Alırım anahtarını!
Kamuoyundan destek bekleyen siyasilerin bile ayar verme çalışmaları son sürat devam ederken, halkın kafasının karışmaması, sürece şüpheyle yaklaşması, belli bir öngörü sahibi olamaması normal değil mi?
Siyasetçilerin birbirlerine "ayar verme"
çalışmaları tam gaz!
CHP Genel Başkanı "Kredi açtım." diyor.
Başbakan "Sen kimsin." diyor.
Selahattin Demirtaş'ın konuşması Başbakanı "yok
sayma" hükmünde.
Bahçeli dün grup konuşmasında esti gürledi.
Kamuoyundan destek bekleyen siyasilerin bile ayar verme çalışmaları
son sürat devam ederken, halkın kafasının karışmaması, sürece
şüpheyle yaklaşması, belli bir öngörü sahibi olamaması normal değil
mi?
AKP'nin üst düzey yöneticileri bile yapılan pazarlıktan
habersiz.
Neler konuşulduğu bilinmiyor, buna rağmen her gün yeni bir senaryo
yazılıyor.
PKK ne istiyor, Öcalan'a hangi sözler veriliyor, sadece
"devlet" biliyor.
Her gün bir başka partiden bir başka partili çıkıp süreç hakkında
bir iddia ortaya atıyor ve zaten kutuplara bölünmüş halk ne yapsın,
elbette kafasında kırk tilki dolaşıyor.
Dün de yazmıştım, siyasiler birbirlerine öfkeli cevaplar
yetiştirmek yerine süreci barışın tarafına çekmeyi
başarabilmeli.
Ben sana kredi veriyorum ama şartlarım şu, sen kimsin ki bana kredi
veriyorsun, Recep Tayyip Öcalan gibi milletin de sinir uçlarına
dokunulan "ayar vermelere" son verilmeli.
Belki o zaman barış yeşil ışık yakar da, yolumuza devam ederiz.
Günün sözü: Hoşgörü, en
iyi dindir. (Victor Hugo)