BIST 9.550
DOLAR 34,53
EURO 36,02
ALTIN 3.004,13
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Akdoğan'dan flaş PKK ateşkes açıklaması

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, PKK'nın son günlerde artan terör olaylarıyla ilgili ateşkes ilan edeceğine yönelik sözlere tepki gösterdi.

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, terör örgütünün "sözde ateşkes" çağrısının kandırmaca olduğunu belirterek, "Bunlar sıkıştıkları zaman hep bu yola başvuruyor. Şu an bunların hiç bir kıymeti harbiyesi, inandırıcılığı yok" dedi.

Akdoğan, "A haber" kanalının canlı yayınında terörle mücadele ve Çözüm Süreci'ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, "(Ben savaştan yanayım, bu iş silahla çözülür) diyen bize oy vermesin, biz şiddet istemiyoruz" sözlerinin anımsatılması üzerine Akdoğan, "Artık onların sözlerinin çok bir anlamı yok. Onun uzantısı olduğu örgütün ne yaptığının, yaptığı eylemlerin şu anda bir anlamı var" değerlendirmesinde bulundu.  

"Herhangi bir siyasi partinin söyleyeceği sözün kıymeti olacaktır ama bu yapı karşılıklı olarak birbirini besleyecek şekilde hareket ediyorsa, yani parti örgütün amaçlarına hizmet ediyor, örgüt partinin amaçlarına hizmet ediyorsa, böyle bir iç içe geçmiş ilişki varsa, bu, demokrasiye zarar veren durumdur" ifadelerini kullanan Yalçın Akdoğan, terör örgütünün 7 Haziran seçiminden önce HDP'nin daha fazla oy alabilmesi için adeta silahlı kampanya yürüttüğünü belirtti.

SİLAHLI UNSURLAR KÖY KÖY GEZİYOR

Silahlı unsurların HDP'nin daha fazla oy alabilmesi için köy köy gezdiğini, tehdit ettiğini, işkence yaptığını anlatan Akdoğan, "HDP de örgütün amaçlarına hizmet ediyor, ön açıyor, onun açtığı alanı gelip örgüt dolduruyor ve orada ceberut bir yapı tesis etmeye çalışıyor. HDP belediyeleri kazanıyor ve orada tamamen örgütün sözü geçiyor. Örgütün adamları belediyeleri yönetmeye başlıyor" diye konuştu.

TERÖR ÖRGÜTÜN TEZLERİ ÇÖKTÜ

Devletin bunlara karşı gerekli mücadeleyi yürütmek durumunda olduğunu ve de yürüttüğünü belirten Akdoğan, şöyle konuştu:

"Son dönemde çok başarılı olduğumuzu da söylememiz lazım. Bu operasyonlar sebep değil, sonuçtu. Terör örgütü 7 Haziran'dan sonra devrimci halk savaşı başlattığını ilan etti, eylemsizliği bitirdiğini açıkladı. Bunun üzerine devlet de güvenlik operasyonlarına başladı. 3 terör örgütü eş zamanlı olarak Türkiye'ye karşı savaş açmıştır. Eğer devlet operasyon başlatmasaydı, büyük bir kaos planlanıyordu. Bu operasyonlar 1990'lı yıllardaki operasyonlarla karıştırılmamalıdır. Bugün hukuk içinde mücadele yapılmaktadır, bölge halkının ihtiyaç ve talebi üzerine bu operasyonlar yapılmaktadır. Terör örgütünün ileri sürdüğü bütün tezler çökmüştür. Devrimci halk savaşı başlatmak istediler çöktü, birtakım yerlerde demokratik özerklik ilan etmeye çalıştılar çöktü, şehirlerde milis güçleri, yeni birtakım illegal silahlı yapılanmalar, kurtarılmış bölgeler oluşturma çabaları çöktü. Büyük gruplarla saldırıp vur-kal eylemleri yapma stratejisi çöktü."

