AK Parti'de geçtiğimiz günlerde yaşanan Reyhan Balandı krizi parti içindeki sorunları, gün ışığına çıkardı. Tufan Türenç, bu hadiseyi "kan uyuşmazlığı" olarak niteledi.
Abone olTufan TÜRENÇ "Afyon olayında AKP’nin verdiği başarısız sınav" başlıklı yazısında AK Parti'de yaşanan sorunlara ayna tuttu.
BU kan uyuşmazlığının bir gün sorun çıkaracağı taa başından beri belliydi. AKP Reyhan Balandı’yı listeye koyarken parti örgütünün buna karşı çıkacağını biliyordu.
Zaten bu yüzden Reyhan Balandı parti vitrinine merkez sağ görüntüsü vermek için listenin en sonuna kondu.
Her zamanki kurnazlıkla ‘Nasılsa seçilmez’ hesabı yapılarak...
Ama seçim sisteminin azizliği, Afyon örgütüyle taban tabana zıt dünya görüşüne sahip olan Reyhan Hanım’ı TBMM’ye yolladı.
Partinin Afyon çelişkisini anlayabilmek için modern, çağdaş, cumhuriyet ilkelerine göre yetişmiş bir kadın milletvekili ile imam hatip kökenli, Milli Görüşcü, radikal bir il başkanının aynı örgütte olduğunu bilmek gerekir.
Afyon AKP örgütünde Reyhan Hanım anlayışında olanlar azınlıkta, İl Başkanı Burhanettin Çoban gibi radikaller ise çoğunluktaydı.
Partililerin, kendileri gibi düşünmeyen ve yaşamayan Reyhan Hanım ve onun anlayışında olanları sevmediklerini tahmin etmek hiç de zor değil.
Reyhan Balandı evli, iki çocuk annesi, çağdaş bir cumhuriyet kadını...
İl Başkanı onu yıpratabilmek için her türlü tertibi tezgáhlamaktan çekinmeyen bir radikal.
Sonunda iş belden aşağıya kadar indirgenerek tatsızlaşıyor.
Reyhan Hanım’ı silmek için hakkında ahlákını ve namusunu karalayan söylentiler bile çıkarılıyor.
Ve doğal olarak ip kopuyor.
* * *
Reyhan Balandı’nın AKP’den istifası Meclis’in yüzde 65’ine sahip olan AKP tarafından hiç önemsenmeyebilir.
Ama istifanın nedenleri önemlidir ve AKP yönetiminin bunu iyi irdelemesi gerekir.
Çünkü parti içindeki bu tip dünya görüşü farklılıkları önümüzdeki günlerde başlarına önemli işler açabilir.
Olaya sadece bir Afyon kadın milletvekilinin sorunu olarak bakmak yanıltıcı olur.
Başbakan’ın ‘Biz o gömleği çıkardık’ dedikten sonra o gömleğe (Milli Görüş) sıkı sıkı sarılan bir radikale bir ili teslim etmenin çelişkisi ortadadır.
AKP siyasi İslam’dan gerçekten uzaklaşmış mıdır, yoksa bu bir takıyye midir?
Afyon olayı AKP’nin radikal İslam anlayışını terk ettiği iddiası açısından tam bir samimiyet sınavıdır.
Şimdiye kadar olan gelişmeler esas alındığında partinin bu sınavdaki notu pek parlak değildir.
* * *
AKP Grubu’nda ve örgütünde Afyon örneğinde olduğu gibi farklı düşünenlerin sayısı küçümsenmeyecek sayıdadır.
Ters kutuplardaki insanlar bugün bir arada tutulabiliyorlarsa bu iktidar tutkalının gücü sayesindedir.
Yarın gelişen olaylar nedeniyle bu tutkal bu kadar güçlü bir yapıştırıcı olamayabilir.
Avrupa Birliği ile zorlu bir sürece hazırlanan Türkiye’nin tökezlememesi için AKP, kendi içinde yaygın olan radikal dünya görüşünü dengeleyecek çağdaş anlayışlara karşı dışlayıcı değil, sahip çıkıcı olmalıdır.
Tehlikeli boyutlarda yaygınlaşan İslam adına yapılan terör nedeniyle Avrupa laikliğe daha titiz sahip çıkmaktadır.
AKP ile aralarında bu noktada bazı sürtüşmeler doğabilir.
O nedenle Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının bu konuda çok dikkatli olmaları gerekir.
Parti içinde azınlıkta olan çağdaş dünya görüşünü, çoğunlukta olan radikal İslam’ı savunan Milli Görüş’e feda ederlerse Batı ile olan ilişkiler altüst olur.
YAZI:Tufan TÜRENÇ