İnsanlar dışardaki havayı daha kirli sanıyorlar. Aslında asıl mesele ev ortamındaki hava ve alerjenlerdir...
Abone ol4 Mayıs Dünya Astım Günü dolayısıyla AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Arslan, her yıl alerji ve astım hastalarının giderek artığını ifade ederek, dünya sağlık örgütü verilerine göre, yakın zamanda Avrupa kıtasının büyük bir kısmının alerji ve astımla alakalı problemler yaşayacağını savundu.
''Bu hastalıklar, Dünya Sağlık Örgütünün, neredeyse en üst sırasını işgal eden başlıca sorunlardan olmaya başladı. Bunların artık çözümlerinin oturtulması gerekiyor'' şeklinde konuşan Arslan, alerji ve astımın kişilerin yaşamlarını tamamen etkilediğini kaydetti.
Ercan Arslan, günlük hayatta, insanların 1 ya da 2 saat dışarıda kaldıklarını belirterek, ''Özellikle bu kapalı ortam yaşantısı, yeni nesli daha çok etkileyecek. Yıllardır bizim gördüğümüz, alerjenlerin ve hasta sayısının artmasının kapalı ortamda yaşamayla alakalı olmasıdır'' dedi.
Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Alerji ve astım, gelişmiş ülke hastalığıdır. İnsanlar dışardaki havayı daha kirli sanıyorlar, ancak asıl mesele ev ortamındaki hava ve alerjenlerdir. En büyük problem kapalı ortamdaki tetikleyicilerin çok daha fazla olmasıdır. Özellikle Türkiye'de 90'lı yıllarda, alerji hastalıklarına, sıradan bir antibiyotik verilip geçiliyordu. Ben de ABD'den dönüşümde gördüm ki Türkiye'deki hasta sayısı da fazla. Ancak bu alanda uzman doktor sayısı az. Bunları araştırdıktan sonra bu işe adım atmaya karar verdik. Türkiye'de ilk kez, hastaların, astım ve alerjiden korunması için günlük yaşamlarını kolaylaştıran ürünleri Türkiye'ye biz getirdik.''
-''KOLTUK, YATAK VE HALILARA DİKKAT''-
Arslan, toz alerjenlerinin en fazla yataklarda, koltuklarda ve halılarda bulunduğunu ve sık sık ev temizliği yapılsa dahi bu alerjenlerin giderilemediğini söyledi.
Bir yatak koruyucusuna harcanan iplik ile ortalama 4-5 sıradan nevresim takımı yapıldığını belirten Arslan, yatak koruyucusunun sık dokunması halinde alerjenlerin yatak üstüne çıkmasının önlenebileceğini kaydetti.
Rahatsızlığa yol açan tozların, havada uçuşanlar değil, daha çok yatak, koltuk gibi dolgu maddesinin gazla dolduğu bölümlerde toplanan alerjenler olduğunu, bunların insanın ölü derisiyle beslendiğini ifade eden Arslan, şunları söyledi:
''Daha sonra dışkı topu bırakırlar. Bu dışkı topları da kuruyup, insanlar hareket ettikçe mikro granül parçalar halinde havaya karışırlar. Sonrasında bu mikro granüller solunum yoluyla kana karışır.''
Arslan, kendi sattıkları ürünlerden Hava Temizleme Cihazı ile havadaki gözle görünemeyen, diğer ortamlardan odaya giren, polen, küf, mantar, toz, sigara dumanı, zehirli gazlar ile havada uçuşan alerjenlerin, aktif karbon filtreleri ile temizlenip alerji ve astımın tetiklenmesini engellediğini savundu.
Halı-koltuk spreyinin de halı ve koltuklardaki akarları yok ettiğini ve etkisini de 4 ile 6 ay boyunca koruduğunu, böylelikle, yataklardan sonra en çok deri döküntülerinin bırakıldığı noktalar olan koltuklar ve halılarda alerjen oluşumuna izin verilmediğini anlattı.