BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

AKP kaygılı, CHP sancılı, MHP rahat

Hükümet arayışlarına ilişkin senaryolarda partilerin endişeleri öne çıkmaya başladı. AKP iktidarda kalmaya mecbur hissediyor. CHP'de AKP ile koalisyon ihtimaline tepki var. MHP ise çözüm sürecinden vazgeçilmesinde ısrarlı.

Abone ol

Türkiye'de 13 yıl sonra tek parti iktidarına son veren Pazar günkü genel seçimlerin ardından, partiler koalisyon için resmi görüşmelere henüz başlamadı. Partiler bu süreçte pozisyonlarını netleştirmeye çalışırken, koalisyon görüşmelerinin oldukça sıkıntılı geçeceği tahmin ediliyor.

Hükümet denklemi dışında kalmayacağını vurgulayan AKP ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için en büyük risk, partinin olmadığı bir koalisyon hükümetinin 13 yıllık dönemle hesaplaşmaya girişme ihtimali.

İktidar partisi ile koalisyon kurma baskısı altındaki CHP, AKP’yi yönetimden uzaklaştırma vaadiyle yürüttüğü kampanya sonunda bu kez bu partiyi iktidarda tutacak bir formülün parçası olma ihtimalinden çekiniyor.

MHP ise kampanyasının eksenine yerleştirdiği "çözüm süreci" karşıtlığıyla çelişebilecek bir koalisyonun dışında kalmaya kararlı görünüyor.

AKP'nin iktidar ısrarı

Seçim sonrası ilk birkaç günü sessiz geçiren AKP kanadından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’la görüşmesinin sonrası arka arkaya açıklamalar geldi.

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Beşir Atalay, kendilerini denklem dışında bırakacak bir koalisyonun olmayacağını söyledi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu da benzer bir noktanın altını çizerek, her türlü müzakereye kırmızı çizgileri olmadan katılmaktan yana olduğunu kaydetti.

Seçim sürecinde AKP için kampanya yürüten Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Baykal’la görüşme hamlesinin ardından "herkesin egolarını bir kenara bırakması" çağrısında bulundu.

Hükümet kurma hamlesi ilk olarak, milletvekili sayısı en fazla olan AKP'nin genel başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan gelecek.

Davutoğlu eğer hükümeti kurma görevini yerine getiremezse, Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kez görevi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na verecek.

Ancak AKP açısından, içinde olmayacağı bir koalisyon hükümetinin hem partiyi hem de Cumhurbaşkanı’nı sıkıntıya sokacak konuları gündeme taşıma ihtimali, parti için kaygı yaratacak bir gelişme olarak görülüyor.

Bu konuların başında, takipsizlikle sonuçlanan 17/25 Aralık soruşturmalarını yargı zemininde yeniden canlandırılması ihtimali geliyor.

Ayrıca Gülen Cemaatiyle mücadelenin hükümet üzerinde etkisi azalacağı için kendi kontrolü dışına çıkma riski de Cumhurbaşkanı Erdoğan için kaygı verici konulardan olacak.

AKP’siz bir hükümetin, başta MİT Müsteşarı olmak üzere bürokrat atamalarında, her ne kadar onayı gerekse de Erdoğan’ın tasvip etmeyeceği tercihlere yönelmesi muhtemel.

Yine AKP’nin içinde yer almayacağı hükümetin, Erdoğan’ın dış politikadaki yaklaşımından farklı bir tavır izleme ihtimali AKP için baş ağrısı yaratacak konulardan.

Erdoğan’ın yeni hükümet seçeneklerini değerlendirirken, bu konuları ne kadar ciddi kaygılar olarak görüp görmediği ise görevlendirme aşamasında görülebilecek.

CHP’de AKP’yle koalisyon ihtimali sancısı

Başbakan Davutoğlu’nun hükümeti kuramaması durumunda sıra CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nda olacak. Ancak Kılıçdaroğlu’nun önünde fazla koalisyon seçeneği yok.

Gündemdeki HDP destekli CHP-MHP koalisyonu, pek mümkün görünmüyor.

CHP’nin hükümette yer almasını sağlayacak en gerçekçi senaryo, AKP’yle koalisyon kurmak. Ancak başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP’nin üst yönetiminde ve parti tabanında, AKP’yi iktidarda tutan parti olarak görülüyor olma riskinin yarattığı gerilim var.

İstikrarı sağlayabilecek ve toplumsal gerilimleri yumuşatacak bir seçenek olarak öne sürülen bu öneri CHP seçmeni için, "AKP’ye can simidi" olarak değerlendiriliyor.

'Oy verin gitsinler, oy verin kursunlar mı olacak'

Deniz Baykal’ın da Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesinin ardından, CHP'nin bu koalisyona yaklaştığını düşünen seçmenlerin, hem doğrudan partiye hem de sosyal medya üzerinden partililere tepkilerini gösterdikleri biliniyor.

