BIST 8.619
DOLAR 34,28
EURO 37,52
ALTIN 3.021,37
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Akdoğan'dan kritik çözüm süreci açıklaması

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, çözüm süreci hakkında açıklama yaptı.

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan çözüm süreci hakkında açıklama yaptı. Sosyal medya üzerinden açıklama yapan Akdoğan, HDP'nin hükümete savaş açtığını, çözüm sürecinde her şeyi AK Parti'den istemesini ironik bulduğunu belirtti.

İşte Yalçın Akdoğan'ın çözüm süreci açıklamaları:

HDP'nin değil AK Parti'nin alacağı oyun Sürecin gidişâtına etki yapacağını, asıl belirleyici aktörün AK Parti olduğunu söylemiştik.

Çözüm sürecinin aktörlerine ve yürütücüsü Hükümete savaş açan HDP'nin hala süreçte her şeyi AK Partiden istemesi çok ironik.

HDP sadece istemeye alışmış, Oyu ve desteği milletten, icraatı ve uygulamayı AK Partiden istiyor, süreçteki rolü istemekten öteye geçmiyor.

HDP'nin meclisteki Mv sayısıyla sorumlu söylem ve eylemlere yönelmesi önem taşıyor.Millet sadece iktidardandeğil muhalefetten de bunu bekler.

ekran-resmi-2015-07-03-15.32.53.png

İMRALI HEYETİ'NDEN YAZILI AÇIKLAMA

İmralı Heyeti, yazılı açıklama yaparak çözüm sürecinin devlet politikası halie getirilmesi çağrısında bulundu.

Açıklamada, HDP heyetinin Türkiye ve bölgenin demokratik geleceğini ile "Çözüm Süreci"ne ilişkin yaşanan tıkanıklıkların giderilmesi için büyük bir çaba içerisinde olduğu belirtildi.

İmralı Adası'nda daha önce yapılan görüşmelerde, oluşturulacak İzleme Heyetinin Nevruz bildirisinin okunmasından bir hafta sonra İmralı Adası'na gitmesinin kararlaştırıldığı iddia edildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Bu şekilde resmi müzakerelerin başlaması ve asgari müştereklerde ilkesel bir mutabakatın sağlanması durumunda Sayın Öcalan, PKK'nın Türkiye Devletine karşı silahlı mücadele yerine demokratik siyasi mücadeleyi esas almak üzere bir kongre toplanması çağrısı yapacağını belirtmiştir. Dolmabahçe Sarayındaki mutabakat metni, Cumhuriyet tarihi boyunca bütün toplumsal çatışmaların, nihai bir barışla ve halklarımıza yaraşır bir demokrasi ile taçlanmasının ilk nitelikli adımıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın müzakere sürecini yok sayan, Dolmabahçe mutabakatını yanlış bulan, İzleme Heyetini tanımayan ve en nihayetinde 'Kürt sorunu yoktur' noktasına gelen yaklaşımları büyük bir tıkanmayı da beraberinde getirdi. Bu söylem ve politikalarla eş zamanlı olarak Partimizin siyasi çalışmalarına ülkenin dört bir yanında yapılan saldırılar, Çözüm Süreci'nin geleceği ile ilgili büyük bir kaygı uyandırdı. Her gün gerilimi artıran, kaosu ve çatışmayı çağrıştıran provokatif tutumlar, 7 Haziran seçimlerinde halklarımızın tarihi duruşuyla politik meşruiyetini tamamen yitirdi."

