BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  POLİTİKA

Alkışlar Mehmet Ağara

Danıştay'a yapılan saldırı ile ilgili herkes bir şey söyledi. Ağar ise siyasileri uyardı.

Abone ol

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Danıştay'daki silahlı saldırı olayını siyasi rant haline getirmenin doğru olmayacağını belirterek, "Milletimiz demokrasi ve özgürlük alanları içerisinde bütün bu menfur saldırıları şiddetle kınayarak yoluna devam edecektir" dedi.

1. Mersin Tarım ve Hayvancılık Fuarı'na katılmak üzere Mersin'e gelen Mehmet Ağar, Danıştay'daki silahlı saldırı olayıyla ilgili gazetecilerin sorularını yanıtladı. Saldırının doğrudan doğruya hukuka, mülkün temeline yapılmış bir saldırı olduğunu ifade eden Ağar, "Saldırıyı çok büyük bir şiddetle kınıyoruz. Türkiye'de hukuka ve hukuk adamlarına yapılan saldırıları herkesin kınaması lazım. Genel müşterek tavır alması lazım. Ancak, meselenin bu boyutu içerisinde bir siyasi rant haline getirmekte doğru bir iş değil. Türkiye'de cumhuriyet rejimi, milletin emanetidir.

Milletimiz demokrasi ve özgürlük alanları içerisinde bütün bu menfur saldırıları şiddetle kınayarak yoluna devam edecektir. Türkiye'yi gerginleşmeye, kamplaşmaya, zıtlaşmaya taşımaya yarayacak bu tür hareketlerin millet vicdanında hiçbir karşılığı yoktur. Fevkalade nefret ettiğimiz bir iştir, yanlış bir iştir" diye konuştu.
Ekonomik çevrelerin krizin kapıda olduğuna ilişkin açıklamalarıyla ilgili bir soruyu da yanıtlayan Mehmet Ağar, Türkiye'de hiçbir şeyin bu hükümetin kontrolünde olmadığını savunarak, şunları söyledi:

"Türkiye'de ekonomi ve güvenlikte karşı karşıya bulunduğumuz sıkıntılar demokrasi ve özgürlükleri tehdit eder boyutlara gelmiştir. Hükümet bu konuda, inisiyatif sahibi değildir. Tarımda olduğu gibi ekonomide de bütün gelişmeler, dışarının kontrolü altındadır. Bu hükümet, doğrudan doğruya Türkiye'nin temel meselelerinde hiçbir konuda inisiyatif kullanma imkanına sahip olmadığını göstermiştir."

Ekonominin kırılgan bir yapı olduğunu defalarca söylediklerini hatırlatan Ağar, "Bizim beklentimiz şudur; milletin kriz eşiğindeki bu sıkıntıyı hasarsız atlatmasıdır. Ama bu lafla olmayacak, bunun için tedbir lazım. Yeniden yatırım ve yeniden üretim odaklı bir ekonomik politikasına kavuşmadıkça Türkiye'nin bu kırılganlıkları üzerinden atabilmesi çok zor. Bu hükümetle de bunun devamı mümkün değil. Bu hükümet Türkiye'yi borsa-faiz-döviz üçgenine hapsetti, kilitledi.

Ufak bir şokta toplumda ve ekonomide büyük bir kırılma meydana gelmektedir. Türkiye'nin bu şokları geçebilmesi için hedef yatırım-üretim odaklı ve sadece fiyat istikrarına endeksli olmayan yeni politikalarla yoluna devam eden bu hükümetin, bütün bunları yapabilecek gücü kalmamıştır. Milletin beklediği, artık bir erken seçimde bu hükümetten kurtulmak ve salimen yoluna devam etmektir" şeklinde konuştu.