Kenan Akın son yazısı olan "Terör ve Medya" ile medya kuruluşlarını tepeden tırnağa eleştirdi. Akın, medya'nın terör eylemlerini reyting aleti yapmasını kınadı....
Abone olDünden Bugüne Tercüman yazarlarından Kenan Akın son zamanlarda meydana gelen terör olaylarında medyanın ne paya sahip olduğuna değinmiş. Akın yazısı "TERÖR VE MEDYA"da terörün medyayı kullandığını yazmış. İsterseniz yazıyı okuyalım bir eleştiri de biz yaparız.
Kenan Akın
TERÖR VE MEDYA!
Gün geçmiyor ki, kanlı eylemcilerin televizyonlarda "tehditleri" yayınlanmamış olsun.
Ne yazık ki, terör medya aracılığıyla korkunç hükmünü icra ediyor.
Aslında tarihle birlikte başlayan terörün, her zaman medyayı aracı olarak kullanma gereğini duyduğu biliniyor.
Medya bilinçli veya bilinçsiz, teröre çoğu kez alet oluyor.
Her ne kadar, bazı meslekdaşlarımız ve medya kuruluşları, bu yaygın görüşe katılmamakla birlikte, hafızalardan silinmeyen ABD'deki kanlı terör eylemleri, tehlikeli ilişkiyi açık şekilde kanıtlamış bulunuyor.
Amerika'ya karşı girişilen, tarihin en büyük terör eyleminin medyayı kullandığı, gün geçtikçe kesinlik kazanıyor.
Ne var ki, misli görülmemiş eylemlerden sonra, ABD medyasının bütünüyle, terörün beklenen tahribatını asgariye indirdiği de biliniyor.
Bir an olsun, projektörleri ülkemize çevirirsek; maazallah, böylesi bir felâket zinciri karşısında, acaba medyamızın hali nice olurdu?
Bırakın geçirdiğimiz depremlerde; kamuoyunu kararsızlığa, bedbinliğe, korkuya ve endişeye sürükleyen yayın ve değerlendirmeleri, HSBC Bankası bombalama ve Havra baskınlarında bile sergilenen tutum, medyamızın yürekler acısı durumunu kanıtlamıyor mu?
Tabiî ki, sözümüz tüm medya kuruluşlarını kapsamıyor.
Üstelik, medya etiğinin ortadan kaldırıldığı, hatta zaman zaman yasaların bile zorlandığı bu tutumun hiçbir tarafa ve kimseye yarar getirmediği de belleklerden çıkmıyor.
Yani geçici reyting veya tiraj uğruna böylesi hayatî hatalar yapmanın, yapabilmenin mantığı anlaşılamıyor.
Unutulmamalıdır ki, hiçbir medya organının gelip geçici, günlük bir yayın politikası olamaz, hatta yöneticilerinin böyle bir zaafından bahsedilemez.
En azından, Irak olaylarında medyanın alabildiğine kullanıldığı apaçık görülüyor.
Kelle avcılarının TV görüntülerinden medyanın terör tarafından nasıl aracı kılındığı anlaşılıyor. Aslında, Türkiye'ye karşı bir komplonun tezgâhlandığı intibaları da uyanıyor.
Artık basın özgürlüğünün sınırları zorlanıyor. Özellikle Arap orjinli televizyon kanalları, kim olurlarsa olsunlar, fidyecilere uluorta ekranlarını "tahsil" etmemeliler.
Özellikle millî güvenlik ve insanî sebeplerden ötürü, medyanın çok sıkı bir denetim altına, ya kendiliğinden gireceği veya yasal yollarla sokulacağının sinyalleri güçlü bir şekilde yayılıyor.
Dileriz ki, basın dünyamız da payına düşen otokontrol mekanizmasını kendiliğinden işletiversin ve hiçbir terör eylemi, yanına, arkasına medyayı alma cür'etini göstermesin.
Nereden bakılırsa bakılsın, medyanın teröre alet edilmemesinin bütün yollarının zamanla tıkanacağı sanılıyor.