için kadınları ciddi anlamda cesaretlendirdiği vurgulanıyor.

Bu tacizlere devam etmenin erkekler açısından artık hiç de kolay olmayacağı, kadınların ise artık tepki vermekten çekinmeyecegi konusunda herkes hemfikir.

Dahası tartışmalar, erkek arkadaşlarının tacizci tutumundan fazlasıyla rahatsız olmalarına rağmen ağzını açmayan erkeklerin sayısının hiç de azımsanmayacak kadar fazla olduğunu gösteriyor.

Bu erkeklerin kadınlara özellikle sosyal medyada, isim ve soyadlarını dahi saklamayarak verdikleri açık destek, şaşırtıcı ama bir o kadar da sevindirici olarak nitelendiriliyor.

Öte yandan, tartışmaları abartılı bulan bir kesim de mevcut. Konunun suni olarak şişirildiğini söyleyenler, Almanya'daki ortamın ve yasaların kadınlara tacizci erkeklere haddini bildirmeleri için yeterli imkanı sunduğu kanaatinde.

Tartışmaları abartılı bulan kadınlar arasında ise çok farklı bir gerekçeyi dile getirenler de var.

Onlara göre, Alman erkeklerinin genelde soğuk ve mesafeli halleri, ne iltifat ne de flört etmeyi becermeleri, kadın-erkek ilişkileri konusunda Almanya'yı zaten gayet sıkıcı bir ülke yapıyor. Yaşı geçkin birkaç kendini bilmez erkeğin yarattığı bu tartışma ise, günün birinde Alman erkeklerinin de örneğin Akdeniz ülkesi erkeklerinin 'flörtöz hafifligine' erişebileceğine dair, bazı Alman kadınlarının "beslediği umudu sıfırlamaktan" başka bir işe yaramıyor.