BIST 9.290
DOLAR 34,51
EURO 36,45
ALTIN 2.956,28
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Akdoğan'dan kafaları karıştıran Ergenekon ve Balyoz açıklaması

Eski Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'dan Ergenekon ve Balyoz davalarına ilişkin kafaları karıştıran açıklamalar geldi.

Abone ol

AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan, Ergenekon ve Balyoz davaları için "FETÖ, kumpas davalarıyla işi sulandırdığı için bu zihniyetle hesaplaşma fırsatı kaçtı" dedi.

NTV canlı yayınına katılan Yalçın Akdoğan, ilk olarak "kumpas" olarak nitelendirdiği Ergenekon ve Balyoz davaları ve bu davalar üzerinden hükümete yöneltilen eleştiriler soruldu.

"Kumpas FETÖ'nün birçok karanlık işlerini anlatan bir kavrama dönüştü" diyen Akdoğan, şöyle devam etti:

"O dönemde sadece milli orduya kumpas gibi algılandı ama milletin seçilmiş iktidarına, milli istihbarat teşkilatımıza, milli bankamıza yönelik bir kumpas içerisinde olunduğunu ifade etmeye çalıştım. O dönemde FETÖ devleti devirmeye çalışmıştı. Neden ses çıkarılmadı? Ses çıkardık da kumpas dedik. Kamu vicdanının kabul edemeyeceği haksızlıklar ortaya çıkmıştı. Deniz Kuvvetleri'ni çökerteceklerdi, bir kurumda 300 tane casus olur mu? Delil üretilerek bir yapı çökertilmeye çalışıldı. Bu yanlışlıklara vurgu olsun diye bu ifadeyi kullandım.

25 Aralık'tan önce bunu ifade ettim. AK Parti bunlara tepki göstermedi mi? Gösterdi. MİT krizi, ondan bir hafta önce İlker Başbuğ'un tutuklanması... Sayın Cumhurbaşkanımız buna tepki de gösterdi. Böyle baktığımızda bu FETÖ meselesi 2013'ten önce çıkmaya başladı. 2011'de AK Parti'nin seçimi kazanmasıyla birileri düğmelerine bastı ve savaş pozisyonuna geçtiler."

"FETÖ SULANDIRDI, TARİHİ FIRSAT KAÇTI"

Akdoğan, "Ergenekon ve Balyoz davaları var mıydı?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:

"Ben bu sözü bir davaya atfen söylemedim. O dönemde birçok dava ve konu vardı. Birçok haksızlık görüntüsü vardı. Baktığımızda ortada bir şey yok muydu? Evet ortada bir takım şeyler vardı. Bunu ben defalarca açıkladım. Kumpas ifadesini kullandığım dönemde de bu açıklamaları yaptım. 2002-2007 arasındaki dönemde AK Parti çok ciddi bir saldırı altındaydı. İrtica, gizli gündem, İranlaşma gibi algı operasyonlarıyla hükümet devrilmeye çalışıldı.

Ordu içerisinde de bir takım hareketlenmeler olduğunu, daha öncesinde bir takım çalışmalarla AK Parti'ye dönük bir hazırlık olduğunu da, yani laikçi bir kesimin AK Parti'ye tahammül edemeyip devirmeye dönük çalışmalar içerisine girdiğini biliyoruz. Bunun mağduru AK Parti olmuştur. Bu yüzde ortada hiçbir şey yoktu diyemeyiz. FETÖ kumpas davalarıyla işi sulandırdığı için bu zihniyetle hesaplaşma fırsatı kaçtı. Bunların kumpasları, tezgahları bu tarihi hesaplaşmayı akamete uğratmıştır. Türkiye'de yönetime el koymak isteyenler ordu içerisinde hakimiyet kurma çabası içerisine giriyor. Bu başından beri böyle olmuştur. 27 Mayıs bir cunta hareketiydi. 15 Temmuz da bir cunta kalkışmasıydı. Böyle baktığımızda bu yeni bir durum değil. FETÖ de ordu içerisinde duruma hakim olup ülke üzerinde hakimiyet kurmaya çalıştı.

Yalçın Akdoğan'dan kafaları karıştıran Ergenekon ve Balyoz açıklaması

"DARBE ZİHNİYETİNİN BAŞARILI OLAMAYACAĞI GÖRÜLDÜ"

Yargıtay'ın bu davalardaki bazı beraat kararlarını bozduğunu bazılarını da onayladığını ifade eden Akdoğan, "Burada kamuoyu vicdanında bir rahatsızlık oluştu. Bir takım haksızlıkları yapıldı. Bu şu demek değildir; geçmişi tamamen silelim. Kamu vicdanı aynı zamanda hakikat ortaya çıksın diyordu. Neticede darbeci anlayışın bundan sonra başarılı olamayacağı görüldü. Darbeci anlayışa karşı bir şuurlanma var. Darbeciyi alnından vuran Ömer Halis Demir bir kahraman. Darbe gerçekleştirmeye çalışan zihniyet hangi ideolojik arka plana sahip olursa olsun burada bir şuurlanma ortaya çıkmıştır, bu önemli bir kazançtır" diye konuştu.

