Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan'ın şehit ve gazilerle ilgili sözlerine çok sert tepki gösterdi. Akdağ, "şimdi bu ahlaksız adamın, milletvekili kılıklı bu adamın söylediklerine nasıl tahammül edeceğiz'' dedi.
Abone olBaşbakan Yardımcısı Akdağ, Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan'ın sözlerine sert tepki gösterdi. Akdağ, "Şimdi bu ahlaksız adamın, milletvekili kılıklı bu adamın söylediklerine nasıl tahammül edeceğiz. Bunlar yarın Allah korusun şehidi mezarda bile rahatsız ederler. İfadeler apaçık ortada. Dolayısıyla yapılan iş doğru iştir. Benim içim çok rahat" dedi.
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Kanal 7'de yayınlanan Mehmet Acet'in sunduğu "Başkent Kulisi" programına katıldı.
Akdağ, yayımlanan son KHK'nın ardından yapılan tartışmaların hatırlatılması üzerine, bu maddenin lafzına bakıldığında, Türkçeyi iyi bilen kişiler tarafından bu maddenin çok iyi anlaşıldığını söyledi.
15 ve 16 Temmuz'da milletin darbeye karşı ayağa kalktığını, milletin ayağa kalkarak bu meseleye sahip çıktığını ve bu sırada milletin çatıştığı kimselerin bulunduğunu belirten Akdağ, "Bu sırada gazi olanlar var. o çatışmalarda bulunan insanlar var. Bunları korumak muhafaza etmek lazım. Yarın, öbür gün biri gelip 'Siz ne yaptınız, devlet malına zarar verdiniz, tanka şöyle yaptınız, elinde silah olan size silah doldurup ateş eden kişiye şöyle muamele ettiniz, derdest ettiniz' derse ne olacak? Onları korumayacak mıyız?" ifadelerine kullandı.
Mehmet Acet'in, gazilere, şehit yakınlarına yönelik böyle bir tehdidin olup olmadığını sorduğu Akdağ, "Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan'ın çirkin ve ahlaki yaklaşımdan uzak açıklamalarını görünce yaptığımız işin kıymeti ortaya çıkıyor ve iyi ki böyle bir şey yapmışız diyoruz." diye konuştu.
ŞEHİDİ MEZARDA BİLE RAHATSIZ EDERLER
Akdağ, CHP'nin muhalefet anlayışının çok yanlış olduğunu ve bu tarzın CHP'ye bir şey kazandırmadığını belirterek, "Şimdi bu ahlaksız adamın, milletvekili kılıklı bu adamın söylediklerine nasıl tahammül edeceğiz. Bunlar yarın Allah korusun şehidi mezarda bile rahatsız ederler. İfadeler apaçık ortada. Dolayısıyla yapılan iş doğru iştir. Benim içim çok rahat." ifadelerini kullandı.
Acet'in "Gelecekte başka şeylere, hukuk dışına yönelmeye sevk edeceği ve 15 Temmuz dışında başka olaylarda değerlendirilebileceği yönünde görüşlerin ortaya çıktığını" belirterek, görüşünü sorduğu Akdağ, şunları kaydetti:
"Bu düzenleme 15 ve 16 Temmuz'la alakalı. Ayrıca sonuçta mahkeme karar verecek. Diyelim ki ileride herhangi bir kişi ile ilgili böyle bir mahkeme açıldı. Mahkeme bakacak o kişinin davranışı 15-16 Temmuz'da tamamen darbeyi bastırmaya dönük bir davranış mıydı, yoksa başka bir şey miydi? Hakimler, savcılar bunun için var. Bunda tereddüt edecek bir şey yok. Sadece ana muhalefet partisinin hırçınlığını, bu milletvekilinin şahsında terbiyesizliğini görmüş olduk. Bu kişiyi parti disiplinine sevk edip çıkıp özür dilese, yaptıklarını onaylamıyoruz derlerse bunu anlarız. Bugüne kadar sustu, sanki yaptıkları doğru bir şeymiş gibi bir tavır var."
