BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Akşam'da kavga çıkaracak bir yazı

Zaman zaman aynı gurubun iki yazarı arasında yaşanan tartışmalara şahit oluyoruz. Bu örneklerden biri de Akşam'da yaşanıyor. Ersan Özer, Ahmet Tulgar'ı yazdı...

Abone ol

Akşam'ın başına getirilen Serdar Turgut'un transfer ettiği Ahmet Tulgar'ın yazıları, Akşam'ın bir diğer yazarı Ersan Özer tarafından ti'ye alındı...

Özer'in kaleminden Milliyet'ten Ece Temelkuran da kaçmamış. İki yazarın tepkisi ne olacak bilmiyoruz ama, Özer'in yazısının sizi gülme krizine sokacağından eminiz.

İşte Özer'in yeni bir tartışma başlatacak yazısı...

Ahmet Tulgar'ı koruyalım

Zaten derdim bini aşmış durumda, çok rica ederim mübarek günde bir de siz üstüme gelmeyin.

Başımda bir Ece Temelkuran varken şimdi hayatıma bir yenisi daha girdi.

Ahmet Tulgar'ın yazısının olduğu günlerde yataktan hep aynı soruyla kalkıyorum: Allahım, acaba bugün anlayabilecek miyim?

Ancak daha aradan 10 dakika geçmeden, gazeteyi elime alıp da köşesine şöyle bir göz attığımda yine umutsuzluk denizlerinde balık adam oluyorum.

Gerçi kendime haksızlık etmeyeyim. Bazen birkaç cümlesi bayağı bayağı tanıdık geliyor. Hatta dün bir tanesini anlamaya yaklaştığımı da hissettim.

Fakat hislendiğimle kaldım. Maalesef gerisi gelmedi.

O anki halimi Ahmet Bey gibi ifade edersek şöyle bir şeydi: 'Kırdın kanadımı Gılgamış. Yüreğim yedi bitirdi dalağımı. Sus ki ağlasın görümceler. Hepsi birden. Ama nereye kadar?'

Türkçe'ye benziyor

Artık adım gibi eminim. Sadece Milliyet yazarı Ece Temelkuran ve bizim Ahmet Tulgar'ın konuşabildiği bir lisan var.

Ece Hanım geçende bir yazısına, 'Ancak sahipsizler düşünebilirler. Düşünmek, yıkıcıdır. Soru, parçalayıcıdır' diye başlayınca şüphelenmiştim.

Ahmet Bey'in dün okuduğum, 'Sabahları, sisini gökyüzümüzün, yorgun göz kapaklarımızı umut açar. Umutyel' cümlesinden sonra kesin kararımı verdim.

Keşfi ilk ben yaptığım için ismini 'Ahmetecece' koyduğum bu dil Türkçe'ye çok benziyor. Muhtemelen aynı kaynaktan türemişler.

Ama sonra takmışlar sepeti kollarına, gitmişler çok ayrı yollara. Bambaşka olmuşlar.

Allah gecinden versin, Ahmet Tulgar ve Ece Temelkuran bu fani dünyadan göçüp gittiğinde bir lisan, bir koca kültür de yitip gidecek.

İşte bundan ötürü çok endişeleniyorum.

Yalvarırım onlara sahip çıkalım. Ahmetecece'yi koruyalım ki Hasankeyf ile aynı kaderi paylaşmasın.

Son sözü bu dilin en güzel atasözlerinden biri söylesin:

Bugün bir, dün iki. Seneye üç olmazsa o kadar iyi.

Yazı: Ersin Özer
Kaynak: