Böyle adalet olmaz. Bir yıl önce 9 kişiye mezar olan kafenin sahibi 7.5 ay hapis yatıp çıktı. Yeni açıklanan bilirkişi raporu ölen gençlerin ailelerinin yüreklerini yeniden y
Abone olGeçen yıl bugün İzmir'de 9 gencimiz bir kafede diri diri yandı. Kafe sahibi 7.5 ay yatıp çıkarken, yeni açıklanan bilirkişi raporu onu 8'de 8 kusurlu buldu Bugün, bir acının yıldönümü. 13 Kasını 2003 tarihinde, 4'ü üniversite öğrencisi 9 genç, korkunç bir yangında can verdi. Olayla ilgili dava açıldı. Ve tam da facianın yıldönümünde bilirkişi raporu sonuçlandı. Rapora göre, yangının çıktığı işyerinin sahibi 8'de 8 yani "tam kusurlu". Yani, 9 gencin ölümünden sorumlu. Gençlerin aileleri, bayrama yine yüreklerindeki yangınla girecek. Oysa bilirkişinin böyle net biçimde suçladığı sanık Abidin Akkuş, bayramı dilediği gibi kutlayacak. Çünkü o 7 buçuk ay cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakıldı ve şimdi "dışarıda". Kafe değil ölüm tuzağı Tam bir yıl önce, akşam saatleriydi. Üniversite öğrencilerinin uğrak yerlerinden Cafe Nağme'de kapının yanındaki elektrik panosundaki arızadan çıkan yangın kısa sürede elyaf ve sentetik malzemeyle yapılan dekoru tutuşturdu. Elektrik panosunun patlaması sırasında katalitik sobanın bağlı olduğu tüpün hortumu da yanınca, yayılan gaz alev aldı ve kafe alev topuna döndü. İçerdekilerden 40 kişi, kendisini kafenin tek kapısından dışarı atarak kurtuldu. Ancak 9 genç, kafenin iç kısmında olduğu için kapıya ulaşamadı. Korunabilmek için arka taraftaki mutfağa kaçtı. Oysa mutfak onlar için tam bir ölüm tuzağıydı. Çünkü mutfağm zaman zaman kullanılan demir arka kapısı "kilitliydi". İtfaiye alevleri söndürüp onlara ulaştığında çoktan ölmüşlerdi. En küçüğü 18, en büyüğü 23 yaşındaydı. Facia geliyorum demiş Peki, bu acı sona neden olan "kusur" neydi? Bilirkişi raporu, bunu adım adım şöyle anlattı: * Elektrik gücünü artırmak için 380 volt elektrik panosu yerleştirilmiş. * Aydınlatma ve diğer elektrik tesisatı kabloları, sıva üstü serbest bir şekilde döşenmiş. * Kablo birleştirmeleri birbirine burularak sarılmak suretiyle "açıkta" yapılmış. * Klima, aydınlatmalar, tost makinası, fanlar gibi elektrikle çalışan cihazların çekmiş olruğu yüksek elektrik akımı "kablonun ek yerinde" ısınma meydana getirmiş. * Kablo ek yerinin bu yüzden gevşemesi üzerine de çıkan kıvılcım yangını başlatmış. * İşyerinde çabuk ve kolay yanıcı malzemelerin bulunmasından dolayı da yangın kısa sürede büyümüş. Bilirkişi raporunun da ortaya koyduğu gibi, facia geliyorum demişti. Abidin Akkuş, yandaki dükkanı alarak kafeyi genişletince ek bir elektrik panosuna ihtiyaç doğmuştu. Ayrıca kafede, gençlerin tercih nedeni olduğu için "canlı müzik" yayını yapıyordu. Ancak müzik sesinin dışarıya taşmaması için de "yalıtım" gerekmişti. Bunlara bir de dekorasyonda kullanılan ahşap malzeme ve çuvallar eklenince, küçük bir kıvılcım yetmişti. İşte böyle bir ihmaller zinciriyle "göz göre göre gelen" facia sonrasında dava açıldı. Abidin Akkuş ve iki oğlu için, "dikkatsizlik ve tedbirsizlik, nizam ve kaidelere riayetsizlik neticesi ölümle sonuçlanan yangına sebebiyet vermek" gerekçesiyle 5'er yıl hapis istendi. Facianın yıldönümünde de bilirkişi raporu, işyeri sahibi Abidin Akkuş için "tam kusurlu" dedi. Mahkeme, bilirkişi raporuna katılırsa, Akkuş 5 yıl hapis cezasına çarptırılacak. Karar Yargıtay tarafından da onanırsa Abidin Akkuş yeniden cezaevine girecek. Ama 7 buçuk ay cezaevinde kaldığı için, yasa gereği en çok 2 yıl daha yatıp çıkacak. Ya gencecik evlatlarını böyle korkunç bir ölüme kurban veren aileler? Onlar için "indirim" olmayacak. Onlar acılarını "müebbeden" yaşayacak. Bahri KARATAŞ/Vatan