TÜSİAD'ın toplantısına katılan Devlet Bakanı Ali Babacan, hedefleri büyük çizdi. Türkiye'nin bölgesinde lider olması gerektiğini belirten Babacan, şunları söyledi:
Abone olDevlet Bakanı Ali Babacan, Türkiye'nin bölgedeki gelişmelerde kilit rol oynamak, hatta bununla yetinmeyip belirleyici olmak zorunda olduğunu söyledi. Babacan, ''Türkiye'yi dünya üzerinde belirleyici role hazırlamak elbetteki sadece nutuk atarak ya da sadece güzel sözler söyleyerek mümkün değildir. Türkiye bir süredir üzerine serpilmiş olan ölü toprağını atıp harekete geçmek ve sahip olduğu potansiyelleri en iyi şekilde değerlendirmek zorundadır'' dedi. Ali Babacan, Sabancı Center'da gerçekleştirilen TÜSİAD'ın 2004 yılı ilk Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısındaki konuşmasına, Sakıp Sabancı'yı rahmet ve şükranla anarak başladı. Türkiye'nin coğrafi önemine işaret eden Babacan, ülkenin terörün ve çatışmaların yoğun olduğu bir bölgeye yakın olduğu kadar, aynı zamanda barış ve uzlaşma arayışının da hızla merkezi durumuna geldiğini vurguladı. Babacan, bu konuda Türkiye'nin önünde hep iki seçeneğin bulunduğunu belirterek, bu seçeneklerin ya gelişmelere seyirci kalıp kendini tarihin akışına bırakmak ya da belirleyici rol oynayarak tarihe yön vermek şeklinde olduğunu dile getirdi. Bakan Babacan, şöyle devam etti: ''Ülkemiz, bu iki seçenek arasında zaman zaman gidip gelmiştir. Ancak gelişmelere seyirci kalmak rolünü oynadığı dönemlerde Türkiye, genelde hep kaybeden taraf olmuştur. Türkiye için artık tek bir seçenek olmalıdır. Türkiye bölgedeki gelişmelerde kilit rol oynamak, hatta bununla yetinmeyip belirleyici olmak zorundadır. Türkiye'yi dünya üzerinde belirleyici role hazırlamak, elbetteki sadece nutuk atarak ya da sadece güzel sözler söyleyerek mümkün değildir. Türkiye bir süredir üzerine serpilmiş olan ölü toprağını atıp harekete geçmek ve sahip olduğu potansiyelleri en iyi şekilde değerlendirmek zorundadır. Bu harekete geçiş asla bir refleks sonucu olmamalıdır.'' ''İHTİYACIMIZ OLAN ÖNCELİKLE ZİHİNSEL DEVRİM'' Ali Babacan, Türkiye'nin ihtiyacı olanın öncelikle bir zihinsel devrim gerçekleştirmek olduğunu ifade ederken, şöyle konuştu: ''Soğuk savaş döneminin kavramları, terimleri, söylemleri artık tamamen değişmeli. Türkiye'nin nereden geldiğine ve nereye doğru gittiğine dair, mutlaka soğukkanlı yaklaşımlar içinde bulunulmalıdır. Böylesine bir zihinsel devrimi gerçekleştirmeden çıkacağımız yol hem uzun olacak hem de çok büyük bir ihtimalle hedeflere ulaşmak mümkün olmayacaktır. Bu bağlamda ilk olarak Türkiye'nin, her boyutuyla güçlü ve zengin bir ülke olduğuna inanılmalıdır. Bu güç ve zenginliğin geçmişte iyi idare edilememiş olması nedeniyle maalesef bizler için çok büyük bir kayıp olmuştur. Ancak edindiğimiz bu kötü tecrübeler, aldığımız dersler geleceğe ilişkin daha hatasız planlar yapmamızda da bize aslında yol göstermektedir. Biz hükümet olarak Türkiye'nin ihtiyacı olan zihinsel devrimin gerçekleşmesinde üzerimize düşen görevi hakkıyla yerine getirme kararlılığı ve azmi içindeyiz.''