BIST 9.660
DOLAR 34,59
EURO 36,30
ALTIN 2.916,94

Aldananlardan olmamak için…

Aldanmışlıklardan ibret alıp bir daha aldanmamanın yolunu keşfedebilmektir önemli olan.

Aldanma…

İnsanla birlikte başlayan bir öykü…

İlk insan Âdem, ilk aldanmayı yaşadı…

Ve aldanma Âdem’den oğullarına miras kaldı…

Devamında Kabil ile devam eden aldanma her zaman kendisine bir müşteri buldu.

Hatta öyle zamanlar geldi ki topyekûn toplumlar bile aldandı…

Aldanan insanların ve kavimlerin arasında kimler yok ki…

Nuh kavmi, Lut kavmi, Sodom ve Gomore…

Firavun, Nemrut, Mussolini, Hitler ve niceleri…

Peki aldanma bir kusur mudur?

Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyruluyor: “Hani Rabb’in meleklere: ‘Ben yeryüzünde bir halife tayin etmekteyim.’ dediğinde onlar da: ‘Orada fesat çıkarmakta ve kan dökmekte olanı mı tayin ediyorsun? Hâlbuki biz seni hamdinle tesbih ediyor ve takdis ediyoruz.’ dediklerinde Allah da: ‘Ben sizin bilmediklerinizi bilirim.’ dedi.”  Bakara Suresi/30

“Melekler bizim kan dökücü olduğumuzu nereden biliyorlardı?” sorusunun cevabını ve ayetin izahını elbette müfessirlere bırakacağız. Ayeti alıntılama sebebimize gelince: Meleklerin de Allah’ın onlara bildirdiği kadarıyla bildikleri üzere, insanoğlu kan dökücü bir ırktı.

Akıl, vicdan, edep gibi mükemmel hasletlerle donatılmış bu varlık, aynı zamanda büyük zaafları da bünyesinde barındırıyordu.

Hata yapmadan, günah işlemeden, yalnız Allah’ı tesbih eden meleklerden asıl farkları da bu idi.

Yani, insan hataları ve eksiklikleri ile özel ve farklı idi. Yine Kur’an-ı Kerim’de Allah şöyle buyurmakta: "Şüphesiz (biz) en güzel biçimde insanı yarattık. Sonra (onu) aşağıların aşağısına indirdik.” Tin Suresi/4-5

İşte bu şekilde yüce kitabımızın da belirttiği üzere Allah bizi en güzel biçimde, meleklerden ve cinlerden de üstün bir ırk olarak yarattı. Ancak “Aşağıların aşağısına” da indirdi.

Bu kısım, bizim en güzel biçimde yaratılışımıza rağmen; yapacağımız hatalarla değil melekler, en adi mahlûktan daha adi olabileceğimizi gösterir ki; bu da fıtratımızda bulunan “hata yapma” tarafımızdan kaynaklanır.

Allah melekleri, günahsız ve kusursuz nuranî varlıklar olmalarına rağmen insanoğluna secde ettirdi. “Hani biz meleklere (ve cinlere: ‘Âdem’e secde edin, demiştik. İblis hariç hepsi secde ettiler. O yüz çevirdi ve büyüklük tasladı, böylece kâfirlerden oldu.” Bakara Suresi/34

İnsanı özel kılan, melekleri ona secde ettiren de -aldanmak da buna dahil- kusurlarıdır. Melekler Allah tarafından belli işleri yapmak üzere programlanmış mahlûklardır. Yalnızca göklerde, sadece Allah’ı zikretmek için yaratılmış sayısız melek vardır.

Onlar başka hiçbir iş yapmaz, yiyip içmez, günah işlemezler. Bir tek Allah’ı zikrederler. Hal böyleyken, yaşamı boyunca sayısız hatalar, günahlar işleyen insan ondan üstündür.

Çünkü insan, yalnız bir şey üzere programlanmış değildir. Ruhu Allah’ın kendi ruhundan üflemesiyle, bedeniyse balçıktan yaratılmıştır.

Bundan önceki ilahi kitapların bütünü: Kur’an-ı Kerim başta olmak üzere Zebur, Tevrat, İncil ve diğer peygamberlere gönderilen “Sahifeler” de uyarıcı kitaplardır.

Yine kitap ve sahife sahibi olmayan peygamberler de insanları aldanmamaları konusunda uyarmış ve onları ilahi nizama uymaya çağırmışlardır.

Bütün bu ikazlara karşın, insanlık tarihi, aldananlarla doludur.

Kendimi merkeze oturtarak diyebilirim ki önemli olan aldanma değil bu aldanmalardan ders alabilmektir!

Aldanmışlıklardan ibret alıp bir daha aldanmamanın yolunu keşfedebilmektir önemli olan.

Bu keşif yolculuğunda bir taş koyma adına “Aldanmanın Kitabı”nı yazmaya niyet ettim. Daha önce yayımlanmış bir eserimden ilham ile yola çıkarak başladığım çalışmanın sonlarındayım inşallah. Yukarıda okumuş olduklarınız da bir bölümden kesitlerdi.

Bu kitapla, tarihin başlangıcından bu yana ve günümüz örnekleri ile, “aldanan insanları” anlatma gayretinde olacağım inşallah.

İlk insan Âdem ile başlayıp aldanan kavimleri, aldanan hükümdarları, aldanan meşhurları, yani “Aldanan İnsan”ı anlatmaya çalışacağım.

Aldanan insanlardan olmama dilek ve temennileriyle…