Ali Babacan’ın 28 Şubat döneminde başörtüsü zulmüne uğrayan kız kardeşi için ağlaması gündem olurken, yazar Kübra Par, "kendisine destek veren laikler üzerinde adeta şok etkisi yarattı." değerlendirmesini yaptı.
Abone olDEVA Partisi 1'inci olağan kongresinde Ali Babacan’ın 28 Şubat döneminde ODTÜ'de okuyan kız kardeşinin başını örttüğü için okuldan uzaklaştırma cezası aldığını anlatırken gözyaşlarına boğulması sosyal medyada yankı uyandırdı. Kamuoyunu ikiye bölen gözyaşlarıyla ilgili dikkat çeken bir yazı Habertürk yazarı Kübra Par'dan geldi.
Babacan şu ana kadar seküler kesimin oylarını ciddi oranda hedefleyen liberal demokrat bir profil çizdiğine değinen yazar, yazısında "28 Şubat ve başörtüsü üzerinden döktüğü gözyaşı ise bugüne kadar kendisine destek veren laikler üzerinde adeta şok etkisi yarattı." ifadelerine yer verdi. Babacan'ın sosyal medyada linç edildiğini yazan Par, yazısına şöyle devam etti:
“Liberal dedik, bir umut dedik adam siyasal İslamcı çıktı” eleştirisi
"Yazılan binlerce yorumun çoğu aynı tondaydı: “Liberal dedik, bir umut dedik adam siyasal İslamcı çıktı” ya da “AKP’nin içinden çıkmış birinden mağduriyet edebiyatı ve dini kullanmaktan başka ne bekliyordunuz ki?”...
Aslında bu yorumlar şaşırtıcı değil çünkü 28 Şubat ve başörtüsü mağduriyeti muhalif kesim tarafından Tayyip Erdoğan ve AK Parti ile özdeşleşmiş, siyaseten fazlaca yıpratılmış bir mesele olarak görülüyor.
İşte bu yüzden parti çalışmalarına başladığı günden bu yana ilk kez böyle bir tepkiyle karşılaştı hatta tabiri caizse seküler kesimden ilk dayağını yedi Babacan.
"Seküler kesim Babacan ile arasına mesafe koyacaktır"
Eğer bundan sonra da 28 Şubat dönemine ve geçmişteki başörtüsü yasaklarına fazlaca atıf yapacak olursa sol, Kemalist, seküler kesim Babacan ile arasına mesafe koyacaktır. Hatta “Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı Babacan olmalı” diyenlerin sesi kısılacaktır.
Muhafazakar seçmen yönelir mi?
Peki buna karşılık bu sözler dindar muhafazakâr seçmenin birden Babacan’a yönelmesini sağlar mı? Bunun da yanıtı “Hayır” çünkü orijinal bir çıkış olarak görülmeyecek ve heyecan uyandırmayacaktır. Kim ne derse desin Türkiye’de siyaset büyük oranda semboller ve sloganlar üzerinden yapılıyor.
Babacan “Her kesimi kucaklayacağım” diye ortaya çıktı ama kutuplaşmış bir Türkiye’de söylemini titizlikle seçmezse yolun sonunda iki mahalleye de yaranamama riski var."