BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Akif'in Kur'an-ı Kerim meali yakılmadı

Mehmet Akif Ersoy'un kaleme aldığı ancak ölümünden sonra yakılmasını vasiyet ettiği Kur'an-ı Kerim meali, şu an Milli Kütüphane'de. Ama damadının imzasıyla.

Abone ol

İKÖ (İslam Konferansı Örgütü) Genel Sekreteri Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adı son günlerde Mehmet Akif Ersoy'un kaleme aldığı ve öldükten sonra yakılmasını vasiyet ettiği Kuran mealiyle gündeme geldi.

İddiaya göre milli şair Prof. İhsanoğlu'nun babası Mehmet İhsan Efendi'ye, "Eğer ömrüm vefa etmez de meali bitiremezsem onu yakmanı istiyorum" diye vasiyet etmişti.

Ancak Mehmet İhsan Efendi'nin gönlü bu meali yakmaya el vermemiş, o da bunu oğluna vasiyet etmişti. Geçtiğimiz günlerde konuyla ilgili açıklama yapan Prof. İhsanoğlu 1961 yılında Kahire'de Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı Kuran mealini yakarak vasiyeti yerine getirdiklerini açıklamıştı. Prof. İhsanoğlu konuyla ilgili sorularımıza "Bu konuda söyleyecek başka sözüm yok" diye yanıt verdi.

KURAN MEALİ DAMADININ İMZASIYLA MI BASILDI?

1. MEHMET AKİF ERSOY'UN KIZI CEMİLE HANIM

KOCAMI ASLA AFFETMEM BABAMIN MEALİNİ KENDİ ADIYLA YAYINLATTI


İddiaya göre yakıldığı söylenen Mehmet Akif'e ait Kuran meali damadı Ömer Rıza Doğrul adıyla 1934 yılında basıldı! Bu iddiayı gündeme getiren kişi ise bugün 80 yaşında olan emekli bir hukukçu Güner Tarba. Tarba iddiasını şu sözlere dayandırıyor:

"Annem Muhsine Tahsin Türkiye Cumhuriyeti'nin üniversite mezunu ilk öğretmeniydi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden mezun olmuştu. Öğrencileri arasında Bülent Ecevit'in annesi Nazlı Ecevit ve Mehmet Akif Ersoy'un kızı Cemile Hanım da vardı. Annem zaman zaman çok sevdiği bu öğrencileriyle bir araya gelir, sohbet ederdi. Bir gün Cemile Hanım anneme dert yanmış ve 'Eşimin yaptığı bir şeyi affedemiyorum. Babamın Kahire'deyken yazdığı ve bitmesine birkaç sayfa kalan Kuran meali vardı. Bitiremeden vefat etmişti. Eşim Rıza bu eksik sayfaları çevirerek kendi adıyla meal bastırdı' demiş. Sanırım bu meal Ankara'da milli kütüphanede duruyor, kitap Ömer Bey hayattayken iki baskı yapmıştı. Bildiğim ve doğruluğuna inandığım bu. Annem yalan söylemezdi ve bu konuda yalan söylemesini gerektirecek de bir şey yoktu."

2. CÜNEYT DOSDOĞRU, DEDESİ ERSOY'UN ARKADAŞI

DAMADI YAZDI ÇÜNKÜ ATATÜRK TÜRKÇELEŞTİRİLMESİNİ İSTEMİŞTİ

General Elektrik Türkiye'nin bir dönem genel müdürlüğünü yapan, dedesi Mehmet Akif'in yakın arkadaşlarından Halil Efendi olan Cüneyt Dosdoğru'nun anlattıkları puzzle'ın parçalarını bir bir yerine koyuyordu. 79 yaşındaki Dosdoğru "Dedem Halil Efendi, Tahir Mevlevi ve Mehmet Akif çok yakın dosttular. Mehmet Akif Kahire dönüşü Cerrahpaşa'da yatıyordu ve dedemle onu ziyarete gitmiştik. Elini öpmek nasip olmuştu; saçları bembeyazdı, gözleri çökmüştü" diye söze başladı, sonra da devam etti: "Atatürk Türk dilinin sadeleştirilmesi için emir verdiği dönemlerde Kuran'ın Türkçeleştirilmesini de istemişti. Bunun için de Mehmet Akif'in damadı Ömer Rıza Doğrul'u görevlendirmişti. Çünkü onu kayınbiraderi Mehmet Akif'in yönlendireceğini biliyordu. Doğrul çok kısa sürede bu meali bitirdi. 1934 yılında da 'Tanrı Buyruğu Kuran'ı Kerim Tercüme ve Tefsiri' adıyla bastırdı. Ancak o günlerde Mehmet Akif'in çok sevdiği damadına yardım ettiği, hatta kendi yaptığı çeviriyi ona gönderdiği söylenmişti. Bence bu çok da mantıksız değildi. Çünkü Mehmet Akif Tanrı Buyruğu diye başlayan bir çeviriye adını yazdırmazdı. Hazır elinde büyük kısmını bitirdiği bir de meal vardı. Bunu damadına gönderdi, o da bastırdı. Yani bir bakıma meali yazan Mehmet Akif, editörlüğünü yapan ise damadı Rıza Doğru Bey'di. Çünkü Akif'in yazdığı kimi kelimeleri sadeleştirmesi gerekiyordu. Meal 1934'te çıktı, Akif ise 2 yıl sonra vefat etti."

3. SELMA ARGON (ERSOY'UN TORUNU)

ENİŞTEM ÖYLE ŞEY YAPMAZ


Eniştem Ömer Rıza Doğrul'un böyle bir şey yapacağını sanmıyorum. Dedemi çok severdi, dedem de onu. Teyzem Cemile'ye, Mehmet Akif Ersoy'un emaneti diye bakar, onu kırmazmış. Bizim annemizden duyduğumuz dedemizin vasiyetinin yerine getirildiği ve tamamlayamadığı Kuran mealinin yakıldığı. Dedem yaptığı bir işi 'yarım bıraktı' dedirtmek istemezmiş. O yüzden eniştemin yazdığı Kuran mealinin dedeme ait olduğunu sanmıyorum. O meali eniştem yazmıştır.

SÜLEYMAN ATEŞ (DİYANET İŞLERİ ESKİ BAŞKANI)

O MEAL AKİF'E AİT OLABİLİR

Ömer Rıza Doğrul'un Kuran meali 1960 hatta 70'lere kadar Türkiye'deki en doğru, en sade Kuran mealiydi. Bence bu Doğrul'un yapabileceği bir şey değildi. Doğrul Mısır doğumluydu, Arapçası iyiydi. Ancak Türkçesi'nin Mehmet Akif kadar iyi olduğunu kimse söyleyemez. Ayrıca Kuran meali ve tefsiri yapmak için sadece iyi Arapça bilmek yetmez. İslam bilgisi gerekir. Doğrul, İslam bilgini de değildi. Mehmet Akif Ersoy'un kaleme aldığı mealden istifade etmiş olabilir. Tabii bunun bir ispatı da olamaz!

Kaynak : Vatanim