BIST 9.721
DOLAR 35,22
EURO 36,82
ALTIN 2.978,86
HABER /  GÜNCEL

Akşam Gazetesi'nin Manifestosu

Akşam Gazetesi'nde yaşanan kadro değişikliği, yayın politikasında da değişiklikleri beraberinde getirdi. Akşam, özellikle haftasonu eklerinde köklü değişiklikler yaptı.

Abone ol

Akşam Gazetesi'ndeki değişikliği Oray Eğin,başlıklı yazısıyla ele aldı.


Ercan Bey'in herkese önerisiydi: 'Bebeğim, adamlardan daha iyi bilecek haliniz yok, aynen alın kullanın.' Türk Basınının üzerine inşa edildiği yazılı olmayan kanunlardan biridir işte. Yurtdışından alın, aynen kopyalayın. Ercan Bey'i de anlıyorum. 'Melekleri'nin pek çoğunun orijinal fikir bulmak adına yaptıkları öylesine dramatik sonuçlar doğuruyordu ki, aynen kopyalamak hiç değilse son güne kadar özenle koruduğu kendi 'mükemmelliyetçiliğini' sağlama almak için bir önlemdi.

Bugün size bir itirafta bulunmak istiyorum, pek çoğunuz zaten farkındasınız: Bu gazeteyi yeniden inşa ediyoruz. Ve zannedersem en radikal değişikliği de, en hızlı şekilde haftaiçi ve haftasonu eklerinden başlattık. Tirajımız da artıyor; bu iyi bir yolda olduğumuzun göstergesi...

Gazetenin ekleri gündemin tek düzeliğinden sıkılan ve sayıları hiç de az olmayan pek çok kişi için bir vahadır.

Akşam'ın da haftasonu ve haftaiçi eklerinin okur tarafından aynı karşılığı bulmaya başladığını duyuyorum, çok mutlu oluyorum.

O yüzden, bu manifestoyu yazmak zorundayım: Ne yaptığımızı, ne yapacağımızı net bir şekilde ortaya koyabilmek için.

İlk işimiz, elimize alır almaz haftaiçi eklerinde sarsıcı değişiklikler yapmak oldu. İnsanların haftaiçleri kafasının çalışmadığını düşünen, kadınların magazin ve makyajdan başka şeyden anlamadığı iddiasındaki seksist Günaydın ve Kelebek'ten farklı bir kulvara çekelim istedik.

Hayatın her alanından beslenen, entelektüel, magazinden korkmayan, utanmayan, ikiyüzlülük yapmayan, Batı'ya dönük, damarlarından sinema ve müzik kanı yoğunlukla akan, dünya vatandaşı, evrensel, estetik, özgürlükçü ekler yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Sokaktan kopmadan, duvarların arkasında tutsak olmadan devam edeceğiz: Daha cesur, daha deli, daha çarpıcı olmaya.

Biz insanların haftaiçinde de kafasının çalıştığını düşünüyoruz. İşleyişimizde de haftaiçi-haftasonu ekleri arasında ağırlık ya da önem farklılığı yok.

Ve başkalarından da hızla farklılaşmaya başladık. Bir kere, herkesten her zaman bir adım önde olmamızı sağlayacak bir artımız var: Recai Seyrek'in görsel zekasına Türk Basını'nda hiç kimsenin yetişemeyeceği kapaklarımızdan belli herhalde.

Basında Hürriyet'in ekleriyle ilgili bir inanış vardır: Herkesten iyi olduklarına dair. Elbette çok dinamik işler yapıyorlar. Özellikle de Ayşe Arman'ın çalıştığı haftalarda. Ama her koşul ve şartta Hürriyet'in dokunulmazlığının da artık bir mitos olduğunu kabul etmememiz gerekiyor - çok alışık olduğumuz için bize 'en iyi' görünüyor.

Sabah'ın Balçiçek Pamir ilavelerinde, yöneticisinin kafa karışıklığının dağınıklığını görmemek mümkün mü? Neyin nerede başladığı, ne yapılmak istendiği belli değil: Charles Aznavour'u Yahudi yapan mantık, eklerin geneline hakim işte.

Milliyet'in eklerinde Deniz Alphan'ın zarafeti ve 'vizyonu' çoğu zaman Mehmet Y. Yılmaz'ın içeriden ve dışarıdan kontenjanlarına takılıyormuş gibi bir his var: Yayın yönetmeninin arkadaşlarıyla röportaj yapmalar, onun yakınlarını öne çıkarmaya mecbur bırakılmanın sonu hiç gelmeyecek mi? Bir gün bu upuzun listeyi açıklayacağım!

Vatan'da ise kırmızı dergisinin kapanması bana düpedüz acı verdi. Ben oradayken de, şimdi de kırmızı'nın çıkacağı gün heyecanlanıyordum.

Ekler konusunda herhalde en istikrarlı gazete Radikal. Kendi kitlesine hitap eden tek ikinci gazeteye sahip. Tuğrul Eryılmaz'ın cesaretinin yansıdığı Radikal İki başkalarına benzememekte kararlı; gerekli bir platform. Cumartesi ekinde de Elçin Yahşi'nin yaşam gustosunu görmemek mümkün mü?

İşte, ey okur, böyle bir dönemde karşınızdayız. Bize inanın, takip edin, bizimle konuşun, gerekirse kavga edin, kızın, bağırın, hatalarımızı, günahlarımızı yüzümüze vurun.

İletişim de bu değil midir?

YAZI:Oray Eğin