Alerjik zatürre, binaların merkezi ısıtma ve soğutma sistemlerindeki havanın teneffüsü olmak üzere birçok yöntemle kolayca bulaşabiliyor.
Abone olGöğüs Hastalıkları uzmanı Dr. Çiğdem Serttürk, hastalığın sigara içmeyen kişilerde görülme oranının daha yüksek olduğunu söyledi. Dr. Serttürk, hastalığın büyük iş merkezlerinde çalışanların yanı sıra, çiftçilerde de sıkça görüldüğünü ve ‘çiftçi akciğeri’ olarak da adlandırıldığını belirtti: “Hastalığa neden olan alerjenlerin çoğu, sıcak ve nemli ortamlarda üreyen 'actinomyces' sınıfı mantarlar ile kuşların tüy, serum ve salgılarındaki çeşitli proteinlerdir. Mantarlar daha çok depolanmış saman, ot, hububat, şeker kamışı gibi maddelerin arasında ürediği ve bunlara da en çok çiftçiler maruz kaldığı için hastalığa 'çiftçi akciğeri' ismi de verilir. Ancak, son yıllarda bu tür mantarların başta büyük binaların merkezi ısıtma ve nemlendirme sistemleri, ev, sauna ve banyo olmak üzere birçok yerde üreyebildikleri ve bu nedenle de hastalığın her kesimden insanda görülebileceği ortaya çıkmıştır.” Hastalık kronikleşirse tehlikeli Hastalığın akut ve kronik alerjik zatürre olarak iki farklı şekilde ortaya çıktığına değinen Dr. Çiğdem Serttürk, farklı bulguların tespit edildiğini belirtti. Akut alerjik zatürrenin kısa zamanda yüksek alerjene maruz kalma sonrasında ortaya çıktığını da anlatan Dr. Serttürk, alerjenlerle teması devam edenlerde belirtilerin zamanla arttığını vurguladı. Dr. Çiğdem Serttürk, kronik alerjik zatürrenin ise alerjenlere daha düşük dozda, uzun süre maruz kalmaktan dolayı oluştuğunu anlattı: “Evlerinde muhabbet kuşu besleyenlerde daha çok görülür ve sinsi bir seyir izler. Başlıca belirtisi eforda ortaya çıkan ilerleyici nefes darlığı ve aşırı kilo kaybıdır. Hastalığın bu şekli, maalesef çoğu kez ancak en ileri devrede, akciğer dokusunda artık düzelmesi mümkün olmayan hasarlar oluştuğunda tanınmakta ve o zaman da yapılabilecek fazla şey kalmamaktadır.” Alerjenlerden kaçınmak şart Alerjik zatürrede asıl önemli olanın, hastalığa yol açan alerjenlerden kaçınmak olduğunu da sözlerine ekleyen Dr. Çiğdem Serttürk, yapılması gerekenleri sıraladı: Özellikle modern binalardaki havalandırma sistemleri mantar üremesi açısından kontrol edilmeli ve gerekiyorsa suyu değiştirilmeli. Binaların iyi havalandırılması önemli. Evlerde üreyen mantarları özel ilaçlarla ortadan kaldırmak mümkün. Etkenin belirlenemediği durumlarda veya ortadan kaldırılması mümkün olmuyorsa, hastanın o ortamdan uzaklaşması gerekir. Uygun bir yüz maskesinin kısmen yararı olabilir. Dr. Serttürk, bazı hastalarda özel bir bağışıklık sistemi tedavisi ile başarılı olunabileceğinin de altını çizdi. Hastalarda görülen hafif krizlerin, hastanın o ortamdan uzaklaşmasıyla düzeldiğine de değinen Dr. Serttürk, “ağır durumlarda kortizon tedavisi uygulanması gerekmektedir. Kortizon dozu, hastanın durumu düzelmeye başladıktan sonra yavaş yavaş azaltılarak birkaç haftada kesilir” dedi.