BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 35,99
ALTIN 2.996,51
HABER /  GÜNCEL

Ali Babacan'dan kriz geliyor uyarısı!

Dünyanın ekonomik açıdan kriz yaşadığı şu günlerde bir felaket uyarısı da Ali Babacan'dan geldi;

Abone ol

Dünya'nın ekonomik açıdan kriz yaşadığı şu günlerde bir uyarı da Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'dan geldi! Babacan, dün akşam itibariyle Avrupa ile ilgili tüm risk göstergelerinin rekor seviyeye yükseldiğini vurguladı ve "Avrupa'da olabilecek ciddi sarsıntı, Türkiye'de de hissedilir" uyarısında bulundu. Babacan, "önemli olan bu krizden Türkiye ekonomisinin dimdik çıkabilmesidir" dedi.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Mayıs ayı sonu itibariyle yaklaşık 37,3 milyar dolara ulaşan cari açığı değerlendirirken, "Son açıklanan rakamlar, seçimden önce açıkladığımız beklentilerle uyumlu, sürpriz değil. Cari açık, bir süre daha yüksek seyredecek ancak yılın son çeyreğinden itibaren daha makul, daha farklı bir trende girecek" dedi.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve yönetim kurulu üyelerini kabul etti.

Bu arada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ali Babacan, cari açıkla ilgili soruyu yanıtlarken, bu konuda Orta Vadeli Program'ın beklenmesi gerektiğini belirterek, Orta Vadeli Program'da (OVP) hem makro hem mikro perspektiften gelecek dönemde yapılacak işlerin, atılacak adımların hepsinin yer alacağını, ancak bunun hazırlığının da bir kaç ay süreceğini kaydetti.

Bu konuda, bütünlük içinde gelecek dönemde ne yapılacağının ortaya konmasının önem taşıdığının altını çizen Babacan, "Bu dönemde resmi hükümet politikası ne ise ona dikkat etmek lazım. Hükümetimizin bir bütün olarak resmileşmiş politikalarını dikkate almak lazım. Çünkü izleyeceğimiz çizgi, bizim bir bütün olarak Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda nihai şeklini vereceğimiz çizgi olacaktır" dedi.

AVRUPA'DA TATSIZ BİR DURUM OLDUĞUNDA KİMSE İÇİN SÜRPRİZ OLMAMALI

Ali Babacan, Avrupa'da yaşanan son gelişmelerle ilgili Türkiye'de kısa vadeli tedbirler almayı düşünüp düşünmediklerine ilişkin soruyu yanıtlarken de ilgili kurumlara aşağı yukarı 3 ay önce "her türlü kötü senaryoya hazır olmaları" talimatı verdiklerini belirtti. Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dolayısıyla ilgili kurumlarımız, karşımıza çıkacak kötü senaryolarla ilgili hazırlıklarını yapmış durumdalar. Tabii hemen yanı başımızda güçlü bir deprem olursa bu depremden Türkiye'nin etkilenmemesi diye bir şey söz konusu olmaz. Nasıl uzaktaki bir depremi az da olsa hissederiz, depremin artçıları olur, tsunami gelir arkasından, dolayısıyla Avrupa'da olabilecek ciddi bir sarsıntı, Türkiye'de de hissedilir. Ama önemli olan bunun bir yıkıma sebep olmaması, Türkiye ekonomisinin belki hafif sarsılıp, yine ayakta dimdik durabilmesidir.

Dolayısıyla kurumlara gerekli talimat zamanında verilmiştir.

Dün akşam itibariyle Avrupa ile ilgili tüm risk göstergeleri rekor seviyeye yükseldi. Dolayısıyla tatsız bir durum, ters bir durum olduğunda bu kimse için sürpriz olmamalı." Avrupa'nın durumun aciliyetinin, ciddiyetinin farkında olduğunu, cuma günü bir zirve düşünüldüğünü anlatan Babacan, "Umarız ki Avrupa pek çok konuya çözüm ürettiği gibi buna da hızlı bir çözüm üretir. Aksi halde çözüm üretilmediği takdirde bunun zararı yine Avrupa ülkelerinin kendisine olacaktır" dedi.

