Akıl Oyunları
Coğrafyamızdaki karmaşıklıktan ve çatışma ortamından fayda sağlamak isteyen küresel güçler, akıl oyunlarını devreye soktular.Uluslarası sistemin güçlü devletleri bu karmaşıklıktan yararlanıp...
Coğrafyamızdaki karmaşıklıktan ve çatışma ortamından fayda sağlamak isteyen küresel güçler, akıl oyunlarını devreye soktular.Uluslarası sistemin güçlü devletleri bu karmaşıklıktan yararlanıp geleceğe yönelik, menfaatlerine uygun stratejiler geliştirip duruma uygun politikaları think tank kuruluşları ile üretiyorlar.
“Think Tank”çözümlemelerin ve beyin fırtınalarının olduğu ”Düşünce kuruluşu”, diğer bir söylemle bağımsız politikalar araştırma enstitüsü, analiz merkezi, düşünce üretim merkezi, akıl deposu ya da düşünce fabrikaları deyişide emsal şekilde kullanılmaktadır. Düşünce kuruluşları, milletleri ve karar mercilerini gerekli durumlarda bilgilendirmeyi misyon edinmiş belli başlı detaylarda etüt yapan, bilgi üreten kuruluşlardır.G20 ülkelerinin, özellikle batı dünyasının başını çektiği,bu kuruluşların, dünya ekonomisine ve diğer ülkeler üzerindeki etkilerini her geçen gün gözlemlemekteyiz.Konusu üzerinde eğitimli,çözümleme kabiliyetleri olan tecrübeli kişiler tarafından oluşturalan bu kurumlar,ülkelerinin menfaatleri doğrultusunda bilgi ve fikir akışı sağlarlar.
“Bilginin güç kaynağı” olduğu fikrine inanan, on yedinci yüzyıl filozofu, bilim insanı Francis Bacon'un ortaya koyduğu bu fikir, günümüzde daha çok anlam kazanmakta ve günümüz çağında bilimin, teknolojinin ve ilimin insanlığın gelişmesindeki önemini en basit haliyle anlatmaktadır.
Üniversitelerin asıl görevi,bilgiyi üretmek,öğreterek yaymak ve en önemliside ülkelerin gelişmelerine yön vermektir. Çağdaş batı üniversitelerinin icat ettiği teknolojiler sayesinde kendilerini destekleyen devletlere pozitif değer kattığı bir hakikattır.Eğitim sisteminin en üst düzeyini oluşturan üniversitelerimiz, devlet ve ülke için zenginleşmenin daha önemliside kalkınmanın dinamo gücü olarak bilim üreten, teknoloji üreten ve kalifiyeli insan yetiştiren ve geliştiren müesseseler olmalıdır.
Maalesef, başka bir düşünce ve inanışa saygısı olmayan bazı kurumların ve insanların ülkemizin en gözde üniversitelerinden birinde hiç kimseye yararı olmayan kavgaları,ve çeşitli ideolojik fikirlerle üniversitelerimizdeki etkisi, üniversitelerimizin ilerlemesinin ve dünya üniversiteleriyle yarışır hale gelmesinin önündeki en büyük handikaptır.
Güç ve rekabet içinde bulunduğumuz devletlerle mukayese edildiğinde görülen en büyük eksiklerden birisi üretilen fikirlerin,düşüncelerin halen istenilen seviyede olmamasıdır. Düşünce kuruluşlarının, fikirlerini üretmek için teşviklerin ve desteklerin hız kesmeden devam etme gereksinimi ve üretilen fikirler ne kadar çok olursa alternatif stratejilerin üretilmesine vesile olup devletimize inanılmaz katkı sağlayacağıda aşikardir. Bunun için düşünce üretme ve strateji geliştirme merkezleri gerek bir devlet politikası olarak, gerekse STK'lar marifeti ile toplumsal olarak desteklenmelidir.