Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde her yıl düzenlenen Hacı Bektaş-ı Veli’yi anma törenleri öncesinde Hasan Meşeli, herkesi şok edecek bir açıklama yaptı.
Abone olHacı Bektaş-ı Veli Kültür Merkezi Vakfı Genel Başkanı Hasan Meşeli, Aleviler üzerinde yeni oyunlar oynandığını, Sünnilerle Alevilerin karşı karşıya getirilmek istendiğini belirterek, “Yeni Madımak’lar oluşturma gayretleri var.” diyor. Meşeli, ayrıca, bazı Alevi dernek ve vakıfların başında “ateist” insanların olduğunu iddia ediyor. Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde her yıl düzenlenen Hacı Bektaş-ı Veli’yi anma törenleri bu sene altı gün sürecek. Törene 150 bin Alevi vatandaşımızın katılması bekleniyor. Siyasilerin de yoğun ilgi gösterdiği törenler sırasında “Alevilik” konusu tartışılacak. Hasan Meşeli, Hacı Bektaş-ı Veli Kültür Merkezi Vakfı Genel Başkanı. Alevilik konusunda öz eleştiride bulunan nadir isimlerden biri. Kendi vakıflarında Kur’an-ı Kerim okunduğunu, Alevi ve Sünnilerin birlikte toplantılar yaptığını belirten Meşeli, Aleviler kullanılarak Türkiye’de yeniden bir çatışma ve kargaşa ortamı meydana getirilmek istendiğine dikkat çekerek, “Yeni Madımak’lar oluşturma gayretleri var.” diyor. -Zaman zaman televizyonlarda Alevilik konusunda görüşlerini açıklayanlar var. Sizce bu konuşanlar konunun ne kadar uzmanı? Aleviler dinlerinin İslam olduğunu, Hz. Ali’nin Peygamber’imizin amcasının oğlu ve onun sevdiği yeğeni olduğunu da biliyorlar. Dolayısıyla bu konuşmaları yapanların Alevi olmadıkları insanlar tarafından anlaşılacak ve maskeleri düşecek. O zaman kamuoyu bunlara itibar etmeyecektir. Alevi toplumu kimin gerçek, kimin sahte olduğunu bilmiyor. İnsanımız Alevilik konusunda bilgili olmayınca bunların söylediklerine inanıyor ve doğru kabul ediyor. Sivas Madımak olayını, Gazi olaylarını piyasaya sürüyorlar. ‘Bunlar, Alevileri öldürdü, astı kesti. Biz gidip onlar gibi namaz kılıp oruç mu tutalım’ diyorlar. İslamiyet’i bu şekilde kötülüyorlar. Onları dinleyenler de, ‘demek ki karşıdakiler böyle’ diye düşünüyor. Bir cepheleşme oluyor. -Alevi ve Sünnileri birbirine düşürmek isteyenler mi var? Tabii ki... Ortalığı karıştırmak isteyenler var. Bunun için çalışan art niyetliler var. Madımak’ta sizi yaktılar diyerek insanların bilinçaltına kin ve nefreti yerleştiriyorlar. İşte Sivas Madımak, işte Gazi diyorlar. -Madımak olayının örnek gösterilmesi ile ne yapılmak isteniyor? Kışkırtıyorlar. Yeni Madımaklar oluşturma gayretleri var. Aleviler bunu yapmak istemiyor; ama ne yazık ki, bunu buraya götürenler var. Devlet sahip çıkarak duruma el atmalı. Sünniler ve Aleviler tekrar karşı karşıya getirilmek isteniyor. Toplumu hizipleştirme çabaları var. Hz. Ali’yi sevenler hiç Alevi düşmanı olur mu? Bir Alevinin evinde, ortada Atatürk resmi sağ ve sol taraflarında ise Hz. Ali ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin temsili resimleri vardır. Atatürk birlik ve beraberliği, Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil ediyor. Hz. Ali, İslam dinini temsil eder, Hacı Bektaş-ı Veli ise Anadolu’da İslam dinini temsil eder. Atatürk’ü sevdiğini söyleyip devlete karşı çıkmak olmaz. Hz. Ali’yi seveceksin aynı zamanda da İslam dinini reddedeceksin. Bu mümkün değildir. İnsanımızı birbirinden ayırmaya çalışan örgütler, yabancı ideolojiler var. Yabancı devletler de var bu işlerin arkasında. Almanya’dan destek alıyorlar. Kürt kardeşlerimizi kışkırtan yabancılar olduğu gibi Alevi kardeşlerimizi de kışkırtanlar var. -Türkiye’de