Türkiye'de herkesin saygı duyduğu bir medya patronu o.. Ancak gazetesinde öyle büyük ayıplar işleniyor ki..
Abone olADNAN BERK OKAN
Mevlâna, Mesnevi’nin 5. Cildinin 30. sayfasının bir yerinde şöyle der:
"Herkes bir hayale kapılmış. Biri bir buğday tanesi için toprağı eşmede. Biri, define bulmak için toprağı kazmada”…
***
Gazeteci Mehmet Koca, bir buğday tanesi bulup da karnını doyurmak için bucağı eşeleyenlerden…
Elinde yok, avucunda yok çünkü…
Akın İpek ise altın bulmak için ülkenin altını üstüne getirip altını bulanlardan…
Bulmasa, mütevazı bir matbaanın geliriyle Kanaltürk ve Bugün TV ile Bugün gazetesi her ay milyonlarca Dolar zarar ettiği halde; Aydın Doğan'ın iki gazetesi (Milliyet – Vatan) ile bir televizyon kanalına (Star TV) 500 Milyon Dolar verip de satın almaya kalkışır mı?..
***
Diyeceksiniz ki; "biri karnını doyurmak için toprağı eşeleyen, diğeri ise milyar Doların üstünde servete sahip bu iki ismi bir arada anmanın ne âlemi var?”
Diyeceksiniz ki; "biri karnını doyurmak için toprağı eşeleyen, diğeri ise milyar Doların üstünde servete sahip bu iki ismi bir arada anmanın ne âlemi var?”
Söyleyeyim: Çok âlemi var…
Neden “çok âlemi var” anlatayım…
***
Mehmet Koca, Akın İpek’in Ciner’den satın aldığı Bugün Gazetesi’nin eski Sorumlu Yazı İşleri Müdürü…
Mehmet Koca, Akın İpek’in Ciner’den satın aldığı Bugün Gazetesi’nin eski Sorumlu Yazı İşleri Müdürü…
“Eski” diyorum çünkü Akın İpek gazeteyi satın aldıktan sonra Mehmet işten çıkarıldı…
Mehmet halen işsiz…
Ve…
Bu işsiz kardeşimin evine bir gün, kendisine haber bile verilmeden haciz memurları geliyor…
Neden?..
Akın İpek’in “bütün borç ve alacakları ile birlikte satın aldığı Bugün Gazetesi’nin bir tazminat borcu yüzünden...
***
Mehmet Koca, evini geçindirecek gelirden acizken bir de mütevazı eşyalarının haczedilmesiyle yıkılıyor…
Mehmet Koca, evini geçindirecek gelirden acizken bir de mütevazı eşyalarının haczedilmesiyle yıkılıyor…
“Yıkılıyor” çünkü işten çıkarılırken kendisine, “gazetedeki haber veya yorumlardan doğacak tazminat borçlarından dolayı canını sıkmaması, bütün borçların kuruşuna kadar Akın İpek tarafından ödeneceği” söyleniyor…
Mehmet, bu “yalanlara” inanıyor tabii ki…
Öyle ya…
Akın İpek bu…
Türkiye’nin “en büyük” altın madeninin sahibi…
“Yalan” söyleyecek “Verdiği sözden cayacak” değil ya…
Ama o, Türkiye’nin “en büyük altın madeni”nin sahibi Akın İpek hiç de Mehmet’in sandığı gibi çıkmıyor…
Çünkü Akın İpek'te; işsiz Mehmet’in yüreği kadar “kocaman” bir yürek yok…
Yoksa haciz memurlarının İşsiz Mehmet’in evini talan etmesine hangi vicdan dayanabilir?..
Hem de doğan borçta hiç günahı olmayan… sadece “Yazı İşleri Müdürü” unvanının başında “Sorumlu” sıfatı olduğu için borçlu sayılan Mehmet’in evinin talanına…
***
Peki, borç nereden geliyor?..
Bir de ona bakalım…
***
Yıl 2004…
Yıl 2004…
Hadi Özışık Ilıcakların Tercüman Gazetesi’nde köşe yazarı…
Daha sonra STAR Gazetesi’nde yazmaya başlıyor…
Bir gün Mehmet Koca arıyor Hadi Özışık’ı…
Bugün gazetesinin avukatlarına vekâletname vermesini istiyor…
Özışık nedenini sorduğunda, “Hadi Bey sizin Yargıtay Üyelerinden Mustafa Fadıl İnan hakkında yazdığınız bir yazı nedeniyle; gazetenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü olduğum için benim, yazıyı yazdığınız için de sizin hakkınızda tazminat davası açmışlar” diyor Mehmet Koca…
Özışık vekâletnameyi veriyor.
