Nobre 2.5 yıldır Türkiyede forma giyiyor. Türkiyeyi, büyük takımların havasını çok iyi biliyor.
Abone olŞampiyonluğu kıl payı Galatasaray'a kaptıran Fenerbahçe'de giden gidene, Nobre, Daum, Aziz Yıldırım derken sırada yenileri de mi var? İşte Nobre'den şok iddia...
Her şey Jean Tigananın ısrarıyla başladı... Beşiktaşın başına geldiği günden bu yana Türkiye Ligindeki tüm futbolcuları sıkı bir taramadan geçiren Fransız teknik direktör, transfer listesinin en başına Marcio Ferreira Nobreyi koymuştu. Tigana, bu oyuncuda ısrarlı olduğunu geçtiğimiz pazartesi günü kulüp başkanı Yıldırım Demirören ve yöneticiler Murat Aksu, Kıvanç Oktay ve Kenan Öner ile yaptığı toplantıda bir kez daha dile getirdi.
Tigana, "Nobrede neden bu kadar ısrar ediyorsun?" diye soran yöneticilere şu cevabı veriyordu:
"Yurt dışından yeni getireceğiniz yabancı oyuncuların Türkiyeye uyum sağlaması büyük sorun. Bu futbolcular ortama alışana kadar hem takımın oyun sistemini bozuyor, hem de taraftarlarda hayal kırıklığı yaratıyor. Marcio Nobre 2.5 yıldır Türkiyede forma giyiyor. Türkiyeyi, büyük takımların havasını çok iyi biliyor. Ayrıca futbol stiliyle de bizim sistemimize mükemmel uyum sağlayacak bir oyuncu."
En verimli çağım
Başkan Yıldırım Demirören, o günkü şartlarda imkansız görünen bu transfer için ikinci başkan Murat Aksuyu görevlendirdi. Aksu hemen Nobrenin bonservisini elinde bulunduran Uruguayın Central Espanyol takımının yöneticileriyle temasa geçti. Kısa sürede anlaşma sağlayan Aksu, ardından Nobre ile masaya oturdu ve o işi de aynı süratte bitirdi...
Önceki gün 3 yıllık sözleşme imzalayarak resmen Beşiktaşlı olan Marcio Ferreira Nobre, duygularını ve hedeflerini tercümanı Arda Kabaklı aracılığıyla anlattı...
6 Kasım 1980 doğumluyum. Esasen futbolumun en verimli çağındayım. Beşiktaşta, geçmiş yıllardan çok daha iyi bir Nobre izlettireceğim. 2003te Cruzeiro formasıyla Brezilyada, 2004 ve 2005te de Türkiyede Fenerbahçe ile şampiyonluk yaşadım. Yani, kupalara alışkın bir insanım. Profesyonelim ve işimi en iyi şekilde yapıyorum. Ben Beşiktaşa, Fenerbahçede oynadığım için değil, iyi futbolcu olduğum için transfer edildim.
Hiç acımam atarım
2.5 yıldır Türkiyede oynadığım için tüm takımların defanslarındaki zaaflarını, özellikle de Fenerbahçeyi çok iyi biliyorum! Benim için Fenerbahçe savunması çok özel olacak! Golcüyüm, karşımdaki rakip babamın takımı bile olsa acımam, gollerimi atarım.
Herkes beni iyi tanıdığı için kendimi ayrıntılı anlatmak istemiyorum. Fakat, en güçlü tarafımın kafa topları olduğuna inanıyorum. Kafa toplarındaki zamanlamam ve vuruşlarım mükemmeldir. Teknik kapasitesi yüksek takımlarda daha başarılı oluyorum. Beşiktaş da teknik bir takım. Biraz İspanyol biraz da Brezilya karışımı bir futbol oynuyor.
Kimseyi mahcup etmem
F.Bahçede 62 gol attım, 17 de asist yaptım. Bu rakamlar benim ne kadar iyi bir oyuncu olduğumu ortaya koyuyor. Büyük bir takıma geldiğimi biliyorum. Oynayacağım güzel futbol ve atacağım gollerle beklentilere cevap verip Beşiktaşa faydalı olacağım. Bana güvenenleri mahcup etmeyeceğim.
1.5 ay önce Klebersonun evinde bir davete gitmiştim. Kleberson bana Beşiktaşı öve öve bitiremedi. Bu arada Sportif Direktör Erdil Arpacı ile de sohbet ettim. Kendisine, istemeleri halinde sezon sonunda gelebileceğimi söyledim. Hatta, Beşiktaşı Fenerbahçeye tercih edeceğimi ilettim. Fenerbahçede bulamadığım sevgi ve saygıyı, hak ettiğim değeri Beşiktaşta bulacağıma inanıyorum. Buraya gelirken Fenerbahçeli hiçbir yöneticiyle görüşmedim. Buna gerek duymadım.
Anelka da gidebilir
Eski takım arkadaşlarım Alex ve Luciano da F.Bahçede çok sıkıntılı. Gelecek yıl Alex de Fenerbahçeye veda edebilir. Onun peşinde Avrupanın ciddi takımları var. Alex bana göre Türkiyeye çok lüks bir futbolcu. Anelka da dünya çapında ama bu sezon önemli bir sakatlık geçirdiği için fazla faydalı olamadı. Fenerbahçe benim gibi bir sürprizi de Anelkada yaşayabilir!
Kaptan Ümit Özat mükemmel bir insan. Hepsiyle çok iyi dostum. Ama bundan sonra rakip olduk.
Beni gönderenler de gitti
"Aziz Yıldırım, beni yeni sezonda istemediklerini söylemiş. Hiç üzülmedim. Çünkü profesyonellikte bunlar var. Benim ardımdan, Aziz Yıldırım ve Christoph Daum da ayrıldı."
F.BAHÇE Başkanı Aziz Yıldırım, beni yeni sezonun kadrosunda düşünmediklerini söylemiş. Hiç üzülmedim. Çünkü profesyonel yaşamda bunlar var. Şampiyonluk yaşatırsın, omuzlarda taşınırsın, ertesi gün kapıya konursun. Bu kural futbolcu için de, yönetici için de geçerlidir. Fenerbahçe Kulübünün ön kapısından çıktım, arkamda onurlu, başarılı ve şampiyonluklar kazandırmış bir oyuncu kimliği bıraktım. Benim ardımdan, benimle 2 lig şampiyonluğu yaşayan, ancak gitmemi isteyen Aziz Yıldırım ve Daum da gitti.
Geçen sezon sonunda da Fenerbahçeden gönderilecekler listesinde adım geçmişti. O zaman Dauma, "Sizi zor durumda bırakmamak için söylüyorum; beni gönderebilirsiniz" dedim. O da bana, "Hayır, sana ihtiyacım var" dedi. Benim Daum ile sorunum yoktu. Fenerbahçede hem iyi, hem kötü günler yaşadım. Bazı haksızlıklarla karşılaştım. Ancak, ekmeğini yediğim kulüp hakkında konuşmak istemiyorum. Çok hırslıyım.
F.Bahçeyi stres bitirdi
HERKES F.Bahçenin şampiyonluğu neden kaybettiğini soruyor. Birçok neden vardı, ama en önemlisi stresti. Sezona başlarken hem ligi hem de kupayı kazanmayı hedeflemiştik. Sadece F.Bahçeliler değil, tüm Türkiye F.Bahçenin şampiyonluğuna şartlanmıştı. Bu da doğal olarak bizi strese soktu. Her maçımıza büyük stres altında çıkıyorduk.
Kaynak:Hürriyet