Yalçın Akdoğan, Hakan Fidan'ın istifasını değerlendirdi. HDP'nin seçim barajı sözlerini de eleştiren Akdoğan, bunu şantaja çevirmenin demokrasiye inanmamak anlamı taşıdığını söyledi.
Abone olBaşbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Meclis'teki görüşmeleri bir hafta daha ertelenen İç Güvenlik Yasa Tasarısı'nın önümüzdeki hafta kaldığı yerden devam edeceğini söyledi. Hakan Fidan'ın istifasının da kişisel bir tercih olduğunu anlatan Akdoğan, Erdoğan'ın istifayla ilgili sözlerini ise "Cumhurbaşkanımız, içi dışı bir olan bir kişi, düşündüğünü açıkça dile getiren bir kişi." sözleriyle cevap verdi.
Yalçın Akdoğan, Star Ana Haber'de Nazlı Çelik'in sorularını yanıtladı. İç Güvenlik Yasası konusunda kararlı olduklarını dile getiren Akdoğan, "Emniyetin yapısını tamamen dizayn eden bir reformdur. Bu hafta görüşülecekti haftaya kaldı. Önümüzdeki hafta kaldığımız yerden devam edeceğiz. Zaten başlamamıştır" diye konuştu.
Polisin yetkileri konusunda Türkiye'nin Avrupa'dan geride olduğunu savunan Akdoğan, şunları kaydetti:
"Burada molotof atılması doğrudur diyen var mı? Türkiye'de polisin yetkisi Avrupa'nın çok gerisinde. Avrupa'da polis gözaltına alabiliyor ama Türkiye'de alamıyor. Biz çok ileriye gitmişiz. Şimdi Avrupa standartlarına getirmeye çalışıyoruz.
Çok ileri adımlar atmışız. Avrupa ülkelerinde olmayan standartlar var. Biz geri adım atmıyoruz. Bakın Paris olaylarından sonra iç güvenlik yasalarında nasıl değişiklikler oluyor. Bu bir geri adım değil, reformdur."
O SÖZLERE KARŞI ÇIKTI
O SÖZLERE KARŞI ÇIKTI
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş'ın tasarıya ilişkin "Karşı çıkan teröristtir" açıklamasına da değinen Akdoğan, "Buna karşı çıkanları terörist olarak yaftalamıyor. Her karşı çıkan terörist dersek Meclis'in bir anlamı kalmaz. Hepsi farklı bir tarafından eleştiri getiriyor, bu normaldir. Söz eleştirenler teröristtir değil. İç güvenlik reformunu gerçekleştirme konusunda kararlıyız. Kobani olaylarından sonra bölgedeki herkesi dinledik, bu bölge insanının talebidir" ifadelerini kullandı.
HAKAN FİDAN'IN ADAYLIĞI
Akdoğan, MİT Müsteşarı Hakan Fİdan'ın milletvekili aday adaylığı için görevinden istifa etmesine de değindi. İstifanın Hakan Fidan'ın kişisel kararı olduğunu kaydeden Başbakan Yardımcısı, şu ifadeleri kullandı:
"Burada bir görüşme olmuştur ve Cumhurbaşkanımız da görüşlerini söylemiştir. Hakan Fidan çok değerli hizmetleri olan bir arkadaşımız. Farklı kademelerde devlet hizmeti tecrübesine de sahip.
Bu noktada sayın Cumhurbaşkanımızın sözlerini yorumlama makamında değilim. Cumhurbaşkanımız, içi dışı bir olan bir kişi, düşündüğünü açıkça dile getiren bir kişi.
Hakan Fidan sorulduğunda da görüşlerini açıkça dile getirmiştir. Cumhurbaşkanımız görüşlerini hem Hakan Fidan'a hem de Başbakanımıza dile getirmiştir.
Muhalefet, bu ilk duyulduğunda Ahmet Davutoğlu'na karşı bir hamle olarak gördü. Cumhurbaşkanımızın açıklamasından sonra ise "Erdoğan'a rağmen" açıklamaları yapıldı. Yani muhalefet bir günde başka yöne dönmüş durumda.
"FİDAN'IN Kİ KİŞİSEL TERCİHTİR"
"FİDAN'IN Kİ KİŞİSEL TERCİHTİR"
İnsanlar MİT Müsteşarlığının ağırlığı tepkisi herhangi bir bakanlıkla kıyaslanabilir. Hakan Fidan muhtemelen kendi mazeretlerini söylemiştir. Bu kişisel bir tercihtir. Hakan Fidan'ın istifa etmesi dokunulmazlık zırhına alınması için olduğu iddialara gülüp geçiyorum.
