BIST 9.358
DOLAR 34,49
EURO 36,42
ALTIN 2.958,90

Akıl ve sağduyuya karşı

Duygularımızın aklı ve sağduyuyu devre dışı bırakmasını önleyip, borsada mantıksız işler yapmamanın tek yolu vardır: Gün içi ekrana bakmak, en fazla çıkan hisseler listesine bakmak gibi duyguları azdıran hareketlerden kaçınmaktır…

Teknoloji ve internet, bilgiye ulaşmayı kolaylaştırsa da borsayı oyun olarak gören her 10 kişiden 8’i hala kaybediyor. Borsa tüccarları (kısaca Al-Satcılar) en sofistike yazılım ve sistemlerden destek alsalar da, 150 yıldır başarısızlık oranlarının değişmediği tahmin ediliyor. Eski dönemlere göre teknolojik avantaja sahip bu tecrübesiz tüccarlar, maalesef grafiklerin renkli dünyasında ne alıp sattıklarını bile unutuyorlar yeter ki sistem al ya da sat desin…

Durumu anlatan borsa fıkrası: Eşek Borsası…

Bizim köylü Ahmet eşeğini satmaya karar vermiş. Kıymeti tas çatlasa 500 lira eden eşek için pazarlık payını da ekleyerek 1000 lira fiyat koymuş. Komşu köyden acilen eşeğe ihtiyacı olan Mehmet 1000 lira ödeyip almaya razı olmuş. Köylü Ahmet eşeğini satmış ama aksam da uykusu kaçmış. Düşünüp durmuş, "Mehmet 500 liralık eşeğe niye 1000 lira verdi?" diye. İçi rahat etmeyince ertesi gün eşeğini geri almaya karar vermiş. Pazara gittiğinde Mehmet'in eşeği 2000 liradan  satışa çıkardığını görmüş. Sonunda 2000 liraya almak zorunda kalmış. Ayni olay bu kez Mehmet'in başına gelmiş.

Gerçekte yatırım ciddi düşünme, araştırma, risk yönetimi gerektiğinden sıkıcı bir iştir.

O da ertesi gün eşeği geri almaya karar vermiş. Bu alışveriş her gün fiyat arta arta devam etmiş. Birkaç gün sonra pazara bir başka köyden Hüseyin gelmiş. Hüseyin pazardaki kalabalığın arasına dalınca bir de ne görsün:
- "Al, al, al, sat, sat , sat" bağrışmaları arasında bir yaşlı eşek ve bu eşeğin 10.000 lira satış fiyatı....!
Yanındakine sormuş
- "Hemşerim, bu yaşlı eşek 10.000 lira eder mi yahu?"
Adam hemen yanıtlamış;
- "Valla grafikler ortada. Bu eşeğin fiyatı 500 liradan başladı, 9.500 liraya geldi. Söyle bir tekniğine bakarsan görürsün. Eşeğin fiyatı 10.000 lira direncini kırarsa, 15 bine kadar yolu var. "

Gerçekte yatırım ciddi düşünme, araştırma, risk yönetimi gerektiğinden sıkıcı bir iştir. Lakin borsa ile ilgili forumları dolaşırsanız çoğu insanın zevk aldığını hatta bağımlı olduğunu fark edersiniz. Karşınızda yatırım yapan birinden çok, kumar oynayan bir insan davranışı görürsünüz. Hatta hisse forumları sanal hipodroma çevirenlere rastlarsınız. At yarışı gibi tüyolar havada uçuşur, seans içinde hadi be koçum diye tezahüratlar yapılır. Kumar riske girerek maddi kazanç elde etmek umuduyla oynanan, şansa dayalı oyundur. At yarışı oynar gibi oynayanlara ise hiç acıması yoktur borsanın

Düşünmemizi, sağduyulu davranmamızı sağlar. Tam olarak ne alt ne de üst kısımda sınıflandırılamayan bir de limbik sistemimiz vardır.

