İnternete düşen ses kayıtları montaj mı değil mi? Sabah yazarı Mahmut Övür, İzmir'deki askeri casusluk davasından örnek verdi.
Abone olSabah yazarı, askeri casusluk davasında fuhuş çetesine mensup bir kadınla konuşuyormuş gibi gösteren telefon dökümlerini yazdı
Bugünlerde yaşanan montaj tartışmalarına ışık tutaçağını düşünen Övür, casusluk davasında yargınan sanıkların savunmalarına yer verdi. Yazarı dinliyoruz:
RUS AJAN VİKA
"Onlardan biri de Askeri Casusluk Davası'nda yargılanan Albay İbrahim Sezer'le ilgili... Sezer'e yapılanlar, montajla neler yapılacağına iyi bir örnek. Askeri casusluk ve şantaj soruşturması kapsamında gözaltına alınan emekli Albay Sezer'in telefon konuşmalarına ilişkin dökümler ortaya çıkınca ilginç bir şey fark edilir.
Sezer'in 14 Temmuz 2010 tarihli bir telefon konuşmasında, "Rus ajanı olduğu gerekçesiyle sınır dışı edilen Vika" kod adlı Leyla Tanrıverdiyeva isimli kadınla konuşması da yer alır. Ancak, gerçekte böyle bir konuşma yok. Albay Sezer, ne hedeflendiğini şöyle anlatır:
"Ben bir Albayım. Benim 'Vika' adlı fuhuş çetesi ile bir bağlantım yok. Beni kasten oraya eklediler. Benim gibi 56 Türk subayının da hayatına etki etti bu durum. Bu organizasyon ile hiçbir bağlantım olmamasına rağmen davaya konu tutanakta 'Vika' ismini konuşmamda varmış gibi geçirterek, beni bu soruşturmaya dahil ettiler."
İnanılmaz değil mi? Yani Albay İbrahim Sezer hakkında, hiç konuşmadığı "Rus ajanı Vika" kod adlı kadınla konuşma yapmış gibi işlem yapılıyor ve dava açılıyor.
Yapanlar da belli: İstanbul Organize Şuçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görevli komiser Haşim Gülal ve polis memuru Sezai Akgün... Şimdi o iki polis de 3 yıl hapis cezasıyla yargılanıyor. Peki, niye bu montajı yapmışlar? Komiser Gülal o kadar rahat ki olmayan konuşmayı dosyaya koymasını şöyle savunabiliyor: "Kasten yapılmış bir iş yoktur. Beraatimi istiyorum."
Gördüğünüz gibi ortada "montaj ve şantaj" yapan bir yapı var ve sürekli bir şeyler üretiyor.
Yaptıkları da yapacaklarının teminatı!"