hdp-heyet.jpg

ÇÖZÜM SÜREÇİ PAZARLIK UNSURU OLARAK ELE ALINAMAZ

7 Haziran seçiminin müzakere, çözüm ve barış gündeminin güncellenmesi olduğu vurgulanan açıklamada şunlar kaydedildi:

"Seçimin hemen sonrasında Diyarbakır'da devreye konan provokasyon, barış karşıtı tavrın göstergesidir. Bu tavır, barış ve çözüm uğruna, heyetimiz, partimiz ve halklarımız tarafından büyük bir dikkat ve sorumluluk anlayışıyla takip edildi. Göstermiş olduğumuz sorumluluğun tek amacının barışın ve demokrasinin bu topraklarda bir daha bozulmayacak şekilde kök salması olduğunu bir kez daha belirtmek isteriz. Bu tarihi sorumluluk anlayışıyla Çözüm Süreci ile ilgili hükümet ve devlet kurumlarının içerisine girdiği duyarsız yaklaşımı aşmaya çalışıyoruz. Tüm bu çalışmaların mimarı olan Sayın Öcalan'a yönelik uygulanan tecrit uygulaması ve Heyetimizin adaya gidişinin engellenmesi tavrı sürmektedir. Bununla birlikte, Rojava ve Suriye ekseninde gelişen bölgesel savaş tehditleri, içeride çatışmasızlığı ortadan kaldırmaya yönelik operasyonel süreçler, Çözüm Süreci açısından dikkate alınması gereken çok ciddi uyarı sinyalleri olarak değerlendirilmelidir. Bu bağlamda yürüyen koalisyon süreci ile ilgili içeride ve dışarıda savaşı önceleyen tartışmalar üzerinde yoğunlaşılması ve Çözüm Süreci'nin bitirilmesi koşulunun AKP tarafından basit bir pazarlık unsuru olarak ele alınması, demokratik geleceğimiz ve toplumsal barışımız açısından alarm zillerinin çalmaya başladığının işaretidir."

"Çözüm Süreci'nin hala kalıcı barışla sonuçlanabileceğine dair olan inancımızı kamuoyu ile paylaşmak isteriz" görüşüne yer verilen açıklamada, heyetin İmralı Adası'na ziyareti önündeki engellerin kaldırılması ve "Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit konseptinin devreden çıkarılması" istendi.

"ÇÖZÜM SÜRECİ DEVLET POLİTİKASI HALİNE GELSİN"

Heyetin açıklamasında şu ifadeler paylaşıldı:

"Aynı şekilde müzakere mekanizmalarının hızla kurulması ve Çözüm Süreci çalışmalarının hükümet kurulması aşamasında bir pazarlık unsuru olarak ele alınması yanlışından bir an önce vazgeçilmesi gerekmektedir. Yeni oluşacak hükümet formülü ne olursa olsun, Çözüm Süreci'nin devlet politikası haline getirilerek korunması ve tüm halklarımız tarafından bu sürecin somut tek kazanımı olarak değerlendirilen çatışmasızlık durumunun devam ettirilmesi gerektiğine inanmaktayız. İç ve dış politikada, halkların, eşit yurttaşlık ve özgür bir yaşam temelinde bir arada yaşayabileceği, barışçıl diplomatik çabalara ağırlık verilmelidir. Bu konuda hükümet ve devlet kurumlarının kaygı verici yaklaşımı nedeniyle İmralı heyeti olarak böyle bir siyasi hamle başlatma hazırlığı içerisinde olduğumuzu tüm kamuoyu ile paylaşmak isteriz. Bu sorumluluğu almaya yönelik bir planlamayı hayata geçirmeyi, tarihe ve halklarımıza karşı bir görev olarak görüyoruz. Bu kapsamda partimizin ve sivil toplum örgütlerin dahil olacağı büyük barış mitingleri ile kaygı verici gidişata müdahil olacağımızı, halklarımızın barış iradesini büyük bir kaos ve savaş ortamını engelleyecek şekilde görünür kılacağımızı belirtmek isteriz. Bu konuda demokrasi ve barış çevrelerini aynı duyarlılığı sürdürmeye, sorumluluk almaya, hükümeti ve devleti de savaş planlarından vazgeçmeye çağırıyoruz. Seçimlerden çıkan sonuçların tartışılmaz tek gerçeği, demokrasi ve barış karşıtı anlayışlara dönük tarihsel uyarıdır. Vakit geç olmadan, bir tek yurttaşımızın burnu kanamadan, bölgesel bir barış hamlesi mümkündür."