İstanbul Üniversitesi’nde, başka hiçbir yerde rastlanamayacak baskı uygulamaları devam ediyor.
Abone olSon uygulamaya konu olan ise iki ayrı basın açıklaması. Basın açıklamalarının ilki, 12 Aralık 2002 tarihinde, ikincisi ise 3 Mart’ta gerçekleşti. İlk basın açıklaması, Eğitim-Sen öncülüğünde 200 kadar üniversite öğrencisinin katılımıyla yapıldı. Konusu, “Soruşturmalara, sürgünlere karşı örgütlü mücadele” idi. Diğer açıklamanın konusu ise, “Yükseköğretim Kanunu Taslağı’nın antidemokratik ve bilimsel perspektiften uzaklığı”. Açıklamayı yapanlar, İstanbul Üniversitesi Araştırma Görevlileri Konseyi ve Atatürkçü Düşünce Kulübü Federasyonu’na mensup öğrenciler. ‘Kişisel eylem değil’ İlk basın açıklamasına Eğitim-Sen İstanbul 6 No’lu Şube yöneticisi ünvanıyla katılan İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Araştırma Görevlisi Ertan Ersoy hakkında soruşturma başlatıldı. Ersoy, Disiplin Yönetmeliği’nin 11. maddesine (Üniversite Öğretim Mesleğinden veya Kamu Görevinden Çıkarma) dayanılarak açılan soruşturma için, “Yapılan eylem, kurumsal kimlik üzerinden gerçekleştirildi. Basın açıklaması kararı, şube kararıyla alındı. Bireysel olarak bu suç kapsamına girse bile, sendikal faaliyet olduğu için bu madde uygulanamaz. Çünkü bu eylem, siyasi ve ideolojik bir eylem değildir” diyor. Ayrıca bu soruşturma Ersoy’un ilk soruşturması değil. Hakkında, yine benzer konulardan açılmış birçok soruşturma var. Ayrıcalıklı eylem İÜ Üniversitesi Araştırma Görevlileri Konseyi ve ADKF’li öğrencilerin katıldığı basın açıklaması da eğer bu bir suçsa aynı oranda suç teşkil ettiği halde, açıklamaya katılanlar hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Tersine üniversitede bazı iddialar gündeme geldi. İşte onlardan biri: İÜ Rektörü Kemal Alemdaroğlu, kendisini Disiplin Yönetmeliği’nin üstünde tutarak ikinci basın açıklamasına izin verdi. Bu iznin ardından Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Feryal Orhon Basık, Fakülte Sekreteri Dilek Yücel’i arayarak araştırma görevlilerinin basın açıklamasına katılmalarını istedi. Kaynak : Evrensel