BOZGUNA UĞRADILAR

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Terör örgütü büyük bir bozgun yaşıyor. Bundan dolayı, onların ateşkes dediği, bizim eylemsizlik dediğimiz böyle bir çağrı... 'Çatışmalar olmasın, seçim güvenliği etkilenmesin...' Bu tamamen kandırmaca ve numara. Bunlar, bu örgüt sıkıştıkları zaman hep bu yola başvuruyor. Ya bir bozguna uğradılar ve sıkıştılarsa, kış üslenmesine geçiyorlarsa veya siyaseten HDP'nin işine yarasın diye, bu tür taktik açıklamalar geçmişten bu yana yapıyorlar ama bunların kıymeti harbiyesi, inandırıcılığı yok. Devlet, operasyonlara netice alıncaya kadar devam edecek, yaz, kış fark etmez, terör faaliyetleri olduğu sürece, elinde silah olan insanlar birilerine zulüm etmeye devam ettiği sürece güvenlik tedbirleri, operasyonlar devam edecek."

 Akdoğan, "Kan gövdeyi götürürken İmralı'nın durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz, devlet bu aşamada Öcalan'la görüşmeye devam ediyor mu?" sorusu üzerine, şu anda terör faaliyetlerini tasfiyeye yönelik güvenlik operasyonlarına konsantre olduklarını kaydetti.

ÇÖZÜM SÜRECİ SÜRDÜRÜLEMEZ HALE GELDİ

"Bazı arkadaşlar iyi niyetli olarak, 'epey bir şey yapıldı, Çözüm Süreci'ne geri dönülemez mi? gibi şeyler söylüyorlar" diyen Akdoğan, Çözüm Süreci'nin sürdürülemez hale geldiğini ifade etti.

 Terör örgütünün sadece terör saldırılarının değil, yol kesme, adam kaçırma, haraç alma gibi diğer şiddet faaliyetlerinin süreci sürdürülemez hale getirdiğini belirten Akdoğan, "Bunlar ortadan kalkmadığı sürece, siz isteseniz dahi süreci devam ettiremiyorsunuz. Bu yüzden bu güvenlik açığının ortadan kaldırılması gerekiyor ki Çözüm Süreci de devam edebilsin" dedi.

Yalçın Akdoğan, Kobani olaylarından sonra isyan, kalkışma denemesi yapıldığını ve sürecin koptuğunu belirtti. 

HDP SEÇİM SÜRECİNDE MAKAS DEĞİŞTİRDİ

HDP'nin seçim sürecinde makas değiştirdiğini, Çözüm Süreci'nin düşmanlarıyla, Çözüm Süreci'ne inanmayan çevrelerle iş birliği yaptığını, oy için, barajı geçmek için sürece ihanet ettiğini ifade eden Akdoğan, silah bırakmak istemeyen örgütün, ondan sonra terör saldırılarına başladığını ve bugünkü noktaya gelindiğini vurguladı. 

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "Biz, bir çok şeyi iyi niyetle çok zorladık, denedik. Kobani olaylarından sonra da 'süreç devam etsin' dedik ama karşımızda 'çözüm nihai sonuca ulaşmasın' diye silah bırakmak istemeyen terör örgütü her türlü olumsuzluğu yaptı, süreci bitirecek eylemler içine girdi" dedi.

Akdoğan, "Öcalan bir şeyler yapamaz mıydı?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:

"Öcalan üzerinden birtakım şeyler yapıldı biliyorsunuz ama örgüt bunların hepsini boşa çıkardı. En son Nevruz açıklaması, ondan önce yaşananlar, Dolmabahçe'den sonra bir çok olay. Dolmabahçe açıklamasını bile örgüt 3 hafta geciktirdi. Öcalan çağrı yaptı, bunlar açıklamayı yapmadılar. O süreçte sürekli sözünde durmayan ve Öcalan'ı da boşa düşürecek şekilde hareket eden bir durum söz konusuydu. Bizim konsantrasyonumuz, terör saldırlarını ve silahlı unsurları bir şekilde tasfiye etmeye yönelik güvenlik operasyonlarıdır. Onun ötesinde 'Kandil ne diyor, HDP ne diyor, öbürü, beriki ne diyor?' Kimin ne dediğinin artık kıymeti harbiyesi yok. Kim ne yapıyor ona bakıyoruz ve buna karşı da gereken tedbirler alınıyor."