Akdağ, bu düzenlemenin sadece 15 ve 16 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olduğunu tekrarlayarak, şöyle devam etti:
MİLLETİN DİRAYETİ OLMASAYDI MAHVOLMUŞTUK
"O gün halk bunu yapmasaydı, Allah korsun bugün belki de bir Suriye'ydik. Tabii ki yapacağız, bu bizim milletimizin farklılığı, bu milletimizin üstün seciyesi. Hepimiz biliyoruz o gün kendini feda eden şehitlerimiz, gazilerimiz olmasaydı, bugün özgür bir millet olarak belki yoktuk. Bunu basite almamak lazım. O geceyi bazı ülkeler hafife alarak yokmuş gibi yaklaştı ama o geceyi hepimiz yaşadık. Allah'a şükürler olsun ki milletimiz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dimdik duruşuyla iyice güçlenerek sahip çıktı ve kendi vatanımızı koruduk. İkinci kurtuluş savaşıydı bu. Kısa sürdü ama kısa sürede milletin dirayeti olmasaydı mahvolmuştuk."
CHP'nin "darbe 20 Temmuz'da başladı" söylemi hatırlatılan Akdağ, "Çok ayıp ediyorlar. O meşhur 15 Temmuz ruhuna da ihanet etmiş oluyorlar." dedi.
SİZİ KONUŞTURAN BAŞKA ŞEYLER VAR
Sunucu Mehmet Ecet'in, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun yeni KHK'daki tek tip kıyafet düzenlemesiyle ilgili açıklamasında, 12 Eylül'le bu süreci aynı gören yaklaşımını sorduğu Akdağ, şöyle konuştu:
"Böyle insafsızlık olur mu? Buna katılmayabilirsiniz, tartışılır. Biz milletimizin yoğun talebi ve biraz da güvenlik sebebiyle böyle bir karar aldık. Siyaseten bunu tartışabilirsiniz ama bundan dolayı siz bugünkü seçilmiş iktidarı bir darbeci, ihtilalci bir generalin tutumuna benzetirseniz o o zaman ben size, 'Sizin kafanızın arkasında başka şeyler var, sizi konuşturan başka şeyler var. Sizi oraya genel başkan olarak kim getirdiyse sizi o konuşturuyor' derim."
KILIÇDAROĞLU ŞİMDİ DİYET ÖDÜYOR
Akdağ, Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığa nasıl geldiğinin unutulmaması gerektiğini anlatarak, Kılıçdaroğlu'nun bir kaset kumpası ile göreve geldiğini söyledi.
Bu kaset kumpasını da en iyi FETÖ'cülerin yaptığını aktaran Akdağ, "Kılıçdaroğlu şimdi diyet ödüyor. Vefa borcunu ifa ediyor. Kılıçdaroğlu'na bunu kim yaptırıyorsa kim akıl veriyorsa yanlış bir iş yaptırıyor. Bir sağdan astık bir soldan astık diye bir gecede ülkeyi bir hapishaneye çeviren ihtilalci ile ondan 36 yıl sonra bir başta ihtilali önlemiş gerçek bir lideri ve onun partisini, iktidarını kıyaslamak, yazıklar olsun. Bu çirkinliğe pespayeliğe ne söyleyelim. Çok net ifade ediyorum Sayın Kılıçdaroğlu bedel ödemektedir. Sayın Kılıçdaroğlu vefa duygusunu göstermektedir ama kime?"
KILIÇDAROĞLU ÇARPIYOR
Akdağ, tek tip kıyafet düzenlemesinin şu an birçok Batılı ülkede uygulandığını anlatarak, bunun bir ihtiyaçtan oraya çıktığını ifade etti.
Vatandaşın bu hususta ciddi bir talebinin olmasının yanı sıra güvenlik açısından da bunun faydalı olacağını dile getiren Akdağ, "Suçu kesinleşmemiş kişilere kelepçe de vuruyoruz o zaman insanlara kelepçe de takılmasın yani güvenlik sebepli birtakım uygulamaları tabii karşılamak lazım. Bunlar darbeyle vatana ihanetle yargılanıyorlar. Darbeden ve terörden bahsediyoruz." dedi.
Başbakan Yardımcısı Akdağ, Kılıçdaroğlu'nun basit, yalın, ince bir siyasi davranışı olduğunu belirterek "O da şu 'çarpıtma'. Olayı bir yerinde çarpıtıyor ve oradan derinleşerek götürmeye çalışıyor. Getirip bir belge sallıyor herkes, koskoca ana muhalefet partisinin elinde herhalde belge var diyor. Artık o belgeüzerinden günlerce konuşabilir, içinde hiçbir şey olmasa da. Nitekim sonunda da hiçbir şey olmadığı ortaya çıkıyor. Burada da öyle bir çarpıtma var. Cümleye, 'Siz bunu nasıl giydirirsiniz?' diye başlıyor. Sanki yargılanan kişileri doğrudan hükümet yapıyormuş gibi davranıyor." ifadelerini kullandı.