Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılabilmesi için Atina'da cami mi açılması gerekiyor?
Abone olDışişleri Bakanı Bakoyani caminin açılması için harekete geçti. "Ayasofya açılmadan olmaz" ya da "Akropoliste ezan sesi olmaz" diyenler de var, "Akropolis ve kiliselerin yanı başında bir cami ne kadar hoşgörülü olduğumuzu gösterir" diyenler de. Kilise ise şimdilik suskun.
BAŞTA Pakistanlı ve Iraklı olmak üzere yaklaşık 300 bin Müslümanın yaşadığı Atinada bir cami açılması konusu arapsaçına döndü. Yunan hükümetinden Atinada cami açılması için farklı sesler yükselirken, kilise bu konuyu çeşitli bahanelerle yokuşa sürme çabasına girdi.
Dışişleri Bakanı Dora Bakoyani, Arap ülkeleri, ABD ve son olarak da Avrupa Konseyinden gelen çağrılar karşısında adım atmak niyetinde. Ancak Yunan dışişlerinde bazı çevrelerin, Atinada yok denecek kadar az Türk bulunmasına rağmen cami konusunu Türk-Yunan "meselesi" gibi göstermeye çalışması dikkat çekiyor.
Bakoyaniye yakın çevreler Yunan gazetelerine "Türkiyeden Heybeliada Ruhban Okulunu açmasını istiyoruz ama Atinada bir cami bile yok" şeklindeki değerlendirmelerde bulundular. Yaşanan bu kargaşa içinde Atinada cami açılmasının bir kez daha askıya alınması mümkün.
Bakoyani, gectiğimiz günlerde şehir merkezindeki Monastiraki semti ve çevresinde bulunan camilerden birisinin (en iyi durumda olanı seramik müzesi olarak kullanılan Çarşı Camii) ibadete açılması amacıyla harekete geçti. Özellikle kilisenin tepkisini ölçmek isteyen Bakoyani, bu konuda gazetecilere "Henüz bir kararımız yok. Olduğunda öğreneceksiniz" demekle yetindi.
Eğitim ve Diyanet İşleri Bakan Yardımcısı Yorgos Kalos "Camiye evet ama Monastirakide olmasına hayır" diyerek Bakoyaniye tepki gösterdi. Savunma Bakanı Evangelos Meimarakis, bu konuda bir bakanlığın değil hükümetin karar vereceğini belirtti.
Kilise çevreleri, çoğunluğu turistik eşya satan ve hırdavatçıların bulunduğu Monastirakide esnafın da görüşünün alınması gerektiğini belirterek cami açılmasını dolaylı engellemeye giriştiler. Bu çevrelere "Akropolis eteklerinde ezan sesi duymak istemiyoruz" diyen dinci-aşırı milliyetçi çevreler de katıldı.
Atina Başpiskoposu Hıristodulos ise her fırsatta medyaya açıklamalar yapmasına karşın, bu defa garip bir suskunluk içinde. Hıristodulos 2004 Olimpiyat Oyunları nedeniyle Atinadan 40 kilometre mesafedeki Peania kasabasında cami ve islam kültür merkezi inşa edilmesini, hükümet ve parlamento kararı bulunmasına rağmen engellemişti.
PARKTA NAMAZ
Caminin bulunmaması nedeniyle Atinadaki Müslümanlar çeşitli semtlerde "camiye benzetilen" yaklaşık 50 kadar ev ve dairede yasadışı şekilde dini ibadetlerini yerine getirmeye çalışıyorlar. Caminin olmadığı tek Avrupa Birliği başkenti "sıfatını" taşıyan Atinada ibadethaneye dönüştürülmüş bu ev ve dairelerden birkaçı kıraathaneler ile aynı binalarda bulunuyor. Bayram namazları ise şehir merkezinde açık parklarda kılınıyor.
Cami değil, seramik müzesi
Osmanlının 1759 yılında yaptırdığı, Atinanın turistik bölgesi Monastirakide bulunan Çarşı Camii bugün seramik müzesi olarak kullanılıyor.
İstanbulda kilise var ama Ayasofya da olsun
YUNANİSTANda neo-liberalizmin temsilcisi sayılan eski ulusal ekonomi bakanı ve şimdiki bağımsız milletvekili Stefanos Manos Atinadaki cami tartışmalarına farklı bir boyut getirdi. Manos "Çok az sayıda Rum Ortodoks bulunmasına rağmen İstanbulda onlarca kilisesinin ibadete açık olduğunu idrak edebiliyor muyuz?" dedi. Buna karşı aşırı dindarlığı ile tanınan bağımsız milletvekili Stelyos Papathemelis "Cami açalım ama önce Türkiye Ayasofyanın anahtarını patrikahneye versin" diye konuştu.
Hürriyet