TBMM Başkanı Bülent Arınç, AKPM'nin Türkiye'ye ilişkin kararında ''Leyla Zana ve arkadaşlarının tahliylesinin doğrudan etkisi olmadığını'' söyledi.
Abone olArınç, yeniden yapılandırma ve uluslararası kalite belgelerinin alımı konusunda düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını da cevaplandırdı. TBMM Başkanı Arınç, bir gazetecinin, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Genel Kurulu'nun Türkiye üzerindeki denetim sürecini kaldırmasında eski DEP Milletvekillerinin tahliyesinin etkili olup olmadığı sorusunu da yanıtladı. Arınç, AKPM'nin, eski milletvekilleri konusunda verilen hukuki kararları anlayışla karşıladığını ancak özellikle ''Zana'' ismi üzerinde bir duyarlılığa sahip olduklarını belirtti. AKPM'nin kararına etki eden sebeplerin doğrudan Zana ve arkadaşlarının tahliyesi olmadığını kaydeden Arınç, ''Sebepler, Türkiye'nin demokratikleşmesi, özgürleşmesi, bireysel hak ve özgürlüklerin genişlemesi yolunda Meclis ve Hükümetin attığı adımlardır'' dedi. Arınç, AKPM Türk Grubu Başkanı Murat Mercan'ı arayarak kutladığını da bildirdi. Bir gazetecinin TBMM Başkanlığı'na yeniden aday olup olmayacağı sorusu üzerine Arınç, sözlerine ''Aşil'in topuğuna geldik'' diyerek başladı. Yeniden adaylık kararı için önünde çok zaman olduğunu belirten Arınç, ''1 Ekim'de bu kararımızı açıklarız'' dedi. Böyle bir sorunun ''Kendisi gibi bir adama sorulmaması gerektiğini'' kaydeden Arınç, şöyle konuştu: ''Ben çok önceden hesaplar yapan, belirli planlar yapan, geleceğini belli noktalarda gören bir kişi değilim. Hayatımın en büyük şerefini yaşıyorum. Bu Meclis'in Başkanlığı payesini taşıyorum. Bir gün de bir yıl da iki gün de iki yılda yapsam bu şerefi ömür boyu taşıyacağım. Arkadaşlarımız ne düşünürler, neye karar verirler, hepsinin başımızın üstünde yeri var. Şimdiden bunun hesabını yapmak durumunda değilim.'' Arınç, bir gazetecinin ''Kuzey Irak'taki gelişmeler ışığında Türkiye-İsrail ilişkilerini'' değerlendirmesini istemesi üzerine, ''Bunu benim değerlendirmem doğru değil'' dedi. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün konuyla ilgili açıklamalarının kendisini sevindirdiğini, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın grup toplantısında buna değinip değinmediğini bilmediğini ifade eden Arınç, ''Benim özel düşüncelerimi açıklamam doğru değildir'' dedi. Eski DEP milletvekillerinin TBMM'den özlük haklarını alıp almadıklarına ilişkin bir soru üzerine Arınç, herkes tarafından bilinen bir konunun bugün manşetlere taşınmasını şaşkınlıkla karşıladığını söyledi. Eski milletvekillerine 1 milyar 100 milyon lira tutarında maaş ödenmesinde garip olan birşey bulunmadığını bildiren Arınç, şunları söyledi: ''Kurallar neyse onu uyguluyoruz. Birtakım hassasiyetleri başlıklara taşımak adına (Vay anasını para alıyorlarmış) gibi Türkiye'yi gerginliğe sürüklemenin âlemi yok. Biz kurallar neyse onu uyguluyoruz ve kuralları insanlara uygularken adı Leyla mıdır, Ayşe midir, Fatma mıdır gibi bir ayrım yapmıyoruz. Hukuk ne diyorsa o, herşey kurallar çerçevesinde... Hiçbir ayrımcılık yapmadan, kafasındaki düşünceye, fikrine bakmadan, siyasi farklılığını dikkate almadan kuralları eşit olarak uygulamak bizim görevimiz.'' Arınç, norm kadro çalışmalarının personel arasında görev değişiklikleri yapılması ya da bazı personelin Meclis'ten uzaklaştırılmasına yol açıp açmayacağı sorusunu da yanıtladı. Son Başkanlık Divanı'nda personeli sıkıntıya sokan birçok konuyu çözdüklerini, bundan sonra da çözmeye devam edeceklerini bildiren Arınç, ''Kimseyi mağdur etme niyetimiz yok. Meclis'te çalışan kazanır, her noktaya gelir'' dedi. Çalışmalar sonunda bazı personelin görev yerlerinin değiştirilebileceğini ifade eden Arınç, bunda bir yanlışlık görmediğini söyledi. ''Biz personelimizi seviyoruz'' diyen Arınç, ancak herkesin ''Adam gibi''çalışması gerektiğini de ifade etti. Meclis personelinin servislerin kaldırılması ve kıyafet yardımlarının azaltılması konusundaki yakınmalarına tahammülü olmadığını bildiren Arınç, TBMM'de çalışmanın 10 maaşa bedel olduğunu söyledi. Arınç, haklarının azaldığından yakınanların başka kurumlara gidebileceğini kaydetti.