BIST 9.949
DOLAR 35,24
EURO 36,72
ALTIN 2.981,57
HABER /  GÜNCEL

Albaydan Cizreliler birey değil savunması

Cizre'de faili meçhul cinayetlerden sorumlu tutulan Albay Cemal Temizöz'ün savunması çok tartışılacak.

Abone ol

Cizre'deki faili meçhul cinayetlerle ilgili yargılanan Albay Cemal Temizöz'ün sözleri dünkü duruşmaya damgasını vurdu.

Temizöz dünkü savunmasında Cizrelilerin birey olmadığını ve halkın örgüt, aşiret ve şeyhlerin güdümünde hareket ettiğini savundu. Temizöz, öldürülen Batmanlı gayrimüslüm örgüt üyesinin mezarının türbeye çevrildiğini ve halkın buraya giderek dua ettiğini söyledi.

Kayseri Eski Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz ve Cizre eski Belediye Başkanı Kamil Atağ'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, tutuklu sanıklar Albay Temizöz, Kamil Atağ, Tamer Atağ, Fırat Altın (Abdulhakim Güven), Hıdır Altuğ, Adem Yakin ve Kukel Atağ hazır bulundu.

''HEDEFİMİZ AYAKTA KALMAKTI''

Sanıklardan Albay Temizöz, hazırladığı 15 sayfadan oluşan iki ayrı yazılı savunmasını mahkemeye sunduktan sonra, sözlü savunma yaptı.
Temizöz konuşmasında, terör örgütü PKK'nın hedefi olan bir kamu görevlisi olarak yaklaşık 1 yıldan bu yana tutuklu bulunduğunu belirtti.

Hakkında tutuklamasını gerektirecek nitelikli delil bulunmadığı halde tutukluluk halinin devamına karar verilmesine bir anlam veremediğini ileri süren Temizöz, şunları söyledi:

BİREYSEL İFADEDEN BAHSEDİLEBİLİR M?

''İddia makamının hakkımda kamu davası açmasının taraflı olduğunu gösterdiğini düşünüyorum. Mağdur ve müşteki ifadeleri tek bir merkezden yönlendirilmektedir. Çok eski yıllardan beri komitecilik, Kürtçülük, aşiretçilik geleneğinde seyit olduklarını iddia eden haşimi gibi şahısların güdümünde geçmişi belli olmayan türbelere bile kandırılarak ziyarete teşvik edilen halkın hiç bireysel ifadesinden bahsedilebilinir mi? Hele hele bu davada ifade sahiplerinin bireysel ifadelerine tek bir merkezden ipotek konulmuştur.''

''ÖRGÜT ÜYESİNİN MEZARI TÜRBE OLDU''

Cizre'de bir operasyonda ölü olarak ele geçirilen bir terör örgütü üyesinin mezarının daha sonra türbe haline getirildiğini iddia eden Temizöz, 1989'da bir operasyonda Cizre şehir merkezinde bir kişi ile öldürülen Batmanlı gayrimüslüm 'Berivan' adlı Binevş Agal'ın mezarının bile türbeye dönüştürüldüğü anlatarak, ''Mezarların çocuğu olmayan kadınlara çare olduğu denilerek kandırıldıklarını sıkça görmekteyiz. İşte Cizre'de vatandaşların bir kısmı cehalet nedeniyle şıh, seyit, haşimi, töre, türbe, örgüt ve aşiret ile halkın kolayca kontrol altında tutulduğu ve yönlendirildiği bir yerdir.

ÖRGÜT ZATEN ŞEHİR MERKEZİNDEYDİ BEN FIRSAT VERMEDİM

Cizre'de meydana gelen olaylara geçmiş savunmalarımda örnek vermiştim. Basına da yansıyan bir uzman çavuşun ailesi ve çocuğu ile birlikte aracında iken taranarak yaralanması, burada bir vatandaşın ölümü, görev yaptığım dönemde her dakika her saniye olabilecek hadiselerdi. Bu olay şehir merkezinde oluyor, bazı tanıklar vermiş olduğu beyanlarında 'örgüt dağdan gelecekmiş de burada eylem yapacakmış' şeklinde beyanda bulunmuşlardı, oysa örgüt zaten şehir merkezinde, ancak ben görev yaptığım süre içerisinde bu tür olaylara fırsat vermedim''

