Al Sadri Şener'i vur Emre Belözoğlu'na!..
Eğer adınız Sadri Şener ise, "Kupamı vermezlerse çok olay olur. Fenerbahçe bizi yenerse bu dünyanın sonu olur. Kıyamet gibi bir şey olur. Fenerbahçe oradan çıkamaz" demeyeceksiniz..
Hayatımın hiç bir döneminde futbol fanatikliği yapmadım.
Statlarda küfre eşlik etmedim, sokakta sırf forma rengi farklı diye
kimseyle kavga etmedim.
Fanatikliğim, çocukluğumdan beri sevdiğim Fenerbahçe'nin
galibiyetlerinde sevinmek ve sevdiğim diğer takım taraftarı
dostlarımı kızdırmaktan öteye hiç gitmedi.
Futbola hep bir oyun olarak bakan ruhsuz taraftarlardan biriyim
anlayacağınız..
3 Temuz'da başlayan ve bugüne dek süren tüm olaylara rağmen,
futbola bir oyun gözüyle bakıyordum ısrarla ve inatla..
Ancak dün akşam Trabzon'da yaşanan olaylardan sonra aslında
izlediğimin bir oyun değil, bir vahşetin, olası bir katliamın ön
provası olduğunu görmeye ve anlamaya başladım..
Arkadaşlar..
Şunu öncelikle net bir dille belirteyim..
Adı oyun olan her şeyin içinde öyle veya böyle bir hile, bir başka
oyun vardır.
Kahvehanede oynanan okey oyununda bile taş çalmaya yeltenen...
Tavlada zar tutmaya çabalayan..
Batak veya halk diliyle 51 olarak tarif edilen oyunlarda kağıt
çalmaya çalışan kimse yok mu içinizde?
Hiç "aaa.. aaaa kim ben mi? Asla ve kat'a.. Ben oyunu
namusumla oynarım" ayaklarına yatmayın!
Biz bizi biliriz..
Vardır da itiraf edemeyiz..
Her işte en namuslunun biz olduğunu sadece biz anlatırız
çünkü..
Çayına oynadığımız oyunda bile taş çalmaya çalışan bir milletin,
trilyonların döndüğü futbol oyununda şike ve teşfik oyunlarına
bulaşmasına ben normal bakıyorum.
Varsa bunun cezası hukuk kuralları içinde verilir..
Veya verilmez..
Ben olayın bu yönüyle pek ilgili değilim..
Benim üzerinde durduğum şey başka..
Ben adına "Futbol adamı" dediğimiz yöneticilerin,
futbolu terörize etme adına attıkları adımlara dikkat çekmek
istiyorum haddimi aşmadan..
Eğer bu ülkede adınız Sadri Şener ise, Aykut Kocaman ise, Fatih
Terim ise, Şenol Güneş ise, Emre Belözoğlu ise milyonlar sizin
söyleyeceğiniz bir kaç söze göre hareket ediyor ise, kısacası
kanaat önderiyseniz, o zaman suratınızın orta yerinde yer alan ve
adına ağız denilen o koca deliği iyi kullanmanız gerekiyor..
Eğer Fatih Terim iseniz ekran karşısına geçip, tuhaf tuhaf kaş göz
mimikleriyle "Hakemlerle ilgili bugüne kadar konuşmadım,
yine konuşmayacağım" diye adap dersi vermeden 10 dakika
önce soyunma odası koridorlarında hakemi kıstırıp anasına avradına
kızına küfretmeyecek, dövmeye çalışmayacaksınız.
Ceza alacağınızı bile bile bunu yapar ve ceza aldıktan sonra da
"Bakın ben ne haksızlıklara maruz kalıyorum ey
taraftarlarım" derseniz, bunun adı futbol değil,
holiganları galeyana getirmek olur.
Eğer adınız Şenol Güneş ise, kendisine "Pis zenci"
diyen Emre'yi herşeye rağmen saha içinde affedip sarmaş dolaş olan
Zokora'yı oyundan sonra dolduruşa getirip ekran karşısına
göndermeyeceksiniz. Gönderiyorsanız, ekran önüne çıkıp,
"Futbol bir oyundur. Bu ülkede Günaydoğu sorunları var.
Futbol terörü Güneydoğu'daki terör olaylarının önüne geçmek
üzere" diyerek ayak oyunları yapmayacaksınız.
