BIST 9.827
DOLAR 34,74
EURO 36,61
ALTIN 2.953,64
HABER /  GÜNCEL

Ali İsmail'in acısı çok büyük çok!

Ali İsmail Korkmaz'ın abisi Gürkan Korkmaz, 19 yaşında, hayatının baharındayken, kimliği belirsiz kişilerce dövüldükten sonra 38 gün yaşam mücadelesi veren ve iki gün önce hayatını kaybeden Ali'yi anlattı.

Abone ol

NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER.COM-ANKARA

Daha 19 yaşındaydı Ali İsmail...

Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü 1'inci sınıf öğrencisiydi.

Gençti, gözü karaydı, hayat doluydu..

Kıydılar...

Polisin biber gazından kaçarken, Eskişehir'in ara sokaklarında pusuya yatmış insan avcılarıyla karşılaştı.

Öldüresiye dövüldü, komaya sokuldu...

Polise ifade vermediği için, hastane tarafından bakılmadığı iddia ediliyor.

Ali hastane bahçesinde bekliyor, biliyor çünkü vücudunun bu kadar dayağa tepkisiz kalmayacağını.

O gece abisini arıyor Ali, dayak yediğini dişinin kırıldığını, her yerinde ezikler olduğunu söylüyor. Ve hastaneye alınmadığını. 14 yaşında geçirdiği ameliyat yüzünden kan sulandırıcı ilaç kullanan Ali İsmail'in abisi ona, hemen bir dişçiye gitmesini, dişi koparsa kanı durduramayabileceğini söylüyor. 

Ali İsmail de bunu biliyor, bu yüzden sabaha kadar hastane bahçesinde bekliyor. Hani bir aksilik olursa diye, kendiliğinden, bir başına...

Sabah eli yüzü şiş vaziyette evine uyumaya gidiyor, uyumaya ve uyandıktan sonra kalan hayatına devam etmeye aslında...

Ve sonra, ertesi gün yani, Ali koma halinde kaldırıldı hastaneye arkadaşları tarafından...

Konuşamıyordu, anlatamıyordu derdini...

Bir hastane odasında, bir yatakta yaşama sarılmaya çalıştı...

Tam 38 gün...

Ailesiyle birlikte bütün Türkiye dua etti direnmesi için...

Olmadı...

Ali, eli sopalı saldırganların kaba kuvvetine yenik düştü...

Öldü...

Abisi Gürkan Korkmaz, acıların en büyüğünden birini yaşadı, kardeşini toprağa verdi...

Sadece o değil, annesi, babası ve sağduyulu bütün Türk halkı içinde hissetti o acıyı...

Ve kardeş acısını sesinin her bir tınısında hissettiren Gürkan Korkmaz kardeşini anlattı

İnternethaber'e...

ali-ismail-abisi.jpg 
 

"O dünyanın en iyi insanıydı" diyebildi ilk önce...

YILANA BİLE ZARAR VERMEZDİ

Nasıl biriydi Ali İsmail, bize anlatır mısınız biraz?

"Ali İsmail deli dolu bir çocuktu, herkes iyidir mutlaka, hani kör ölür badem gözlü olur derler ya, öyle değil, Ali İsmail o kadar iyi bir insandı ki... Doğa aşığı, hayvansever, insan canlısı bir çocuktu Ali. Yılana bile zarar vermezdi, biz köy gibi bir yerde yaşıyoruz, bir gün babam bahçede gördüğü yılanı öldürmüş, Ali babamla kavga etti o gün, sana ne zararı vardı diyerek. Lisedeyken dersleri çok iyi değildi, öyle çok ders çalışmazdı ama faal bir çocuktu. Engelliler için mavi kapak toplardı, huzur evlerine ziyaret organize ederdi. Karnesinde çok zayıfı vardı ama bu davranışlarından dolayı lisede onur ödülü almıştı. Kimse yoğurdum ekşi demez elbette ama Ali çok çok iyi bir çocuktu.

En son ne zaman görüştünüz Ali'yle?

En son yarı yıl tatilinde gelmişti buraya, en son o zaman görüştük, sonra da göremedim işte bir daha...