faaliyet gösteren misyonerlerin Aleviler üzerine yoğunlaştıkları söyleniyor. Katılıyor musunuz? Bugün misyonerler, Alevilerin boşlukta kaldığını, arayış içinde olduklarını fırsat bilip Alevi gençler üzerinde çalışıyor. Biz çare bulmazsak başkaları boşluğu doldurur. Hıristiyan dininin İslam dininden üstün olduğunu iddia ediyorlar. Bunlar sadece din değiştirtmek için çalışmıyorlar, aynı zamanda ortalığı karıştırmak, bulandırmak ve hizipçilik için de çalışıyor. Örneğin, Malatya’da ben kim nerede, ne yapıyor biliyorum. Bunu yetkililer de biliyor. Köy köy isim verdiğim zaman tepki alıyorum. Çalışmaları giderek hızlanıyor. Devletin Alevileri sevmediğini, Sivas’ta devletin Alevileri yaktırdığını iddia ediyorlar. -Bir de Aleviler arasında ateist olanların sayısının giderek arttığı söyleniyor. Ateist olup da Alevi dernek ve vakıf başkanı olanlar var. Bunlar önemli bir etkendir. Ateist olup başkan olanlara sesleniyorum: Aleviyiz deyip insanları yönlendirmeyin. Ateizm ile Alevilik yan yana gelmez. -Aleviler bazı vakıf ve dernek başkanlarının Alevi olduğunu bilmiyorlar mı? İnsanımız bilmiyor. Toplum kimin haklı kimin haksız olduğuna karar veremiyor. Bunları aydınlatmak lazım. Yoksa bu adamlar istediğini yapacaktır. Alevilik elden gidiyor. -Peki bu konuda siz vakıf olarak neler yapıyorsunuz? Yedi yılı dernek, yedi yılı da vakıf olarak 14 yıldır büyük bir çaba içindeyiz. Hem etkinliklerimizde hem de hayatımızda Hacı Bektaş-ı Veli’nin erdem ve faziletlerini uygulamaya, bunları aynı zamanda insanımıza kazandırmaya çalışıyoruz. Bugün Türkiye’de hâlâ Alevi-Sünni kardeşliği sağlam temellere oturtulmuş değil. Alevilerin de Sünnilerin de dini İslamiyet’tir, peygamberi Hz. Muhammed’dir. Bilgisizlik, kültürsüzlük nedeniyle her iki taraf birbirine yanlış tanıtılmış. Biz buna karşı birlikteliği sağlam temellere oturtmak istiyoruz. Aleviliğin üç ayağının olduğunu insanlara anlatmaya çalışıyoruz: Dini İslam, peygamberi Hz. Muhammed, kitabı Kur’an-ı Kerim’dir. Cami de bizim cemevi de. Bize gelen Sünni kardeşlerimiz var. Kutsal kitabımız okunuyor. -Semah yaptığınız yerde mi okunuyor? Elbette. Birkaç gün önce burada Sünni kardeşlerimiz mevlit merasimi düzenledi. Camideki imamımız Muhlis Hoca gelip burada mevlit okudu. Biz biriz. Bizim kaynağımız bir. Sünniler ve Aleviler burada bir araya geliyor. Bazı tabuları yıkmaya çalışıyoruz. Cami imamının cemevinde Kur’an okuması özlediğimiz bir tablodur. Bu çok önemlidir. Sünniler ve Aleviler başka türlü kaynaşmaz. Alevi-Sünni evliliğini sağlıyoruz. Aynı dine ve Peygambere inananların bir araya gelmesini sakıncalı bulmuyorum. Biz de teşvik ediyoruz. Kız alıp kız veriyoruz. Benim akrabalarımdan da evlilik yapanlar oldu. Kardeşlik böyle sağlanır. -Evliliğe karşı çıkanlar olmuyor mu? Olmaz olur mu? Aleviliğin İslamiyet dışı olduğunu, Sünni-Alevi evliliğinin mümkün olamayacağını savunuyorlar. Oysa sadece nüans olarak farklar vardır. Aleviliğin tanımını da iyi yapmak lazım. Alevilik, Hz. Ali’yi çok seven, onun tarafını tutan ve onun yolunda gidenler demektir. Hz. Ali’nin yolunda gidenler İslamiyet’i Anadolu’da tasavvufi bir yorumla yorumlayarak yine aynı din içinde hayatlarını ve inançlarını günümüze kadar getirdi. Hal böyleyken günümüz Türkiye’sinde Alevi kardeşlerimizin dinî açıdan dağlar kadar sorunları var. Alevileri kendi içinde eğitecek bir kurum yoktur. -İyi de çok sayıda Alevi vakıf ve dernek var. Bunlar eğitim anlamında yeterli değil mi? Bizim şikayetimiz buradan kaynaklanıyor zaten. Bahsettiğiniz