Yaparsanız, bunun adı iki yüzlülük olur.. Ondan sonra da dün geceki
gibi kulübeden koşarak tribünlerin önüne gelip futbol
teröristlerine, "Siz beni yanlış anladınız. Ben ettim siz
etmeyin" diye yalvarmayacaksınız!
Eğer adınız Aykut Kocaman ise, bir şehrin takımını sırf o gün kötü
oynadı diye, "Galatasaray'a yattılar" diye
suçlamayacaksınız. Suçladıktan bir hafta sonra Trabzonspor
Galatasaray'a Arena'da kök söktürdü diye U dönüşü yaparsanız, bunun
adı çarketmek olur..
Eğer Adınız Emre Belözoğlu ise, futbolun zeki çevik ve ahlaklısı
olmaya gayret göstereceksiniz. Sahada futbolculara ırkçı
söylemlerde bulunup, birilerine "Gırtlağını
keserim" hareketi yapar veya küfrün, hakaretin, çamur
olmanın abidesi gibi durursanız. Kısacası rüzgar ekerseniz
fırtınayı da biçersiniz.. Sonra ekrana çıkıp, "Analara
küfredilmesin. Sahada kardeşlik konuşsun" ninnileri
okursanız, bunun adı riyakarlık ve sahtekarlık olur..
Eğer adınız Sadri Şener ise, "Kupamı vermezlerse çok olay
olur. Fenerbahçe bizi yenerse bu dünyanın sonu olur. Kıyamet gibi
bir şey olur. Fenerbahçe oradan çıkamaz"
demeyeceksiniz..
Derseniz, bu sözlerle futbol teröristlerine
"Öldürün" talimatı vermiş olursunuz.. Sonra
kıyameti yaşar ve kendi taraftarınızın yumurtalarına hedef
olursanız, bağırmayacaksınız.
Bakın size İngiltere'den bir örnek vereceğim..
Manchester City Kulübü, hırsına yenik düşen ve ağresif davranan
futbolcularını dizginlemek için nasıl bir karar almış biliyor
musunuz?
O futbolcuya forma vermeyerek. "Hırslıysan, hırsını
futbolunla göster. Futbolu terörize ederek göstereceksen sana forma
yok!" demiş kısaca..
Bize bakın..
Elinizi vicdanınıza koyun şimdi..
Siz hiç hayatınızda, bir gece maçında gözlerinin altına Rambo
boyası sürüp sahaya çıkan siyahi bir futbolcu gördünüz mü?
Ben ömrümde ilk defa dün gece gördüm. Sadri Şener'in azmettirdiği
adam olarak Zokora'yı izledim. Sahaya adeta bir katil edasıyla
çıktığına şehadet ettim. Colman'ı gördüm, Burak'ı gördüm. Mafya
eskiden topuklara sıkardı. Ben onların kaval kemiğine ve kasıklara
vurduğuna tanıklık ettim.
Hadi Emre'nin yaptığı ırkçılık.
Bir adamı öldürmeye tam teşebbüse girişmek ne? Hadi onu da geçtim,
saha ortasında bir adamın soyunu kurutmaya çalışmak da bir soykırım
girişimi değil mi?
Vallahi ve Billahi..
Ben futbolun başındaki bir kişi olsam, yukarıda adını saydığım
herkesi bir daha dönmemek üzere futboldan ebediyyen men
ederdim..
Ve hem Vallahi hem de Billahi.
Ben bir savcı olsam..
Son 15 gündür bir kupa uğruna ortalığı kan gölüne çevirmeye
çalışan, başta Sadri Şener ve Zokora olmak üzere diğer tüm
yöneticileri gözaltına aldırır, "Halkı kin ve düşmanlığa
tahrik" etme suçlamasıyla haklarında dava açılmasını
sağlardım..
Sahi?
Şimdi aklıma takıldı!
Sporda Şiddet Yasası'nı biz niye çıkarmıştık?
Şike sahaya yansımamış (!) tamam inandık..
Yukarıda saydığım eylemler, sahanın her yerine yansımış.
Şiddetse şiddet, kansa kan!
Suçlular da bağıra bağıra itiraf ediyor suçunu..
Neyi bekliyoruz biz?
İlla sahalarda onlarca kişinin ölmesini mi?