15 Temmuz darbe girişimi döneminde yarbay rütbesi ile görev yapan Uçaksavar Tabur Komutanı Albay İbrahim Galin ifadesinde, darbeci general Akın Öztürk'ün kendisine "Beni de kurtardın" diyerek sarılmak istediğini kendisinin bunu reddettiğini söyledi.
Abone olAkın Öztürk'ün rehine numarası planı işlemedi. FETÖ'cü darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü'nde görev yapan Albay İbrahim Galin, kalkışmanın askeri kanat sorumlusu Akın Öztük'ün sanki kendisi de rehin alınmış gibi "Beni de kurtardın Galin" diyerek sarılmak istediğini, kendisinin bunu reddettiğini söyledi. Tanık Galin, darbecilerin askeri savcılar eliyle evrak imha ettiklerini kaydetti.
Akıncı Üssü davasının dünkü duruşmasında, o dönemde yarbay rütbesi ile görev yapan Uçaksavar Tabur Komutanı Albay İbrahim Galin ifadesinde, darbecilerin Akıncı Üssü'ndeki faaliyetlerini anlatırken, özellikle darbeci general Akın Öztürk'ün, kalkışma başarısız olunca yaptığı takiyeleri gözler önüne serdi.
''BENİ DE KURTARDIN''
Sabah'ın haberine göre; Galin ifadesinde, darbecilerin derdest ettiği ve aralarında dönemin Genelkurmay 2'nci Başkanı Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in de bulunduğu generallerle diğer askerleri kurtarma faaliyetlerini anlattı. Güler'in dirseklerinin yaralı olduğunu anlatan Galin kurtarma faaliyeti sırasında darbeci Akın Öztürk'ün sergilediği takiyeyi özetle şöyle anlattı:
"İçeride elleri ve ayakları kelepçelenmiş üst rütbeli askerler vardı. Bunları makasla kesip kurtardık. Bu sırada orada bulunan ancak derdest edilmediği her halinden belli olan Akın Öztürk de bana doğru yönelip, 'beni de kurtardın Galin' diyerek sarılmak istedi. Ben Akın Öztürk'ün durumunu derdest edilenlerden farklı değerlendirdiğim için sarılma isteğini elimle iterek reddettim."
"ÖNCEDEN BİLİYORDU"
Tanık Albay Galin, üssün karargah binası içinde bazı üst rütbeli askerleri kurtardıktan sonra Yuva-4 misafirhanesinde de esirlerin bulunduğunun söylendiğini, aralarında Akın Öztürk'ün de yer aldığı grubun buradaki kişilerin de kurtarılması için oraya gidilmesini istediğini anlatırken darbeci Öztürk'ün kendisini nasıl ele verdiğini de şu sözleriyle aktardı:
"Benden kendilerini Yuva- 4 misafirhanesine götürmemi istediler. Ben bunlardan şüphelendiğim için yolun bir bölümünde, normal yoldan saparak daha uzun ve kötü yoldan gitmek istedim. Az önce kendilerini oraya götürmemi isteyen bu kişiler benim başka yola sapmama rağmen kendileri normal düzgün yoldan gittiler. Buradan da aslında derdest edilen komutanların nerede olduklarını anladım. Orada yaklaşık 10 generali ve üst rütbeli kişiyi kurtardıktan sonra Akın Öztürk, 'diğer 6 kişi nerde' diye sordu. Bu sözünden de Öztürk'ün aslında orada kaç kişi olduğunu önceden bildiğini fark ettim.
"SAVCILAR BELGE KIRPIYORDU"
Tanık İbrahim Galin darbecilerin, kalkışmanın başarısız olacağını anladıktan sonraki aşamada delilleri nasıl yok etmeye çalıştıklarını, bunu da kalkışma faaliyetinden hemen sonra üsse gelen ve daha sonradan FETÖ'cü oldukları anlaşılan askeri savcılar eliyle yaptıklarını da şöyle kaydetti:
"İlerleyen saatlerde sürekli bazı evrakların kırpıldığını gözlemledim. Bu faaliyeti askeri savcılar yürütüyordu. Üs Komutanı darbeci Hakan Evrim'in odasında da bu faaliyet yürütülüyordu. Sonradan da üssün birçok yerinde kırılmış, atılmış tabletler, cep telefonları, sim kartları gördük. Adli makamlara haber vererek bu delillerin toplanmasını sağladık."