İrdelersek, kumar eğlencelidir (para bitene kadar), çok ve kolay kazanç vaat eder. Ama düşünen bir insan kumardan para kazanamayacağını hem bilir, hem de tecrübe edenleri görerek anlar. İşte kazanmayacağını bildiği bir işleme insanın bilerek ve isteyerek girmesini sağlayan ÜST beynin (akıl-Sağduyu) devre dışında kalmasıdır. İnsan beyni muazzam bir sanat eseridir. Uyuduğumuzda bile soluk almaya devam ederiz, elimize sıcak bir cisim değdiğinde fark etmeden çekeriz. Bunlar gibi ÜST Beynin yapmadığı, hatta öğrendiğimiz bisiklet sürme, araba kullanma gibi birçok işi ALT beyin yapar. ÜST BEYİN beynin ön kısmı olan FRONTAL lobdur. Düşünmemizi, sağduyulu davranmamızı sağlar. Tam olarak ne alt ne de üst kısımda sınıflandırılamayan bir de limbik sistemimiz vardır. Burası korku, hırs gibi duygular merkezidir. Beyinde küçük bir alan kaplasa da ÜST BEYNE etkisi muazzamdır. Eğer tetiklenirlerse ÜST beyni sistem dışına bırakacak kadar etkilidir duygular. Bu sadece borsada hatalı işler yaptırmaz, reel dünyada da başımıza sayısız dert açabilir.

Borsa da akla ve sağduyuya aykırı işlemlerin kısaca en belirgin iki açıklaması; birincisi kumar benzeri borsacılığın eğlenceli olmasıdır, ikincisi ise duygulardır (kazanma hırsı, kaybetme korkusu gibi)… At yarışı gibi oynayanların asıl amacı para kazanmak değil, eğlenmektir.

Kazanma hırsına kapılanlar Akıllı ve Sağduyulu düşünemedikleri gibi, uyaranları dinlemezler…

Ed Soykota yakın arkadaşının uyarılmasına rağmen, bilerek milyon dolarlar kazanıp kaybettiğinden bahseder. Bir arpa boyu yol almayan arkadaşının para kazanmak yerine eğlenmeyi istediğini anlatır. Paraları bitene kadar da eğlenmeye devam ederler.

Kazanma hırsı üç günde köşeyi dönmek istemektir ki, borsa bu fırsatcılara karşıda çok acımasızdır... 

Kazanma hırsına kapılanlar Akıllı ve Sağduyulu düşünemedikleri gibi, uyaranları dinlemezler…

Kısa sürede zengin olmak isteyenler, bilseler de duysalar da uyarılsalar da doğru şirketlere ortak olamazlar… Batma riski taşıyan, bolca hayal satan (tüyo) ve ederinin çok üzerinde işlem gören şirketleri alırlar. Bu hisselerinin hızla çıkmalarının cazibesine kanarlar. Asansör gibidir bu hisseler her katta durarak yeni kurbanlar alır hızla çıkar ve inerler. Bir, iki işlemde para kazanıyor gibi gözükseler de pimi çekilmiş el bombası gibi ve elinizde patlarsa çok ama çok acı tecrübe bırakır.

Hisse çıkıyor çıkıcak diye atlayan küçük yatırımcı mezarlarıyla doludur piyasa.

BIST te son 2 yıl içinde hisse de açıklayabilecek mantıklı bir gerekçe olmadan 6 ay içinde 40 kat yukarı giden ve yine aynı hızla 6 ayda 40 kat düşen şirketler vardır!!! (Bu şirketler 6 ay içinde nasıl bir gerekçeyle 40 kat gidebilir. Karını 40 kat mı arttırdı? Hayır..) Hisse çıkıyor çıkıcak diye atlayan küçük yatırımcı mezarlarıyla doludur piyasa. Asansör gibi kurban toplar bu hisler. Hisse 40 liradan 20 ye düşünce yarısına düştü daha düşmez der alırlar, 10 a düşünce alırlar, 5 e düşünce yine alırlar hatta cin olmadan cin çarpmaya çalışanlar hisse 2-3 lira iken atlarlar. Ederi 1 lira bile olmayan bu hisselerde alanlar daima kaybederler, yıllarca bu tarz hisseler uykuya dalar ve dolar artışı, enflasyon artışına da kayıtsız kalarak yatay devam ederler. Maalesef bizdeki küçük yatırımcı mükemmel hisselerde uzun vade bekleme sabrı gösteremezken bu hisselerde mecburi uzun vadeci olurlar. Ta ki uyanıklarda bıkarak hissesini satıp, kazanma hırsına kapılanların aklının çalışmadığını bilen bir oyuncu (borsa argosunda pala) hisseleri toplayana kadar. Balık hafızalı piyasada yine aynı oyunu oynanır ve

Kazanma hırsı doğru şirkete, doğru fiyattan alanları da mahveder. 10 lira ederi olan hisseyi 5 liraya alan bilgili bir yatırımcı hissesini 4 liraya altta daha fazla alırım diye satar.

inanın bu 40 kat çıkışlarda kazanan her zaman paladır. Küçük yatırımcı acı tecrübelerle sağlıklarını, huzurlarını ve paralarını kaybetmiş olarak ayrılırlar.

