'İkinci Cumhuriyet' tartışılırken, 'beşinci Cumhuriyet' ilan edildi bile..
Abone olGül'ün seçilmesi statükocular ile değişimcileri karşı karşıya getirdi. En sert tartışma da Hürriyet'te yaşanıyor.
'Birinci Cumhuriyetçi' Ertuğrul Özkök ile yazarlardan 'beşinci Cumhuriyetçi' Hadi Uluengin kılıçları çektiler..
Kavga, Uluengin'in Türkiye'nin Beşinci Cumhuriyet'e geçtiğini ileri sürmesiyle başladı. Yazara göre sırasıyla 1923, 1950, 1961, 1982 ve 2007'de yeni cumhuriyetler kuruldu..
İşte bu sözler Özkök'ü çıldırtmaya yetti. Bizim mahallenin ülküdaşları yazısında Uluengin'e işte bu sözlerle yüklendi:
"Meğer bizim mahallede de "ülküdaş gazeteciler", dava adamları varmış.
Ülküdaşının adını da veriyor: Mehmet Altan.
Şimdi siz bu kavramı sevdiniz mi?
Ben sevmedim.
Yapacak bir şey yok, ama içimdeki şeytan beni dürtüyor ve itirazımı yüksek sesle dile getirmekten kendimi alıkoyamıyorum.
* * *
İşte size küçük bir Türkiye "potpurisi".
Kimisi laik, kimisi "mümin", kimisi güya liberal, kimisi sözde demokrat.
Onlar ağzına geleni söyleyecek, kışkırtacak, hakaret edecek, maraza çıkaracak, işine geleni yapacak...
Size de hep dayak yemek düşecek.
Neden?
Sırf gerginlik yaratmamaya çalıştığınız için... "
Uluengin de Cumhuriyet numarası başlıklı yazısında kendisini topa tutanlara Fransa örneğini verdi:
1792 biir; 1848 ikii; 1870 üüç; 1946 döört ve 1958 beeş, söz konusu cumhuriyetin kundağı, beşiği veya anavatanı addedilen Fransa bugün işte onun be-şin-ci-si-ni yaşıyor.
Yazar kendisini ihanetle suçlayanlara ve cumhuriyet elden gidiyor yaygarasını koparanlara hodri meydan dedi:
EEE, hani cumhuriyet numaralandırılamazdı? Hani onu rakkamlaştırmak "günáh"tı?
İşte gördük, zaten Batı patentli olan ve nitekim bizim de ondan aldığımız cumhuriyet aynı Batı tarafından dizi dizi sayılaştırılıyor. Kimse bunda "suç" ve "ihanet" (!) keşfetmiyor.
Bazen kesintilerden, bazen de değimlerden dolayı tasnif ve kategorizasyona gidiliyor.
Fakat iş Türkiye’ye gelince, tereciye tere satmaya kalkışan ve başkasından aktarılmış bir sistemde dahi "biz bize benzeriz" ideolojisini empoze eden "statüko zaptiyeleri" sanki "Allah birdir" der gibi, "cumhuriyet tektir, numarası olmaz" diye yaygara kopartıyorlar.
Oysa üstelik o Türkiye, yukarıdakilerin çoğuyla kıyaslanamayak biçimde, yarım asırdan az sürede rejimi cebren devirmiş bilmem kaç askeri darbenin de ülkesini oluşturuyor.
Ama yook, siz ez kázá demokrasinin, özgürlüğün ve sivilliğin nitelik sıçramasını "İkinci Cumhuriyet" diye mi tanımladınız, cahil cüretiyle babalanan "zaptiyeler" ağzınıza biber sürmeye ve de alnınıza "numaracı cumhuriyetçi" iftirasını yapıştırmaya yelteniyorlar.
Mecázi "numaracı" sözcüğündeki bu rezil iftiranın ipliğini yarın pazara çıkartacağım. "