Devletin ve bölge halkının bekası için olağanüstü şartlarda uğraş verdiklerini ifade eden Temizöz, ''O dönemde tek hedefimiz ayakta kalmaktı. Devletin varlığına, anayasaya, düzenine karşı suç işleyen PKK'ya karşı mücadele eden bizlerden suç örgütü olursa o zaman devlet nerede? Maddi ve teknik hiçbir delili olmayan 29 Mart seçimlerinden önce tutuklanmam ve halen tutukluluğumun devam etmesi karşısında aklıma mevcut siyasi konjonktürden kaynaklı olduğu geliyor. Tutukluluğumun artık infaza dönüştüğünü düşünüyorum'' dedi.

SANIK ATAĞ, TANIĞA KÜFÜR ETTİ

Sanıklardan Tamer Atağ da savunmasında önceki duruşmada tanık olarak dinlenen Abdulselam Binzet'in babası Kamil Atağ'a ''şerefsiz'' dediğini hatırlatarak, ''Ben kendisinin duruşmaya getirilmesini talep ediyorum. Karşımda savcı değil Azrail de olsa ben Abdulselam Binzet'i öldürmeye hazırım. Ben tahliyemi de talep etmiyorum'' dedi.

Tamer Atağ'ın babası sanık Kamil Atağ da oğlunun küfürlü konuşması nedeniyle herkesten onun adına özür dilediğini söyledi.

Mağdur ve hakarete uğrayanların kendileri olduğunu ifade eden Kamil Atağ, şöyle dedi:

''Biz Kürt halkına düşman değiliz ve düşmanlıkta yapmayız, fakir fukarayı kaçırarak öldürmek bizim işimiz değildir. Biz halkımıza karşı değiliz, bize daha önce PKK için Ermeni silahlı teröristler denilmiştir, biz Ermeni teröriste karşıyız. Ben Kamil Atağ olarak ömrüm boyunca PKK terör örgütüne yönelik olarak mücadele vereceğim. Ben hiçbir şekilde ilgi ve alakam olmayan bir suçlamadan dolayı tutuklu bulunuyorum.''

Mahkeme heyeti, sanık Tamer Atağ'ın tanık Abdulselam Binzet'e yönelik sözleri nedeniyle hakkında soruşturma başlatılması için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına karar verdi.

Sanık Hıdır Altuğ da savunmasında geçirdiği beyin rahatsızlığı nedeniyle çok sayıda ameliyat geçirdiğini dile getirerek, ''Rahatsızlığımdan dolayı önüme konulan ifadeleri elimden tutarak imzalattılar. 1992 yılında cezaevinden izinli çıkışlarıma bakıldığında Hanefi Avcı'nın beni tanıyıp tanımadığı ortaya çıkacaktır. İfadeler bana zorla imzalatıldı'' diye savunma yaptı.

Diğer sanıklar Adem Yakin, Kukel Atağ ve Fırat Altın (Abdulhakim Güven) de tahliye talebinde bulundu.

Mahkeme verdiği kısa bir aranın ardından tanık Mehmet Nuri Binzet'in gelecek celse duruşmada hazır bulundurulması için müzekkere yazılmasını kararlaştırarak, duruşmayı 28 Mayıs 2010 tarihine erteledi.

İSTENEN CEZALAR

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 104 sayfalık iddianamede, sanıkların TCK'nın ''adam öldürmek'', ''cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak'' ve ''adam öldürmeye azmettirmek'' suçlarından cezalandırılmaları isteniyor. Sanıklardan Cemal Temizöz'ün 9, Kamil Atağ'ın 7, Tamer Atağ'ın 2, Adem Yakın'ın 7, Hıdır Altuğ'un 3, Fırat Altın'ın (Abdulhakim Güven) 6, Kukel Atağ'ın ise bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.

İddianamede, sanık Temizöz'ün 1993'te Cizre'de ''terörle mücadele ediliyor'' görüntüsü altında ''korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan bir grup oluşturduğu'', ''Söz konusu grubun, süreç içerisinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü PKK'ya yardım ettiğinin değerlendirildiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorguladığı'' ifade edilen iddianamede, grubun bu sorgulanan kişilerden bir kısmını öldürdüğü öne sürülüyor.