Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'den Türkiye'ye tarih verilmesi konusunda ilginç bir açıklama geldi: Ev ödevinizi tamamlamasanız bile evet diyeceğiz ama...
Abone olAlmanya Başbakanı Gerhard Schröder bir uyarıda bulundu. Herkes ters anladı. Schröder’in mesajı ” Rehavete kapılmayın ev ödevinizi tamamlayın. Tamamlamasanız bile size ‘evet’ diyeceğiz ama şartlı bir şekilde.” Daha da açık konuşmak gerekirse, Avrupa Komisyonu ile AB Devlet ve Hükümet Başkanları, Türkiye ile müzakerelerin başlamasına ‘evet’ diyecekler. Ama bir kısmı yine Türkiye’ye bağlı. Eğer Eylül ayına kadar ev ödevlerini bitirirse, o zaman ama olmayacak. Bitrmediği taktirde ama olacak. Aması da o kadar önemli değil. Çünkü 1 Mayıs 2004’de AB’ye katılan 10 ülke için de bazı amalar vardı. Avrupa Komisyonu öyle bir rapor hazırlayacak ki, herkes bundan memnun olabilecek. Türkiye ile müzakerelere biraz soğuk bakan ülkeler, bakın bu koşullu bir ‘evet’ diyebilecekler ki kamuoylarını yatıştırıp alıştırabilsinler. Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyenler de ” Türkiye’nin AB’ye entegrasyonunu sağladık.” Hükümet de, ” Bakın bizim iktidarımızda müzakerelerin başlama kararı alındı. 41 yıldan beri beklenen reformlar ve üyeliğe yönelik süreç bizim sayemizde gerçekleşti” deyip bunun siyasi rantı rahatlıkla ele edecek. Yani kazan-kazan formülü olacak. ‘AB Komisyonu Türkiye’ye ‘evet’ diyecek’ Peki Türkiye’nin AB’ye tam üye olması ne kadar sürecek? Uzmanlara göre, Türkiye AB ile ortalama 6-7 yıl müzakere edecek. Bir başka değişle müzakerelerin 2011-2012 yılında sonuçlanması hedefleniyor. Müzakereler sonuçlandıktan sonra, Avrupa Komisyonu, Türkiye için bir üyelik senedi hazırlayacak ve bu Türkiye ile AB’ye üye 28 ülke ( Bulgaristan, Romanya ve Hırvatistan da o tarihe kadar AB’ye tam üye olmaları öngörülüyor) tarafından imzalanacak. Bu imza gerçekleştikten sonra Türkiye’nin üyelik senedi AB’ye üye ülkelerin parlamentoları ile Avrupa Parlamentosu’nun onayına sunulacak. Bu onay sürecinin yaklaşık 2 yıl sürmesi bekleniyor. Bir başka değişle Türkiye idari olarak 2014 yılında AB’ye üye olacak. Avrupa Birliği bu hesaplamaları yaparken, bütçe çalışmalarını da ona göre yapıyor. Örneğin müzakere edilemeye başlanan 2007-2013 bütçelerinde Türkiye ancak aday ülke olarak görünüyor. Bir başka değişle Türkiye’nin 2014’den önce tam üye olması öngörülmüyor. Türkiye’nin idari üyeliği gibi bir kavramı yanlış kullanmadım. Müzakere sürecinin son aşaması, istisnalar ve geçiş dönemleri. Kıbrıs müzakereleri esnasında çok sıkça duyulan “derogasyon” kelimesi işte tam burada geçerlidir. Avrupa Birliği’ne üye ülkeler ile Türkiye arasında serbest dolaşım, hizmetlerin serbest dolaşımı, tarım ürünleri ve türevi konularda geçiş süreçleri müzakere edilecek. Almanya ve Fransa, Türkiye’ye serbest dolaşım konusunda en az 12 yıllık bir geçiş dönemi uygulamak istiyor. Türk diplomatları da şu anda buna teşni, yeterki müzakereler başlasın. Ancak müzakereler bitme aşamasındayken, en çetin görüşmeler bu konularda yaşanacaktır. Almanya ve Fransa, 12 yıllık bir geçiş sürecini talep edip de bunu elde ederlerse, Türkiye’nin AB’ye full opsiyon üyeliği, yani tam üyeliği 2026’dan önce olmayacak. Yani 2026 yılından önce Kahramanmaraş veya Kars’ta oturan bir vatandaşımız, Fransa’ya, Belçika’ya veya İsveç’e serbest bir şekilde yerleşip çalışamayacak. Bu yüzden Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’in, Türkiye ile müzakereler başlayacak ancak Türkiye’nin ” tam tyeliği” hemen olmayacak şeklindeki ifadelerinin arkasında bu yatıryor. Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkanlar da boşuna heyecanlanmasın. Ok yaydan çıktı.... Haber: Güldener Sonumut Kaynak: www.ntvmsnbc.com