DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, sadece vergi ve faiz artışının sorunlara köklü çözüm üretmeyeceğini belirterek, "Köklü çözüm, topyekun reformdan geçer." dedi.
Abone olBabacan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, bu yıl 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerde çok sayıda vatandaşın yaşamını yitirdiğini, kendisinin de bu sene sevdiklerini toprağa verdiğini söyledi.
Geçen ay babası Hilmi Babacan'ı, cumartesi günü ise annesi Güner Babacan'ı kaybettiğini hatırlatan Babacan, "Her evlat için annesi ve babası özeldir. Benim için de öyle. Ben; Hilmi ve Güner Babacan'ın evladına yakışır bir hayat yaşamak için elimden geleni yaptım ve yapmaya devam ediyorum. O yüzden karşınızdayım." diye konuştu.
Taziyelerini ileten, acılarını paylaşan herkese ailesi adına teşekkür eden Babacan, "kendisine şükretmenin kıymetini öğrettiğini" belirttiği annesi Güner Babacan'ı rahmetle andı.
Ali Babacan, motosikletle kuryelik yapan Yunus Emre Göçer'in trafik kazasında yaşamını kaybettiğini anımsatarak, "Eşi Öznur Hanım 'Bize eşimin intihar ettiği söylendi.' diyor. Birileri olayı çoktan kapatma derdine düşmüştü. Çünkü çarpan kişi, bir ülkenin Cumhurbaşkanı'nın oğluydu. İfadesi alındı, Göçer hastanede yaşam savaşı verirken, yurt dışı yasağı bile koyulmadan serbest bırakıldı. Hemen yurt dışına çıktı. Çok yazık. Bir vatandaşımızın trafikte katledilmesi, olay sonrasında kabahatli olduğu açık birinin korunup kollanması, bize ülkemizdeki hukuk düzeniyle, adaletsizlikle ilgili çok şey söylüyor." değerlendirmesinde bulundu.
- "Şiddeti besleyen dil hepimizi her an vurabiliyor"
MKE Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçında hakem Halil Umut Meler'e yönelik şiddet olayını kınayan Babacan, "2032 Avrupa kupasına ev sahipliği yapacak iki ülkeden biri Türkiye. Bir futbol ülkesi. Gündelik hayatın içinde her yerde karşımıza çıkan şiddetin futbol sahalarına yansıması çok vahim." dedi.
Bu olayın gereğinin yapılması ve sorumluların cezalandırılması için yetkilileri göreve davet eden Babacan, "Bu iktidar şiddeti beslemese, sahiplenmese ve göz yummasa; her olayda ayrımcılık yapmadan hızla adli gereklilikleri yerine getirse; şiddet büyür mü?" sorusunu yöneltti.
Ali Babacan, toplumun içine düşürüldüğü öfke çukurundan, ülkeyi yöneten siyasetçilerin çıkaracağı çok ders olduğunu savunarak, "Şiddet baş gösterdikten sonra açılan telefonlar, atılan tweet'ler maalesef kar etmiyor. Şiddeti besleyen dil, hepimizi, herkesi, her an vurabiliyor." ifadesini kullandı.
TBMM Genel Kurulunda görüşülen 2024 yılı bütçesine ilişkin de Babacan, kanun teklifine göre Cumhurbaşkanı'nın bütçeye istediği gibi ödenek ekleyebildiğini ancak milletvekillerinin bu aşamada herhangi bir değişikliği dahi öneremeyeceğini belirtti. Babacan, "Meclis bütçeyi reddetse bile hiçbir mali ya da siyasi sonuç ortaya çıkmamaktadır. Ülke yönetimindeki etkisi sıfırdır. Cumhurbaşkanı, pek çok vergi kaleminde tek imzayla oranları kat kat artırabiliyorsa, kafasına göre bu milletin, hazinenin parasını harcayabiliyorsa, bu Meclis niye var?" diye konuştu.
Babacan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Meclisin bütçe hakkının yok edildiğini; plan, program ve bütçelerin birer formaliteden ibaret hale geldiğini savundu.
"Bu milleti aldatmaktır"
2024 bütçesinde kaynakların yatırımlara ve vatandaş, çalışan, emekli, çiftçi yerine faize, kamu özel işbirliği projelerine verilen garantilere, israfa, şatafata harcandığını ileri süren Babacan, şunları söyledi:
"2024 bütçesi memur, emekli ve işçilere hiçbir rahatlama getirmeyen bir bütçedir. Önümüzdeki yıl için memur ve emekliler için yüzde 15 artı 10 maaş artışı verilmiştir. Bu artış hükümetin kendi öngörüsü olan yüzde 36'lık enflasyonun bile gerisindedir. Memur ve emeklilere verilen artışın hükümetin aşırı iyimser enflasyon tahminlerinin bile gerisinde kalması, bu iktidarın çalışanları korumak gibi bir derdinin olmadığını göstermektedir. Geriye doğru enflasyon telafisini sanki bir lütufmuş ve maaş artışının bir parçasıymış gibi göstermek bu milleti aldatmaktır."
"Orta direği yok eden adımlar atmaktadır"
DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, Türkiye'nin en temel sorunlarının bozulan gelir dağılımı ile gittikçe derinleşen ve yaygınlaşan yoksulluk olduğunu kaydeden, "Hükümet kendi eliyle yarattığı ekonomik krizden çıkmak için, dar ve sabit gelirlilerin sırtına yeni yükler eklemektedir; ısrarla ve inatla orta direği yok eden adımlar atmaktadır." dedi.
Bir gazetecinin sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in çabalarını takdir ettiğini belirten Babacan, "Ancak yetersiz buluyoruz çünkü etkileyebildikleri, kontrol edebildikleri alan çok sınırlı." ifadelerini kullandı.
Ekonomide geçici iyileşme sağlamanın bazen kolay olabileceğine işaret eden Babacan, "Şu ana kadar yapılanlar kaza sonrası pansuman. Sonuç getirecek köklü adımları hala göremiyoruz. Sadece vergi ve faiz artışı, sorunlara köklü çözüm üretmez. Geçici, yalancı baharlar oluşur. Köklü çözüm, topyekun reformdan geçer. Şeffaflık konusunda büyük eksikler var. TÜİK'i adam edin, gerçek rakamları açıklasın. Merkez Bankası yaptıklarını şeffafça açıklasın." diye konuştu.
Babacan, bir başka soru üzerine, asgari ücretin, gerçek enflasyon oranına refah payının eklenmesiyle belirlenmesi gerektiğini dile getirdi.