Kazanma hırsı doğru şirkete, doğru fiyattan alanları da mahveder. 10 lira ederi olan hisseyi 5 liraya alan bilgili bir yatırımcı hissesini 4 liraya altta daha fazla alırım diye satar. Ama borsada işler istediği gibi gitmez, borsada dipten sadece yalancıların aldığı bir yer olduğunu unutur ve daha da düşer diye beklerken hissesinin 5’e 10’a katlamasını izler arkasından. Topiklerde ah vah edenlerin hepsi bilmeyenler değildir.

Pala nasıl çalışıyor tam anlatan bir borsa fıkrası…

Bir zamanlar köyün birine bir adam gelir ve tanesi 10 $’dan maymun alacağını söyler.
Köyde çok maymun olduğu için köylüler sevinçle ormana koşup maymunları yakalamaya başlar.
Adam, binlerce maymunu 10 $’dan dan satın alınca ortalıkta maymunlar azalır, yakalaması zorlaşır.

Köylüler tam maymun yakalamaktan vazgeçecekken adam tanesine 20 $ vereceğini söyler.
Tekrar heveslenen köylüler tekrar maymunları yakalamaya başlar. Bir süre sonra da maymun fiyatı 25 $’a çıkar.

Ancak bırak yakalamayı maymuna rastlamak bile çok zorlaşır.

Bunun üzerine adam fiyatı 50 $’a çıkardığını, ancak kendisinin işi olduğu için şehre gitmesi gerektiğini, yardımcısının onun yerine alım yapacağını söyler. O yokken yardımcısı köylülere;
— Şu büyük kafesteki maymunlar var ya ben onların tamamını size tanesi 35 $’dan satayım,siz de adam gelince ona 50 $’dan satarsınız. Köylüler bütün birikimlerini bir araya toplayarak bütün maymunları satın alırlar.
Sonra mı? Yardımcısı da şehre gider…

Borsada başarının kuralları, gerçek dünyadakinden farklı değildir.

Önceki yazımızda hisselerinizin ederini bilmediğinizden, doğru şirketlere doğru fiyattan sabırla ve cesaretle ortak olamadığımızdan kaybettiğimizden bahsettim. Sabrımız 3 günde köşeyi dönme isteğiyle yani kazanma hırsımızla kırılır. Cesaretimiz ise kaybetme korkumuzla biter. İlkyazımızdaki 2008 krizinde şirketler ederlerinin 5’te biri fiyatlara düştüler. Maalesef fırsat zamanı olan o dönemde çoğu yatırımcı kaybetme korkusuyla ellerindeki hisseleri sattılar. Akıllı ve sağduyulu olan az sayıdaki yatırımcı o fırsatı değerlendirebildi.

Borsada başarının kuralları, gerçek dünyadakinden farklı değildir. Yukarıda anlatılan duyguların aklı devre dışı bırakması, borsa da keşfedilen bir şey de değildir. Hiçbir akıllı insan 5dk lık intikam hazzı için 40 sene hapis yatmayı göze almaz ama reel dünyada bu ve benzeri sayısız örnekler vardır. Duygular çok kuvvetlidirler, başarılı yatırımcılar onlarla yaşamayı öğrenmiş insanlardır. Onların gücünü kabul eder, piyasada zamanlar onları kontrol etmeyi ve tetikleyen hareketlerden kaçınmayı öğrenirler. Teknik analizin efsane ismi Ed Soykota asla gün içi ekran izlemediğini söyler ve gün içi ekran izlemeyi modern bir kumarhanede masada oturmaya benzetir.   

Duygularımızın aklı ve sağduyuyu devre dışı bırakmasını önleyip, borsada mantıksız işler yapmamanın tek yolu vardır: Gün içi ekrana bakmak, en fazla çıkan hisseler listesine bakmak gibi duyguları azdıran hareketlerden kaçınmaktır… Herkes kendini en iyi tanır ve duygularını tetikleyen nedenleri en iyi bilir. Kendinizle mücadelede başarılar.