BIST 9.660
DOLAR 34,62
EURO 36,23
ALTIN 2.920,14
HABER /  EKONOMİ

Ali Babacan söz verdi

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2014 Mart ayında yapılacak yerel seçimler için bütçeden taviz vermeyecekleri taahhüdünde bulundu.

Abone ol

Ali Babacan, “Cari açığımız çok, bir de buna bütçe açığı eklenirse finansal ve ekonomik istikrar zarar görür.” dedi.

Başbakan Yardımcısı Babacan ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, 4. İstanbul Finans Zirvesi’ne (IFS-İstanbul Finance Summit) konuk oldu. 18-19 Eylül tarihlerini kapsayan zirveye; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, Borsa İstanbul (BIST) Başkanı İbrahim Turhan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi ve Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan da katıldı.

‘Kalıcı Büyümenin Finansmanı’ konulu zirvede ekonomiyi yorumlayan Ali Babacan, 22 Mayıs’tan bu yana gelişmekte olan ülkelerde sınırlı bir sermaye çıkışı görüldüğünü aktardı. Bu durumun varlıkların yeniden fiyatlanması olarak algılandığına temas eden Babacan, “Faiz oranlarının artacağı bir döneme giriyoruz. Bono, tahvil, kur ve hisse senedi fiyatları yeni bir denge arıyor. Yani olan bitenler sürpriz değil. Çünkü bu dönem dünyada toparlanmanın başladığı, merkez bankalarının uygulamalarını değiştirdiği bir dönem." ifadelerini kullandı. 

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÖNEMLİ

Şu aşamada büyümenin niteliğinin önemli olduğunu vurgulayan Babacan, şöyle devam etti:

“Nicelik, yani hangi ülkenin yüzde kaç büyüyeceği kadar nitelik de dikkat edilmesi gereken bir konu. Tek ekonomik verilere, rakamlara baktığımızda büyüme bize pek detay vermiyor. Örneğin yüzde 3, yüzde 5 ve yüzde 7 büyüyen 3 ülke var. Yüzde 7 büyüyen ülke, ‘başarılı, ne iyi halde’ diyebiliyor muyuz? Burada finansal, sosyal ve çevresel sürdürülebilirlik önemli. Kimilerince ‘bu sene güçlü büyüyeyim, istihdam ile ilgili iyi veriler alayım da gelecek sene kim öle kim kala’ denilebiliyor. İşte burada sürdürülebilirlik göz önünde bulundurulmuyor. Evet, büyümenin dayanakları mühim. Büyüme kamu harcamalarından mı, özel sektörden mi geliyor; tüketimlerden mi, yatırımlardan mı geliyor? Büyüme ülkenin kendi kaynaklarına mı, dış finansmana mı dayanıyor? Büyümeye uyumlu kamu borçları, şirket borçları, hane halkı borçları ne durumda; nereye gidiyor? İşte bu sorulara cevap vermek, bu konulara dikkat etmek gerekiyor. Aksi takdirde finansal risklerle karşı karşıya kalınabilir.”

Babacan, Türkiye’nin tüketime değil, üretime dayalı; iç talebe değil dış talebe dayalı bir büyümeden yana olduğunu dile getirdi. Kamu, finans kurumları ve hane halkı bilançolarının önemini anlatan Başbakan Yardımcısı, “Yoksa büyümenin faturasını gelecek nesillere borç olarak bırakmamalıyız. Yani ‘anı kurtaralım, sonra Kim öle kim kala’ dememeliyiz." uyarılarında bulundu.

Ali Babacan, büyümenin yanında refah seviyesinin artması; eğitim, adalet ve sosyal güvenlik gibi alanların reforma tabi tutulması; çevreye duyarlı olunması gerektiğini ifade etti. Türkiye’nin reformlar ve tedbirler ile 2008 bunalımından korunduğunu belirten Babacan, şunları kaydetti:

“Tabii, bütçe disiplinimiz devam ediyor, devam edecek. Seçim geliyor, birilerince ‘hükümet kesenin ağzını açacak’ yorumu yapılıyor. İlk seçimimiz değil ki bu, biz çok seçime girdik. Hiçbirinde disiplinden taviz vermedik. Bu tavrımız aynen devam edecek. Cari açığımız çok, buna bir de bütçe açığı eklenirse finansal ve ekonomik istikrar zarar görür.”

Türkiye’nin bu sene ilk çeyrekte yüzde 2,9, ikinci çeyrekte yüzde 4,4 büyüdüğünden söz eden Babacan, “Rakamlar sene sonu hedefleri ile uyumlu. Tablo fena değil ancak büyüme kalitesi ile ilgili kaygılar var. Bu anlamda yoğun çabalar ortaya koymalıyız.” dedi ve ekonominin bütün aktörlerini giderlerini bütçelerine göre ayarlamaya davet etti.

Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) 3-4 sene içinde tahvil geri alımlarını sınırlayıp sonlandıracağını bildiren Babacan, bunun ekonomide toparlanmanın, normale dönüşün işareti olduğunu vurguladı.

İstanbul’un ticari konumuna da değinen Babacan, şehrin rekabet gücünü artırmak, finansal konumunu kuvvetlendirme gayretine girdiklerini sözlerine ekledi.

BIST Başkanı İbrahim Turhan ise konuşmasında, kurumsal yatırım ve yatırımcının adedinin artırılması temennisinde bulundu. Turhan, “Stabil, tahmin edilebilir ortamı en çok aşırı dalgalanma etkiler. Bunu önleyecek en önemli unsur kurumsal yatırımcı tabanının genişlemesidir. Türkiye’de toplam kurumsal yatırım portfyünün milli gelire oranı yüzde 4. Bu oran Avrupa Birliği’nde yüzde 50. Onun için bundan böyle temel hedefimiz kurumsal yatırım ve kurumsal yatırımcı tabanının genişletmek olacak.” açıklamalarını yaptı.

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, ihracatçının finansmana ihtiyacının yüzde 45’i bulduğunu duyurdu. Finansman taleplerinin karşlanması ile istihdamın artacağını, cari açığın ineceğini savundu.