BELKİ DAHA SOĞUK BİR MEMLEKETTE YAŞARIM ANNE 

Ailesiyle arası nasıldı Ali'nin en iyi kiminle anlaşırdı?

"Ali İsmail'in herkesle arası çok iyiydi. Anlaşamayacağı insan yoktu, o kadar insan canlısıydı ki, çocuklarla da yaşlılarla da anlaşırdı Ali. Annesine, babasına, kardeşlerine çok düşkün bir çocuktu.

Nasıl bir çocukluk yaşadı Ali?

4 kardeşiz biz. 2 kız 2 erkek. Köyde büyüdük, babam inşaat işçisi, sadece o çalşıyordu evimize o bakıyordu, böyle bir hayat yaşadık. Sobalı küçük bir evimiz var, Ali kışın kendi odasına çekildiğinde elektirikli sobayı yakmazdı bile. Annem "üşürsün oğlum" dediğinde, "Belki daha soğuk bir memlekette yaşarım anne, kendimi alıştırmam lazım" derdi. Böyle düşünceli, ailesini seven, deli dolu, girşiken, sevgi dolu bir çocuktu. 14 yaşında kalp ameliyatı geçirdi, kalp kapakçığı değişti. Bu yüzden aslında bunun bir eksiklik olmadığını herkese göstermek istiyordu. Üniversitedeyken 2 kez kendi imkanlarıyla yurt dışına gitti.

HARÇLIKLARIYLA HEDİYELER ALIR ÇOCUKLARA DAĞITIRDI 

En çok ne yapmayı severdi?

Film izlemeyi severdi en çok. Filmlerden çok etkilenirdi. Kitap okumayı da çok severdi. Öyle kafelere falan çok sık gidip çok oturmaz, kendi harçlıklarından küçük çocuklara kitap alır, sonra onlardan özet çıkarmalarını isterdi. En iyi özet çıkarana da hediye alırdı mutlaka. Onları okumaya teşvik ederdi, böyle faal bir çocuktu Ali İsmail. Facebook profilinde bir söz paylaşmıştı; "Önemli olan sırtınızın kollanması değil, önemli olan arkadaşlarınızın sırtını kollamak" demiş. Ben eminim ki, Eskişehir'in o sokaklarında arkadaşlarının sırtını kollamak için koştu."

ARAŞTIRMAYI SEVERDİ, BEN ONA "GEREKSİZ İŞLER MÜDÜRÜ" DERDİM 

Hayran olduğu bir ünlü var mıydı?

Pink floyd ve Metallica hayranıydı. Metal müzik dinlemeyi çok severdi. Futbol izlemeyi severdi. Düğşünüyorum da, çok ilginç bir çocuktu Ali İsmail, yanında bir cümle kullansanız onu hemen araştırır, size nasıl olduğunu anlatırdı. Bir gün yanında "ödüm patladı" dedim, hemen onu araştırıp bana neden ödüm patladı dediğimizi anlattı. Yabancı bir kelime kullansanız hemen o kelimenin kökünü araştırır, neden bu kelimeyi kullandığımızı söylerdi. Ben ona "Gereksiz işler müdürü" derdim. Tam bir araştırmacıydı.

En büyük hayali neydi?

Gezmeyi çok severdi Ali İsmail. En büyük hayali de dünyanın her yerini gezmekti. Fotoğrafçılığı çok severdi, bu sevdasını da benden aldı. Aslında Ali'nin beni örnek aldığını biliyorum. Ben de öğrenci proğramlarıyla yurt dışına gitmiştim, o da üniversiteye gidince bunu yaptı.

ALİ İSMAİL'İN ACISI ÇOK BÜYÜK, ÇOK, ÇOK, ÇOK.... 

Ne yapacaksınız şimdi, Ali'siz hayat nasıl olacak Hatay'da?

 "Ali İsmail'siz bir hayatımız olmayacak Allah izin verirse. Eşim hamile, yine bir Ali'miz olacak inşallah. Ama Ali'nin acısı çok büyük olacak, çok büyük, çok, çok...

 
twitter.com/nsrnylmz