derneklerin çoğu “Biz İslam dışıyız. Bizim kitabımız Kur’an-ı Kerim değil, peygamberimiz de Hz. Muhammed değil.” diyor. Bazıları Anadolu Aleviliğini Orta Asya’dan 800 yıl önce gelen güneşe tapan Şaman, ateşe tapan Zerdüşt, Asya dinlerinden Mani Mazdek, Brahma dinlerine sahip olanların Anadolu’ya getirdiğini savunuyor. Anadolu’da da biraz Hıristiyanlıktan biraz Yahudilikten almış, İslam’dan da Hz. Ali’nin kahramanlık ve erdemlerinden alınarak bir sentez yapılmış ve buna Anadolu Aleviliği diyorlar. Şimdi bazıları da Aleviliğin İslamiyet’ten 10 bin yıl önceye ait olduğunu iddia ediyor. Aleviliğin, Gılgameş destanından eline, diline, beline hakim ol öğretisinin olduğu hatta Hz. İbrahim’den önceki dinlerde de mevcut olduğunu ve Hz. Ali ile bir rabıtasının olmadığını iddia edenler de var. Bu bakımdan Alevilik Türkiye’de bu şartlar altında tanınmaz bir hale gelmiş durumda. Bilgisi, kültürü az olan insanlarımızın kafası karıştırılıyor. Dolayısıyla, bugün sosyalizmle, komünizmle, başka ideolojilerle bağdaştırılmak isteniyor. Televizyonlara çıkıp bunu savunan insanlar var. Bizim Alevilerin Müslüman olmadıklarını, Anadolu’da bir kültür ve mozaik olduklarını ileri sürüyorlar. Alevilik artık bu tür fraksiyonlarla tanınmaz hale getirilmiştir. Bu saz akort tutmuyor. Teller paslı, kasnak kırılmış, cızırtı yapıyor. Akort tutmayan saza düzen vermek lazım. Bu düzeni iktidar ve siyasi partilerimiz verecek. -Aleviliğin düzlüğe çıkması için devletin müdahalesi mi gerekiyor? Devletin el atması lazım. Başka yolu da yok. Alevi kardeşlerimize yazık oluyor. Bunun için Hazine arazilerinden cemevleri için arazi tahsis edilmeli. Cemevleri yapılacak mıntıkalardaki valilere yetki verilmeli. Ayrıca, valiler araştırmalı cemevlerini yaptıracak insanlar kimdir diye... Yoksa bunlar yarın devletin ve milletin başına bela olabilir. Başka görüş ve ideolojilere mensup, ortalığı karıştırmak isteyenler, “Ben Aleviyim.” diyerek bu tür işler yapabilir. -Peki, Aleviliği İslamiyet dışı göstermek isteyenlerin çıkış noktası nedir? Bunlar Aleviliği İslam dışı gösterip bir nifak süreci başlatıyor. Aleviler Kerbela’dan dolayı 12 gün matem orucu tutuyor. Alevilik İslam dışı diyenler burada çelişkiye düşüyor. Mazlum insanlar inançları için oruç tutar. Allah’a ibadetin nişanesidir. Hz. Ali’nin evlatlarına yapılan bir katliamın yasıdır. Hz. Muhammed’in şanına yapılan bir ezeli ve ebedi hürmetin ifadesidir. Bu 12 günlük oruç 12 imamın şahsına tutulan bir oruç asla değildir. Bu oruçta Allah rızası vardır. Aleviler üzerinden ellerini çeksinler. Bazı Aleviler, “Beş vakit namaz kılmıyor, zekat vermiyor, oruç tutup hacca gitmiyoruz.” diyorlar. Hatta, ‘gusül abdesti de bizde yoktur’ diye ortaya çıkıyorlar. ‘Ne cennete ne cehenneme ne de ahirete inanıyoruz’ diyorlar. ‘ Cem ayinlerinde dem alıp içki içiyoruz’ diyorlar. Hz. Ali, haşa Hz. Muhammed’den üstündür, görüşünü savunuyorlar. Böyle bir Alevilik olmaz. -Aleviler hacca gidip namaz kılıyorlar mı? Beş vakit namaz kılan Aleviler var. Binlerce Alevi hacca gidiyor. Alevi cemlerinde içki olmaz. Bu sapıklıktır. Allah, Hz. Muhammed, Hz. Ali, Kur’an, Ehl-i Beyt, 12 İmam diyeceksin, sonra da içki içeceksin. Aksi iftiradır. Bunlar Aleviliği İslam dışına çıkarmak isteyen vicdansızların yalanlarıdır. Bunlar sahtekarlardır. Cem ayinlerinde Peygamber’imiz Hz. Muhammed’dir diyoruz. Bu fikirler ve görüşler Aleviler arasında bir çatışmayı da beraberinde getiriyor. Zaten birbirlerine girmiş durumdalar. Dehşet ve kaygı verici bir durum bu. Kaynak: Aksiyon