AKP’yle koalisyona sıcak bakmayan Kılıçdaroğlu’nun, hem parti içinden hem de parti dışından hedef olduğu koalisyon baskısına karşı, seçimdeki sosyal vaatlerle demokratikleşme ve özgürlük temelinde bir reform paketiyle MHP ve HDP’ye giderek fikirlerini almayı planladığı da söyleniyor.

Baykal’ın Erdoğan’la görüşmesinin partide ciddi rahatsızlık yarattığı da bir gerçek. Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresi genel başkanın hoşnutsuzluğunun kamuoyunca da duyulmasını sağlamakta gecikmedi.

Ancak İstanbul’da sermaye çevrelerine yakın bazı yöneticilerin ise AKP’yle olası koalisyona sıcak baktıkları, bunu CHP için bir fırsat olarak gördükleri bildiriliyor.

Eski devlet bakanlarından Kemal Derviş’in olası AKP-CHP hükümeti ile ilgili olarak önceki gün Radikal gazetesine yaptığı, "Türkiye için en iyi koalisyon seçeneği" ifadesi, AKP’yle koalisyonu savunanların da elini güçlendirdi.

Bu olasılığa CHP tabanından da tepki var. Birkaç gündür yeni seçilen milletvekilleri ve parti yöneticilerinden bazı isimler, Ankara’da parti teşkilatlarına teşekkür ziyaretleri yapıyor.

Bu ziyaretlerde AKP-CHP koalisyonu olasılığına karşı partililerin "Oy verin gitsinler, oy verin kursunlar mı olacak" diyerek tepki gösterdikleri belirtiliyor.

Kemal Kılıçdaroğlu, "ortak akılla" bir çözümden bahsetti. Kılıçdaroğlu'nun yardımcıları arasındaki görüş ayrılığı dikkate alındığında, CHP liderinin tavrını hafta sonu yapılacak Parti Meclisi toplantısından önce şekillendirmesi beklenmiyor.

MHP için kilit 'çözüm süreci'

MHP’deki hava ise AKP-CHP koalisyonunun "milli iradenin verdiği mesaj" olduğu yönünde. Partide, önce bu olasılık üzerinde durulması fikri öne çıkıyor.

AKP için seçeneklerden bir diğeri de HDP’yle koalisyon, MHP’lilere göre. Bir parti yetkilisi, "Böylece çözüm sürecine devam edebilirler" diyor.

Ancak HDP’nin, AKP’ye kapıları kapatmış görüntüsü nedeniyle Ankara’da bu olasılık yoğun olarak konuşulan bir seçenek değil.

MHP için HDP’nin dışarıdan destekleyeceği bir CHP-MHP azınlık hükümeti de güçlü bir seçenek olarak görülmüyor.

AKP, MHP’yi koalisyon önerisiyle ziyaret edecek olursa, karşılaşacağı kilit talep "çözüm sürecinden vazgeçilmesi" olacak.

AKP’nin buna vereceği yanıt da, koalisyon görüşmelerini şekillendirecek.

MHP’nin genel görüntüsü, ne pahasına olursa olsun herhangi bir koalisyonun parçası olmak istemediği yönünde.

Bu yaklaşımda özellikle Orta Anadolu ve Karadeniz’de çözüm sürecinden duyulan memnuniyetsizlik nedeniyle milliyetçi oylarda AKP’den MHP’ye yönelen kayma etkili oluyor.

MHP son seçimde milletvekili sayısını 53'ten 80'e çıkardı.

Parti bir yandan da, seçimden zayıflayarak çıkan AKP ve iktidar partisi için kampanya yürüten Cumhurbaşkanı Erdoğan’a "yardım eli" uzatan taraf olarak görülmek istemiyor.

Dolayısıyla AKP, MHP’yi koalisyon görüşmeleri için ziyaret ettiğinde bir talepler listesiyle karşılaşacak.

Bu listede, Erdoğan’ın anayasal sınırlar içinde cumhurbaşkanlığı yapmasının sağlanması ve 17/25 Aralık soruşturmalarının gereğinin yapılması talepleri de olacak.

Özeleştiri beklentisi

MHP kulislerinde bu koşullara ek olarak AKP’den bir özeleştiri beklentisi de var.

Bu özeleştirinin çerçevesi de MHP’li yetkililerce, "Türkiye’nin normalleşmeye geçebilmesi için AKP iktidarı döneminde aldığı toplumsal hasarların onarılması" olarak çiziliyor.

MHP yeniden bir seçime gidilmesi konusunda en rahat parti olarak görülüyor.

Eğer koalisyon pazarlıkları başlarsa, bu rahatlığın MHP'ye pazarlıkta iddialı olmak konusunda güven vereceği açık.