Akşam gazetesi batar mı?
Mehmet Emin Karamehmet, çok akılllı bir işadamı.
Yöneticilerine para akıtarak zarar etmiyor. Diyor ki:
-Kendi yağınızla kavrulun!
Akşam, Güneş, Tercüman, SKY Türk veya
Show, farketmiyor. Kazanan ayakta kalıyor,
kazanamayan sürünüyor. Bir başka deyişle, işini iyi yapan
yönetici kalıyor, yapamayan yok olup gidiyor...
Benim buraya yazdıklarım "dedikodu" değil,
gerçeğin ta kendisi...
Bugün ayın 23'ü...
Akşam çalışanları perişan...
750 YTL'lik sadaka ile bu ayı idare ettiler, ediyorlar....
Geriye kalan maaşlar ne zaman yatacak bilinmiyor.
Karamehmet'in "kendi yağınızla
kavrulun" dediği Akşam'ın tepe yöneticileri,
çalışanların maaşıyla kavruluyor yani...
Ha, Serdar Turgut, Oray Eğin veya bir başkası aynı
sıkıntıyı çekse, kimse gıkını çıkarmayacak. Ama arkadaşlar
baş başa verip Amerika'da boy gösteriyor. Yetmiyor, yedikleri haltı
tüm detaylarıyla köşelerinde yazıyorlar.
Neymiş,
Serdar Turgut'la Oray Eğin, ABD seçimlerini takip
ediyorlar. Olmaz arkadaş!
Paran o kadar çoksa...
Önce çalışanların maaşını yatır...
Sen ABD'de viskini yudumlarken, parasını vermediğin
insanlar, alacaklının azarını yutuyor.
Sen viski
yudumlarken onlar yutkunuyor!
Ev sahibine karşı, bankaya karşı...
Hal böyleyken, her tarafından alev fışkıran
adam, komşusunun evi yanıyor diye çığlık
atıyor!
Halbuki, asıl yangın kendi evinde...
Ama
farkında değil...
Özeti şu:
Akşam'da gidişat kötü...Çalışanlar diken üstünde,
herkes her an kovulma tehlikesi ile karşı karşıya... Ne doğru
dürüst reklam, ne tiraj, ne de personeli mutlu etme gibi bir derdi
var Akşam'ın en tepesinde bulunan
yöneticilerin.
Kimi saltanatını sürdürüyor
"Gittiği yere kadar" diye, kime köşesine kurulmuş
"Amerikanvari, entel muhabbetlerine"
takılıyor.
Hal böyle olunca, kabak çalışanların
başına patlıyor.
Tepedekilerin gözleri yöneticilerinin başarısızlığına değil, üç
kuruşa çalışan (onu da alamıyorlar zaten) basın
emekçilerine çevriliyor hemen.
At çalışanı, bak keyfine!
Siyaset bu!
Hayrola Hayrullah!
Kahraman mı
olmak istiyorsun? Sen de "Atın beni içeri"
diyerek, Ergenekon'un nimetlerinden faydalanma derdinde misin?
Ne oldu Hayrullah?
Fuat Kozluklu ile derdin ne?
Ekranda haber okuyor Fuat Kozluklu... Bir
saygısızlığı mı oldu sana? Küfür mü etti yoksa? Şifreli bir şey
söyledi de biz mi anlamadık?
Hayrola Hayrullah!
Silivri meydanında,
Fuat Kozluklu haber okuyor diye terbiye etmeye
kalkışman, "sokak serserileri" gibi,
"göreceksin!" demen neyin alametidir
Hayrullah?
Bak Hayrullah, gerçekte
gazeteci olsaydın, Ergenekon denilen lanet örgütün
içinde olmazdın! Sen kimsin Hayrullah? Kime hizmet
edersin? Bir meslektaşına, mahkeme binasının içinde, hangi hakla,
hangi tecrübe ile ve en önemlisi hangi cüretle haddini bildirmeye
kalkarsın Hayrullah?
Haddini bil, haddini!