KÜRESEL PİYASALAR ALTÜST OLDU

Avro Bölgesi'ni son iki yıldır tehdit eden borç krizinin İtalya ve İspanya'ya yayılacağı endişeleri, küresel piyasaları altüst etti.

Uluslararası piyasalarda yaşanan sert satışlar, Avro Bölgesi'ndeki borç krizi halkasına Yunanistan, İrlanda ve Portekiz'in ardından İtalya ve İspanya'nın da eklenebileceğini gösteriyor.

İtalyan medyasında "Kara Cuma" olarak nitelendirilen geçen haftanın son işlem gününde Avro Bölgesi'ndeki borç krizinin İtalya'ya yayılabileceği endişesiyle İtalya Borsası'nın gösterge endeksi FTSE MIB yüzde 3,47'lik değer kaybıyla son 5 ayın en hızlı düşüşünü kaydetti. 10 yıl vadeli İtalya tahvilinin faizi de yüzde 5,28'e çıkarak son 9 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.

Avrupa genelinde borsalarda yaşanan kayıplar banka hisselerindeki düşüşten kaynaklandı.

Avro bölgesinin 3. büyük ekonomisi İtalya, Yunanistan'dan sonra borç oranı en yüksek ülke. Uzmanlar, Yunanistan ya da Portekiz gibi küçük ekonomilerin borç sorununun üstesinden gelinebileceğini ancak krizin İtalya ya da İspanya gibi büyük ekonomilere sıçramasının endişe verici olacağını belirtiyor.

İkinci yardım paketiyle birlikte Yunanistan'ın kurtarma maliyetinin 220 milyar avroya ulaşacağı belirtilirken, Avro Bölgesi'nin üçüncü büyük ekonomisi İtalya'nın iflası söz konusu olursa bunun maliyetinin 700 milyar avroyu bulabileceği ifade ediliyor.

Ekonomistler, Avrupa İstikrar Mekanizması'nın (EFSF) krizi çözmek için yeterli olamayabileceğini belirtiyor. Avrupalı yetkililer, gelecekteki krizlere karşı EFSF'nin 700 milyar avro tutarındaki acil durumlar için ayrılan daimi fonunun 1,5 trilyon avroya çıkarabileceğini tartışıyor.

Avro Bölgesi'ni sarsan borç krizinde ilk finansal yardım talebinde bulunan Yunanistan'ın borç stoku ve tahvillerinin getirisinin oldukça yüksek olması ülkenin kırılganlığını en çok artıran unsurlar olurken, İrlanda'nın içinde bulunduğu sorun bankacılık sektöründen kaynaklanıyor.

Borç krizi halkasına eklenen son zincir Portekiz, bankacılık sektöründeki sorunların yarattığı sorunlarla mücadele ediyor. Piyasalarda, Portekiz'de yerli bankaların yükümlülüklerinin oldukça önemli bir bölümünün İspanyol bankalarına olması, bu nedenle Portekiz'de yaşanan sorunun İspanya'yı da etkileyeceği endişesi hakim olmuş durumda. İspanya ekonomisinin en kırılgan noktası ise yüksek işsizlik oranı.

İrlanda'da krizin bankacılık sektöründe ortaya çıkmış olmasının ve AB ülkelerinin bankacılık sektörlerinin bütünleşik yapısı bir arada değerlendirildiğinde, çevre ülkelerin bankacılık sektörlerinde meydana gelebilecek olası sorunların diğer AB ülkelerinin bankacılık sistemlerini de önemli ölçüde etkilemesinin kuvvetle muhtemel olduğu yorumları yapılıyor.

İrlanda bankalarının en büyük iki alacaklısının ise İngiltere ve Almanya olduğu belirtiliyor.

Bu haftanın sonunda Avro Bölgesi'nin aktiflerinin yüzde 65'ini oluşturan en önemli 91 bankaya uygulanan stres testi sonuçlarının açıklanması bekleniyor.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's ise stres testi sonuçlarından 26 bankanın desteğe ihtiyaç duyabileceği sonucunun çıkabileceğine dikkat çekiyor.