Bugün’ün avukatları duruşmalara giriyorlar diye Özışık ayrıca kendi davayı takip etmiyor…
Bugün’ün avukatları da davayı bir süre takip ettikten sonra duruşmalara katılmıyorlar.
Yerel mahkeme Özışık ile birlikte Tercüman’ın sorumlu yazı işleri müdürü Mehmet Koca’yı tazminata mahkûm ediyor. Ve karar kesinleşiyor.
***
O ana kadar ne Hadi Özışık’ın haberi var davanın sonucundan…
O ana kadar ne Hadi Özışık’ın haberi var davanın sonucundan…
Ne de“gazetedeki haber veya yorumlardan doğacak tazminat borçlarından dolayı canını sıkma, bütün borçlar kuruşuna kadar Akın İpek tarafından ödenecek” taahhüdünü alan Mehmet Koca’nın…
Hem Hadi Özışık ve hem de Mehmet Koca, davacının avukatları tarafından aranarak durumdan haberdar edilince davanın kaybedildiğini öğreniyorlar…
Mehmet Koca hemen Akın İpek’in Bugün Gazetesi’ndeki vekili Ayhan Yurttaş’ı arıyor…
Ayhan Yurttaş, “sen merak etme ben hallederim" diyor…
Ama…
Bir süre sonra evine haciz memurları gelince “kandırıldığını, oyalandığını” anlıyor Mehmet Koca…
***
Bu arada Hadi Özışık da Akın İpek’in Medya Gurup Başkanı Fatih Karaca ile konuşuyor…
Bu arada Hadi Özışık da Akın İpek’in Medya Gurup Başkanı Fatih Karaca ile konuşuyor…
“Mehmet Ali Ilıcak (gazetenin eski sahibi) bütün borçları kabul ettiğinizi söyledi bana yoksa yalan mı?”…
Fatih Karaca, alışıldık hal ve tavırlarıyla Hadi Özışık’ı Ayhan Yurttaş’la görüştürüyor…
Yurttaş “bu bizim ilgi alanımızda değil” dedikten sonra “biz o parayı ödeyelim ama siz de o para kadar bizim gazete ve televizyonlarımızın reklâmını yapın sitelerinizde” diyor…
Nasıl bir ödeme yöntemiyse bu?..
Herhalde Aydın Doğan’a da önce 500 milyon Dolar borçlanıp sonra KANAL D, Hürriyet ve CNN-TÜRK’te; Milliyet, Vatan ve STAR TV’nin reklamlarını yaptıracaklar bedava…
Vay uyanıklar vay!..
***
Olay bu…
Olay bu…
500 Milyon Dolar'a Aydın Doğan’ın medyasının yarısını satın almaya kalkışan veya en azından kamuoyuna hava atıp şirketlerinin borsa değerlerini yükselten Akın İpek ile… hiç bir geliri olmayan eski sorumlu yazı işleri müdürünün sırtına yüklediği 13 bin lirayı ödemeyen Akın İpek aynı adam...
Bir çift sözüm de Fatih Karaca’ya...
Kartvizitinde, “Medya Gurup Başkanı” yazıyor…
Hani “Başkan” denilince insan da Fatih’in gerçekten önemli bir “adam” olduğunu düşünüyor ama Mehmet’e defalarca, “evladım canını sıkma ben senin işini halledeceğim” dediği halde; Mehmet’in üstüne yıkılan borcu ödetemiyor…
Ödetemiyor çünkü Akın İpek’in vekili Ayhan Yurttaş’a sözünü geçiremiyor…
Sevgili Fatih; o halde o koltuğu neden işgal ediyorsun?..
Kalk oradan, git evinde otur…
***
Sevgili dostlar!..
Sevgili dostlar!..
İşte Türkiye bugün Akın İpek gibilerin yıldızının parladığı bir ülke…
Kendi borcunu, gariban ve işsiz bir sorumlu yazı işleri eski müdürünün sırtına yüklemekten utanmayan Dolar Milyarderleri üreten bir ülke…
Bereket, Hadi Özışık vicdan sahibi…
Ya Özışık da Akın İpek gibi vicdanının sesini dinlemeyip, cüzdanının esiri olsaydı…
“Ödeyin kardeşim borcun yarısını” deseydi ne olacaktı?..