Akreditasyon!
Hep böyledir... Birinin canı yandığında sesimiz çıkmaz..
"Aman bana dokunmasın da..." diyoruz ya hep... Ne
zamanki işin ucu gelip bize dokunuyor, o zaman başlıyoruz
yaygaraya...
Vatan'ın İnternet sitesi kapatıldı birkaç hafta önce...
Vatan'ın tepe yöneticileri yeri göğü inletti, yasaklara
meydan okudular, kararı veren hakimi de, kararı aldıran
Adnan Hoca'yı da yerle bir ettiler...
Peki kardeşim, İnternet'e yasak ilk kez mi
geldi?
Hayır!
Bir tek sizin sitenizin kapısına mı kilit
vuruldu?
Hayır!
Youtube kapatıldı.
Alibaba kapatıldı.
Ekşi Sözlük kapatıldı...
Super Poligon kapatıldı..
Kapatıldı oğlu kapatıldı..
Sesin çıktı mı?
Hayır!
Vatan'ın İnternet sitesi kapatılınca, çığlıklar atıldı,
itirazlar yapıldı, hukukçular konuşturuldu, canlı yayınlar yapıldı,
iri puntolu manşetler atıldı..
İş başa düşünce Vatan harekete geçti yani...
Vatan'ın sitesi açılınca, her şey eskisi gibi yine...
Ne bir ses, ne bir seda!..
***
7 Başbakanlık muhabirine getirilen yasağı tartışıyoruz
şimdi... Bu şu demek; Zaman'ın Ankara Temsilcisi
Mustafa Ünlü, nasıl Genelkurmay'a giremiyorsa, Milliyet'in Ankara
muhabiri Abdullah Karakuş da Başbakanlığa giremeyecek bundan
böyle!
Sebep,"yalan haber yazmak!"
Sebep her ne olursa olsun doğru bir yaklaşım değil
bu! AB yolundaki Türkiye'ye yakışmıyor. Orta
yerde varsa bir yalan, tekzip edersin. O da olmuyorsa, mahkemeler
var, tekzip kararı aldırmak çok zor değil!
***
Son akreditasyon uygulamasından sonra, medyanın "bana
dokunmayan yılan bin yaşasın" sevdasından vazgeçmesi
gerekiyor.. Bakın ne güzel, tepki gösteriyoruz akreditasyon
iptaline...
Ya öteki yasaklar?
Genelkurmay'ın akreditasyon uygulaması
mesela...
Başbakanlığın yasağı yasak da,
Genelkurmay'ın yasağı boru mu? Hem de yıllardır
süren bir yasak! Niçin tepki koymuyoruz? Niçin
çığlıklarımız o yasak için de yükselmiyor? Google'a
girin, bakın kaç kişi çağdışı bu uygulamaya başkaldırmış?
Ahmet Hakan bizi isyana teşvik etti madem...
İşte isyan!
Ama bir tek yasağa değil...
Tüm yasaklara isyan!
Var mısınız?
Yoksa siz hala "aman bana dokunmasın da..."
diyenlerden misiniz?