Başbakanlık iddialarına gülmekten ziyade, Davutoğlu'na karşı senaryonun bir parçası olmasına gülüyorum. sayın Başbakana karşı bir durum yok burada. Bizim arkadaşımızdır ve yıllardır birlikte çalışıyoruz. Onun bakan olup olmaması siyasi takdirdir. Bunu zaman içerisinde göreceğiz.
Fidan'ın istifasının çözüm sürecini etkilemeyeceğini belirten Akdoğan, "Hakan Fidan kurumun başından ayrılırsa çözüm süreci ne olur? Bu tür süreçler kişilere endeksli değildir. Kendisinden sonraki süreci planlayabildiyse başarılıdır. Çözüm süreci zaten sadece istihbarat örgütünün faaliyetleri üzerinden ilerlemiyor. Ne çözüm sürece ne da paralel yapıyla mücadelede bir sıkıntı söz konusu olmayacaktır" değerlendirmesini yaptı.
"HDP BARAJI GEÇEMEZ"
Akdoğan HDP'nin seçim barajına ilişkin açıklamalarını da eleştirdi. "Seçim barajını geçirtmek devletin vebali midir?" diye soran Akdoğan, HDP'ye şu sözlerle yüklendi:
Bu noktada HDP'nin açıklaması çok sorumsuzca. Millet isterse barajı geçersiniz. Bunu bir şantaja çevirmek demokrasiye inanmamak demektir. Seçimin meşruluğunu sizin barajı geçip geçmeyeceğiniz etkilemez.
Siyaset sadece Meclis içerisinde yapılmıyor. Seçimi geçemeyen bir çok parti var. Bunlar alternatif yapılar mı kurmaya kalkıştılar. Çözüm sürecinde HDP'nin oynadığı bir rol var.
Elbette milletvekili olmaları önemli ama bu illa barajı geçsinler anlamına geçmiyor, böyle bir sakat anlayış olmaz. HDP'nin barajı geçeceğini ben düşünmüyorum, şu anda yüzde 7 civarlarında görünüyorlar. Bunu ittirme, şantajlarla ya tutarsa diyo oynuyorlar ama bu çok sağlıklı bir anlayış değil."
"İÇİNDE AK PARTİ GEÇMİYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bursa'da yaptığı konuşmada kullandığı "Yeni Türkiye istiyorsak 400 milletvekilini vereceğiz" açıklamasına da değinen Akdoğan, cumhurbaşkanının tarafsız davranmadığı yönündeki eleştirilere yönelik, "Ben öyle okumadım çünkü içinde AK Parti geçmiyor" ifadesini kullandı.
Akdoğan şöyle devam etti:
"Anaysayı değiştirecek güçlü bir iktidar olsun. Sorun bu. Muhalefet anayasa konusunda ayak diredi hep. Cumhurbaşkanının çağrısı, yeni Türkiye yeni anayasadır. Bunu gerçekleştirebilecek bir milletvekili çoğunluğuna bir parti sahip olmalıdır. Cumhurbaşkanı'nın tarafsızlığını unutmak gerekmiyor. Cumhurbaşkanını halk seçti buna alışmak gerekiyor. Sayın Erdoğan hiçbir zaman rol yapmadı, samimi düşüncesini ortaya koydu."
"HASTALIKLI BİR ANLAYIŞ"
Akdoğan'ın paralel yapı ve yasadışı dinleme iddialarına yönelik değerlendirmesi de şu şekilde oldu:
"Herkes dinlenmiş. Belirli makamlarda olanlar değil sadece. Bunlar dosyalanmış, arşivlenmiş. Bu hastalıklı bir yapı olduğunu düşündürüyor. Bunun bir çok açıdan irdelenmesi gerekiyor. Devletin imkanlarını kullanarak şantaj yapan hastalıklı bir örgüt anlayışı var.
Her yolu mübah gören bir anlayış. Bu Paris'teki saldırıyı düzenleyen hastalıklı anlayışın türevleridir. Bu anlayışın çok ciddi bir şekilde sorgulanması gerekir. Ortada çok ciddi hukuksuzluklar var. ABD Gülen'i iade eder mi etmez mi bilmiyorum. Bu yapının büyük güçler tarafından korunduğu gibi yorumların yapılmasını da doğru bulmuyorum.