BIST 9.550
DOLAR 34,48
EURO 36,28
ALTIN 3.013,25
HABER /  GÜNCEL

Akreditasyon iptali yargıda

Türkiye Gazeteciler Sendikası, Başbakanlığın akreditasyon işleminin yürütmesinin durdurulması ve iptali için dava açtı.

Abone ol

Dava dilekçesinde uygulamanın, "sansür, halkın haber alma özgürlüğünün engellenmesi sonucunu ortaya çıkaracak nitelikte bir idari işlem" ve "gazeteciler üzerinde çok açık bir tehdit" olduğu ifade edilerek, akreditasyon uygulamasının, Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AB müktesebatına aykırı olduğu belirtildi.

TGS ve Özer adına Avukat Meliha Selvi, Ankara İdare Mahkemesi'nde Başbakanlığın uygulamasının iptali için dava açtı. Dava açılmasının ardından mahkeme önünde açıklama yapan Özer, gazetecilerin yoğun katılımına teşekkür ederek, "Bunu meslek dayanışması açısından önemsiyorum" dedi. Başbakanlığın, kendisiyle birlikte 7 gazetecinin akreditasyonunu yenilemediğini kaydeden Özer, "Üstelik de çok keyfi bir biçimde, aslında sansür niteliğinde bir engelleme" dedi.

TGS Ankara Şubesi Başkanı Turgut Dedeoğlu da akreditasyon konusunun Türkiye’de hala bir sorun olarak gündemde olduğunu belirterek, “Bizler sorunun çözümünü beklerken, yeniden, keyfi değerlendirmelerle karşılaşıyoruz" dedi.

Akreditasyon iptallerinin sadece gazetecileri mesleklerini yapmaktan alıkoymadığını, aynı zamanda halkın bilgilenme hakkını da yok saydığını kaydeden Dedeoğlu, “Asker, akreditasyon yoluyla birilerini karargah dışında bırakıyor, Başbakanlık, kurallara uymadı diye akreditasyon iptal ediyor” diye konuştu.

Dedeoğlu, siyasilerin de, asker-sivil bürokrasinin de, medyanın halk adına bekçilik yaptığının unutmaması gerektiğini ifade ederek, “Yalan, yanlış, abartılı habercilik anlayışına verilecek en etkili cevabın bu tür haberleri yapanları tehditle, baskıyla, sansürleyerek, boykot çağrıları yaparak, akreditasyon uygulayarak sindirip, yok etmek değildir. O yayınlara en etkili cevabı yalandan, dolandan, abartıdan hoşlanmayan gazeteciler ve gazeteler verecektir" diye konuştu.

-GAZETECİLER ÜZERİNDE AÇIK BİR TEHDİT-
Avukat Selvi tarafından duruşma istemli olarak açılan davanın dilekçesinde ise Başbakanlığın belirlediği bütün şartları taşımasına, 11 yıllık sarı basın kartı sahibi ve 8 yılı aşkın süredir Başbakanlık Muhabiri olmasına rağmen Sultan Özer'in Başbakanlığa giriş kartının iptal edildiği hatırlatılarak, uygulamada keyfiyet olduğu kaydedildi.

Özer'in ve gazetesinin Başbakanlığa yaptıkları, iptal işleminin ortadan kaldırılmasına ilişkin başvuruların da yanıtsız bırakıldığı ve "hatadan dönülmediği" de kaydedilen dava dilekçesinde, akreditasyon iptaline ilişkin "gazetecilerin kişilikleri ile ilgili" açıklamasının da "gazetecilerin meslek yaşamlarının bitirilmesi anlamına geldiği" dile getirildi.

Dilekçede, uygulamanın, "sansür, halkın haber alma özgürlüğünün engellenmesi sonucunu ortaya çıkaracak nitelikte bir idari işlem" ve "gazeteciler üzerinde çok açık bir tehdit" olduğu ifade edilerek dilekçede akreditasyon uygulamasının, Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AB müktesebatına aykırı olduğu da vurgulandı.