BIST 10.086
DOLAR 35,34
EURO 36,72
ALTIN 2.993,25

Akşam gazetesi batar mı?

Mehmet Emin Karamehmet, çok akılllı bir işadamı. Yöneticilerine para akıtarak zarar etmiyor. Diyor ki:
-Kendi yağınızla kavrulun!
Akşam,
Güneş, Tercüman, SKY Türk veya Show, farketmiyor. Kazanan ayakta kalıyor, kazanamayan sürünüyor. Bir başka deyişle, işini iyi yapan yönetici kalıyor, yapamayan yok olup gidiyor...
Benim buraya yazdıklarım "dedikodu" değil, gerçeğin ta kendisi...
Bugün ayın 23'ü...
Akşam çalışanları perişan...
750 YTL'lik sadaka ile bu ayı idare ettiler, ediyorlar....
Geriye kalan maaşlar ne zaman yatacak bilinmiyor.
Karamehmet'in "kendi yağınızla kavrulun" dediği Akşam'ın tepe  yöneticileri, çalışanların maaşıyla kavruluyor yani...
Ha, Serdar Turgut, Oray Eğin veya bir başkası aynı sıkıntıyı çekse, kimse gıkını çıkarmayacak. Ama arkadaşlar baş başa verip Amerika'da boy gösteriyor. Yetmiyor, yedikleri haltı tüm detaylarıyla köşelerinde yazıyorlar.
Neymiş, Serdar Turgut'la Oray Eğin, ABD seçimlerini takip ediyorlar. Olmaz arkadaş!
Paran o kadar çoksa...
Önce çalışanların maaşını yatır...
Sen ABD'de viskini yudumlarken, parasını vermediğin insanlar, alacaklının azarını yutuyor.
Sen viski yudumlarken onlar yutkunuyor!
Ev sahibine karşı, bankaya karşı...
Hal böyleyken, her tarafından alev fışkıran adam, komşusunun evi yanıyor diye çığlık atıyor! 
Halbuki, asıl yangın kendi evinde...
Ama farkında değil...
Özeti şu:
Akşam'da gidişat kötü...Çalışanlar diken üstünde, herkes her an kovulma tehlikesi ile karşı karşıya... Ne doğru dürüst reklam, ne tiraj, ne de personeli mutlu etme gibi bir derdi var Akşam'ın en tepesinde bulunan yöneticilerin.

Kimi saltanatını sürdürüyor "Gittiği yere kadar" diye, kime köşesine kurulmuş "Amerikanvari, entel muhabbetlerine" takılıyor.
 Hal böyle olunca, kabak çalışanların başına patlıyor.
Tepedekilerin gözleri yöneticilerinin başarısızlığına değil, üç kuruşa çalışan (onu da alamıyorlar zaten) basın emekçilerine çevriliyor hemen.
At çalışanı, bak keyfine!
Siyaset bu!

Hayrola Hayrullah!
Kahraman mı olmak istiyorsun? Sen de "Atın beni içeri" diyerek, Ergenekon'un nimetlerinden faydalanma derdinde misin?
Ne oldu Hayrullah?
Fuat Kozluklu
ile derdin ne?
Ekranda haber okuyor Fuat Kozluklu... Bir saygısızlığı mı oldu sana? Küfür mü etti yoksa? Şifreli bir şey söyledi de biz mi anlamadık?
Hayrola Hayrullah!
Silivri meydanında, Fuat Kozluklu haber okuyor diye terbiye etmeye kalkışman, "sokak serserileri" gibi, "göreceksin!" demen neyin alametidir Hayrullah?
Bak Hayrullah, gerçekte gazeteci olsaydın, Ergenekon denilen lanet örgütün içinde olmazdın! Sen kimsin Hayrullah? Kime hizmet edersin? Bir meslektaşına, mahkeme binasının içinde, hangi hakla, hangi tecrübe ile ve en önemlisi hangi cüretle haddini bildirmeye kalkarsın Hayrullah?
Haddini bil, haddini!