ÖZKÖK'ÜN "UYARMIŞTIK" AÇIKLAMASINA YANIT

Yeni çıkan "Asker Sivil İlişkileri ve Kumpastan Darbeye FETÖ" adlı kitabında, '2004 yılı MGK sırasında FETÖ konusunda uyarıda bulunduklarını ama gereğinin yapılmadığını' söyleyen eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök için kullandığı "Demokrat bir kişiliğe sahip olan dönemin Genelkurmay Başkanı'nın o dönemdeki dirayetli tavrı birçok olumsuzluğun gün yüzüne çıkmasını ve netice alınmasını engelledi" ifadeleri için ise Akdoğan şunları söyledi:

"Bir insan çok şeyler yapabilir, yanlışları vardır doğruları vardır. Adalet terazisine koyup öyle değerlendirmek gerekir. Totalde baktığımda ben Özkök'ün o süreçte önemli bir rol oynadığını, birçok olumsuzluğu engellediğini düşünüyorum. Ama son söylediği sözü ben de eleştiriyorum. 'Söyledik, yapmadılar...' Bu, zaman ve mekan bağlamından kopartılarak yapılmış bir yorum. 2004'te AK Parti iktidara gelmiş ve baskılanmaya çalışıldığı dönemden bahsediyoruz. İrtica diye bir yaygara var, toplumsal alana dönük bir takım laflar ediliyor. Bunun üzerinden kim baskılanmaya çalışılıyor, FETÖ değil, iktidar baskılanmaya hatta devrilmeye çalışılıyor."

"İNTİHAR ANLAMINA GELİR"

Özkök'ün "uyarmıştık" açıklamasının FETÖ ile mücadele anlamına gelmediğinin altını çizen Akdoğan, şu değerlendirmeyi yaptık:

"Böyle bir süreçte siz bunu tehlike olarak gösterip 'gereğini yapın' diyorsunuz. Hükümet kendi tabanına, toplumsal kesime, muhafazakar kesime savaş açsın, bu intihar anlamına gelecek bir şeydir. Bu FETÖ ile mücadele veya temizlik anlamına gelecek bir şey değil, birbirine karıştırmamak lazım. O süreçte bunlar nasıl kodlandılar. Dindar olarak birini kodlayarak tehlikeli göstermek başka bir şeydir. Bu örgütçü, bu casus, bu hain diye onu ortaya koymak başka bir şeydir. O dönemdeki kodlama dindar vs. üzerinden yapılan bir kodlamadır."

"HAİNLERİ YAŞ'TA ATSAYDINIZ"

"Ordu içerisinde FETÖ'cü diye bilinen zararlı birileri varsa bunları temizlemenin yeri MGK mıdır?" diye soran Akdoğan, şöyle devam etti:

"TSK'da MGK üzerinden mi temizlik yapılıyor? YAŞ üzerinden yapılıyor. YAŞ'ta Başbakan ve Savunma Bakanı var, çoğunluğunu askerler oluşturuyor. Onlar hazırlıyorlar. Gündeme getiriliyordu, hükümet sonradan bunlara şerh koymaya başladı. Atılacak kişilerin atılmasına hükümet engel olmadı, atılacak birileri varsa YAŞ'ta atsaydınız. Her YAŞ toplantısında FETÖ'cü hainleri atmak yerine, şu imam hatipte kız çocuğu başını örtmüş, şurada Kuran Kursu açılmış gibi toplumdaki irtica üzerinden uğraşmak yerine TSK'daki FETÖ'cülerle uğraşabilirdiniz."

"MAĞDURİYET EDEBİYATI ÜZERİNDEN ALGI OPERASYONU"

AK Parti Milletvekili Akdoğan, "FETÖ soruşturmalarında mağduriyet" tartışmaları üzerinden CHP'ye yönelik şu eleştirilerde bulundu:

"FETÖ Türkiye'ye saldırıda bulunurken bunlar nasıl davrandı? Örgüt ortaya çıktıktan sonra CHP'lilerin bunları koruması daha vahim bir tablodur. Bunların siyasette savunuculuğunu yapan hep CHP olmuştur. CHP bunların propaganda birimi gibi çalışıyor. Kimse Sayın Kılıçdaroğlu'na FETÖ'cü demiyor ama bugün mağduriyet edebiyatı üzerinden bir algı operasyonu yürütülüyor. Asıl mağduriyeti bu millet yaşamıştır. Münferit hadiseler üzerinden bu meseleyi başka bir zemine çekmek sulandırmak doğru değildir."

"FETÖ ÇÖZÜM SÜRECİNİ ZEHİRLEDİ"

Çözüm sürecine yönelik değerlendirmelerde de bulunan Akdoğan, "FETÖ'nün çözüm sürecini zehirleyen bir etki yaptığını da biliyoruz" dedi.

Akdoğan şunları kaydetti:

"Bir takım KCK davalarında davaların mahiyeti konusunun ötesinde gerçekleştirilme şekli basına yansıtılması vs boyutuyla da bakılabilir. O süreçte gerekli mücadelenin verilmemesi ve pasif kalınması şeklinde de olabilir. Bu her zaman üzerine gidilmesi, yanlışlıklar yapılması şeklinde ortaya çıkmıyor. Bazen de pasif kalarak, gerekeni yapmayarak... O süreçte mahkemeler kuruluyor, yol kesiliyor, bir takım hukuksuzluklar var. Bu sürecin devamı için, hukuksuzluklara fırsat verilmemesi gerektiğine yönelik eleştirilerim vardı. Bu şekilde bakıldığında o süreci zehirleyen bir etki yaptığı da söylenebilir."